Sitemize Hoş Geldiniz ------Sitemizdeki Konu Sayısı 1400'ün üzerine çıkmıştır Bir çok deney ve araştırma konularımız sizin ilginizi çekebilir SİTEDE ARAMA YAPMAK İÇİN YANDAKİ ARAMA KUTUSUNU KULLANIN Aşağıdaki kayan resim menüsüne de İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK konuları ekleyeceğim

KANATLI HAYVANLARIN BESLENMESİ

0 yorum


Sindirim; yemlerin fiziksel ve kimyasal etkiler sonucunda yıkımlanarak emilmeye hazır hale getirilmesi demektir. 


Sindirimin temel ögeleri: Partiküllerin küçültülmesi gerekli yüzey genişliğini sağlar Enzimler organik katalizör görevi yapar Asitler (HCl) besin maddelerini temel gruplara ayırır. 

Besin maddeleri ve bileşimleri; Karbohidratlar basit şekerlerden oluşur Yağlar, yağ asitleri ve gliserolden oluşur. Proteinler amino asitlerden oluşur. 


Sindirim sistemi, organlar ve görevleri: Gaga ve ağız kısımları yemi alarak gırtlağa doğru iter, tükrük yemi ıslatır, kayganlaştırır, enzimler nişastayı parçalamaya girişir. Özofagus ağız ve alt sindirim organları arasında geçişi sağlar. Kasılma ve salgı işlevleri yoktur. Kursak, geçici yem deposudur, kursaktaki nötr pH mantar üremesine yol açar. Ön mide-bezli midede salgılanan pepsinojen ve HCl ile gerçek sindirim başlar. Taşlık, yemleri daha küçük partiküllere ayırır. Oval, kaslı organın kalın – boynuzumsu katmanı, hindilerde ceviz kıracak güçtedir. Karışık-iri partiküller daha fazla öğütülmek için bekletilir, inceler geçer gider. İnce barsak üç kısımdan oluşur: 

Duodenum; Pankreatik enzimler ve safra katılır. Jejenum; Emilim önemli oranda burada gerçekleşir. 

Ileum; jejenumun faaliyetini sürdürür. 

Sekum; su emilir, bakteriyel sindirim yapılır. Kalın barsak; İnce barsağı kloakaya bağlar, Suyu emer, besin maddelerini emmez 

Kloaka; sindirim, idrar ve üreme sistemlerinin buluştuğu kavşaktır, dışa anus vasıtasıyla açılır. 


İlave sindirim organları; Pankreas, tripsinojen, kimotripsinojen, steapsin ve amilaz salgılanır. 

Karaciğer; amilaz ve lipaz üretir, safra yağları emülsifiye eder asitliği nötrleştirir kokuşmayı önler, toksinleri yokeder. 

Yem geçişi; türe, yaşa, stresse, çevre, yem tipi, formu ve miktarına bağlı olarak 2-8 saat sürer. Geçişi peristaltik dalgalar hızlandırır. 

Enzim aktivitesi 

Enzimler organik katalizörlerdir, kimyasal reaksiyonları etkinleştirir, hızlandırır. Enzimler sübstrat spesifiktir. Enzimler kimyasal sübstratlar değildir. Sindirim enzimleri inaktif pro-enzimler olarak hazırlanırlar Organlar mukusla kaplı olduğu için korunur. 


ENERJİ METABOLİZMASI 

Beslenme yönünden termal ve moleküler enerji türleri önem taşır. Enerji ifade edilirken; 
Kalori: 1 gram suyun sıcaklığını 1°C artırmak için gereken enerjidir, Kilokalori = 1000 kalori, Megakalori = 1.000.000 kalori, Joule: 1 kalori = 4.185 Joule terimleri kullanılır. 

Biyolojik maddelerin enerji değerlikleri 

Oksijen Bomba Kalorimetre ile ölçülür Kimyasal reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan enerji ekzotermik veya endotermik olabilir. Termodinamiğin temel kuralları; 

1. Enerjinin korunması:Kapalı bir ortamda enerji, formuna bakılmaksızın sabit kalır. Enerji bir seri reaksiyonla değişikliğe uğrar. 
2. Enerji,yüksek enerjili ortamdan düşük enerjili ortama, karmaşıktan basite doğru akma eğilimindedir. Bu yönelmenin tersine gerçekleşebilmesi için ekstra enerji gereklidir. Pekçok reaksiyonun vücutta gerçekleşmesi imkansızdır. Ancak enzimler aktivasyon enerjisini düşürerek bunu olası kılar. Hayvanlardaki aktivasyon enerjisi, yüksek enerjili fosfat bileşiklerinden sağlanır (ATP). Yemden gelen enerji 3 temel amaçla kullanılır. İş ve aktivite için Vücut sıcaklığını ayarlamak için Vücut doku veya ürünlerinin yapımında Bunların dışında kalan enerji vücutta yağ şeklinde depo edilir 

Yem Enerjisinin Değerlendirilebilirliği; Bazı enerji kaynakları gerekli enzim sistemi bulunmadığından kanatlılar tarafından değerlendirilemez (seluloz).

Enerjinin yönlendirilmesi: Kanatlılar, pek çok hayvan türü gibi enerji gereksinimlerini doyuracak şekilde yem tüketirler. Hayat boyunca gereksindikleri ve tükettikleri besin maddesi miktarları biribirine çok yakın bulunmuştur. Fazlası ise vücut yağı olarak birikmiştir. 

Kullanım Etkinliğine göre enerji kaynakları 

Karbohidratlar Yağlar Proteinler Kanatlıların ihtiyaç duyduğu enerji; yaş, cüsse, aktivite düzeyi, metabolik düzey (verim),çevre koşulları, yemin çeşidi (enerji ) düzeyi, stres koşulları (hastalık, parazit vb.) faktörlere bağlı olarak değişir. 

Yem Enerjisinin sınıflandırılması 
Gross enerji; yemin toplam enerjisi 
Sindirilebilir enerji; GE – fekal enerji 
Metabolik enerji; SE – idrar enerjisi (kafes hayvanları için kullanılır) 
Net Enerji; ME – sindirim enerjisi 
Verim Enerjisi; NE – temel metabolizma enerjisi 
Temel Enerji kaynakları A. Karbohidratlar; Gereken enerjinin %80 ini karşılar. Bazı organlar sadece COH enerjisiyle çalışır. B. Yağlar; % 20 ihtiyacı karşılar. Fazla enerji, kaynağına bakılmaksızın vücut yağı olarak depolanır. 

   C. Proteinler, amino asit gereksinimi karşılandıktan sonra kalan kısımlarıyla enerji kaynağı olarak kullanılırlar. Proteinlerin enerji kaynağı olarak kullanılması zararlıdır, çünkü; pahalıdır, ısı üretir, azot zehirlenmesi riski vardır. 

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI 
A. Giriş 
1. Doğadaki pek çok maddeden oluşur (seluloz, şekerler, nişasta). 2. Bitkiler tarafından üretilir (fotosentez) 6 CO2 + 6 H2O + enerji ------> C6H12O6 + 6 O2 120 g. üretmek için 673 kalori gerekir 3. COH’lar bütün yaşayan dokularda vardır. 
4. Bütün COH’lar metabolize edilmeden önce glukoza dönüştürülür. 
5. COH’ların temel amacı enerji üretmek ve depolamaktır. 

B. Hayvanlarda glukozun yönlendirilmesi 
1. Bütün dokular COH’ ları enerji kazanmak için oksitleyebilir. 
2. Hızlı enerji için glikojene dönüştürülür. 
3. Beyin işlevleri için glukoz yegane enerjidir. 
4. Gerekli vücut ksomponentleri oluşturmak için başka yapılarla birleşirler (DNA) 
5. Fazla COH’lar yağa dönüştürülerek depo edilir.

C. Karbohidratların yapısı 

1. C:H:O den 1:2:1 oranlarda oluşur. 
2. C’ların alkollerle bağı vardır (-OH) ve bir Carbonyl grup (-CO) eklenmiştir. 
3. Birçok COH, yüzük gibi yuvarlak konfigürasyondadır.
 a. Furanose (5 üyeli). b. Pyranose (6 üyeli). 
4. Aldoses veya Ketoses olabilirler. 

D Karbohydrate molekülü tipleri. 

1. Monosakkaridler en temel COH’lar olup daha alt yapıları yoktur. glukoz & mannoz. 
2. Disakkaridler--iki monosakkaridden yapılmıştır. sukroz & laktoz. 
3. Tri-, Tetra-, Penta-, gibi. sakkaridler. 
4. Oligosakkaridler; 1 - 8 monosakkarid molekülleridir. 
5. Polisakkaridler birçok monosakkarid molekünden yapılmıştır.
 Nişasta, seluloz. 

E. Önemli COH molekülleri. 

1. Sukroz—bilinen granül şeker: 
a. Disakkarid; glukoz + fruktoz. 
b. Bitkisel (pancar, şeker kamışı, çınar). 
c. Bütün tatlandırıcılarda bulunur. 
2. Maltoz—mısır şekeri. 
a. İki glukozdan oluşur. 
b. Yaygın ticari tatlandırıcı. 
c. Mısır nişastasından elde edilir. 
d. Dextrinler aynı yolla elde edilir. 
3. Laktoz—süt şekeri.
 a. Disakkarid -- glucose + galactose.
 b. Kurutulmuş yağsız sütten çıkarılır. 
c. Çoğu hayvanda enzimi bulunmaz (laktaz).
 4. Nişasta. 
a. Glukoz moleküllerinin Polysakkarididir. 
b. Sindirilebilir bağlarla bağlıdır. 
c. Amylozlar (düz zincir) ve amylopektinlerden (dallı zincir) oluşur.
 d. Her 24-30 birimde dallanır. 
e. Dallanma noktalarında 1,3 ve 1,6 tipleri vardır. 
f. Homomonosakkarid (tek çeşit monosakkarid) ve heterosakkrid (farklı monosakkaridler) tipleri vardır. 
5. Glikojen—hayvansal nişasta.
 a. Nişastaya çok benzer ancak dallanma noktaları fazladır.
 b. Yapısı daha sağlamdır, her 12 birimde dallanır. 
c. Karaciğerde glukozdan üretilir. 
d. Dokularda çabuk enerji kaynağı olarak depolanır, hızla değerlendirilir. 
6. Selluloz—sindilemeyen ağaç posası veya lif. 
a. Glukozdan oluşan polisakkaridlere benzer. 
b. Paralel uzanan güçlü düz zincirlerden oluşur. 
c. Çoğu türde bağlarını ayrıştıracak enzim bulunmaz, termit ve bakterier ayrıştırabilir. 
d. Ruminantlar, rumen bakterileri sayesinde ayrıştırır. 

F. Karbohidrat Metabolizması 

1. Karbohidratlar temel enerji kaynaklarıdır. Pek çok şeker önce glukoza dönüştürülür,enerji olarak kullanılır, glikojene çevrilir, kalanı yağ olarak depolanır. 
2. Temel metabolik seyir; 
a. Glukolitik yol (EMP pathway). 
b. Kreb's cycle (TCA cycle). 
3. Önemli metabolik ilişkiler. 
a. AMP --> ADP --> ATP 
b. Glucolizis X glikolizis 
c. Glukogenesis X glicogenesis 
4. Glukolitik yolun temel fazları: 
a. Fosforilasyonla ön aktivasyon. Çeşitli yüksek enerji-fosfor bileşimleri, varolan monosakkaridlere göre kullanılır.
b. Glikojen daha az enerjiye ihtiyaç duyar. 
c. Her 6 karbonlu molekül, 2 tane 3 karbonluya dönüştürülür. 
d. Yıkımlanma ile birlikte (oksidasyon) salınan enerji ATP’lerin yapısında toplanır. (NAD --> NADH2 and FAD --> FADH2) e. Sonuçta ortaya çıkanlar: ? Ethanol--anaerobik mikroorganizmalar. ? Laktik Asit--anaerobik kaslar. ? Pyruvik Asit--normal hayvansal dokular. 
f. Glukolitik yol geriye dönebilir (glucogenesis) ancak bu durum pek çok dönüşümsüz reaksiyon nedeniyle nadiren gerçekleşir. 
5. Kreb's Cycle 
a. Enerjinin çoğu bu şekilde serbest bırakılır. 
b. Pyruvik asit, acetyl CoA’ ya dönüştürülür. 
c. Acetyl CoA (2-C), malik asitle (4-C) birleşerek Sitrik asit (6-C) olşturur. 
d. Hidrojen atomları ayrışarak ATP oluşturur ve enerji üretir. (NAD & FAD) 
e. C ve O2 molekülleri sitrattan ayrılarak CO2 oluştururlar.
 f. Siklusun sonunda oluşan malik asit, başka bir Acetyl CoA ile birleşir. 
g. Her siklus sonunda her bir Acetyl CoA molekülü; 12 ATP ve 2 CO2 ortaya çıkarır. 
h. Kreb's cycle, COH, yağ ve protein metabolizması için geneldir. Piruvatların dekarboksilasyonu geri dönüşümsüz olduğundan, yağlar glukoza dönüştürülemez. 
6. Enerji Üretimi Aşama Glukoz Glikojen Aktivasyon -2 -1 Glu-/Glycolysis Pathway 4 4 TCA (Kreb's) Cycle 24 (12 x 2) 24 Toplam ATP üretimi/Molekül 26 27 Ölçülebilen enerji türünden enerji üretimi: 4.15 Kcal/g COH’lar 4.1 Kcal/g proteinler 9.4 Kcal/g yağlar Yağlar, COH ve proteinlerin 2.25 katı daha fazla enerji değerine sahiptir. 

LIPID METABOLİZMASI 

A. Lipidler, eter-benzen-hekzan gibi organik çözücülerde çözünebilen organik maddelerdir. 
B. Lipidleri: 
1. Yağ asitleri; serbest organik asit formunda 
2. Yağlar; yağ asitlerinin gliserolle yaptığı mono-, di-, ve tri- gliserid formları. 
3.Balmumu (Waxes); Yağ asitlerininglisero haricinde alkollerle oluşturduğu bileşikler 
4. Fosfolipidler; Yağların fosfatlarla oluşturduğu bileşikler. 
5. Çeşitli lipidler; Lipoproteinler, ksantofiller, yağda çözünen vitaminler, vb. oluşturur. 

C. Yağ asitleri: 

1. Doymuş yağ asitleri: 

a. Karbon, Hidrojen ve Oksijenin, CnH2nO2 oranında birleşmesi. b. Karbon atomlarının zircir bağlarının merkez karboksil (COOH) haricinde ekstra Hidrojenle doldurulduğu zincirler. 
c. Karbon zincir uzunlukları çift sayıda olmakla beraber, tek sayıda olanları da vardır.
 d. 2-34 C atomu taşıyan yağ asitleri olmakla beraber en tanınmış yağ asiti Palmitik asittir (16 C). 

2. Doymamış yağ asitleri. 
a. Karbon zincirinde tek veya çift bağ taşıyan yağ asitleri. 
b. Linoleik Asit yegane esansiyel yağ asitidir. 9 ve 12. C pozisyonunda 2 tane karboksil grubu çift bağ vardır. 
c. Linoleik asit diğer esansiyel yağ asitlerinin ön maddesidir. 

3. Önemli yağ asitleri: Asetik Asit (2 karbon) CH3COOH Palmitik Asit (16 karbon) C15H31COOH Stearik Asit (18 karbon) C17H35COOH Oleik Asit (18:1 karbon) C17H33COOH Linoleik Asit (18:2 karbon) C17H31COOH Linolenik Asit (18:3 karbon) C17H29COOH D. 

Yağlar: 
1. Yağların beslenme ve besleme görevleri: 
a. Enerji kaynağı. 
b. Yağda çözünen vitaminlerin taşınması ve emilmesi.
 c. Yemlerde tozlaşmayı önleyici olarak. 
d. Yemlerin lezzetini ve hayvanlar tarafından tercih edilmesini artırıcı olarak. 
e. Yem üretimi sırasında yağlayıcı-kayganlaştırıcı olarak. 
2. Yemlerde mono, di, ve trigliserid formda bulunurlar. 
3. Katı ve sıvı yağlar Katı yağlar yapılarında genellikle fazla miktarda uzun zincirli doymuş yağ asitleri bulundururlar. Oda sıcaklığında katı formdadırlar. Genellikle hayvansal yağlar bu gruptadır. (Balik yağı sıvı formdadır) Sıvı yağlar oda sıcaklığında genellikle sıvı formdadır. Kısa zincirli, az doymuş veya doymamış trigliseridler, serbest yağ asitleri ve monogliseridler bulundururlar. Bitkisel yağlar çoğunlukla bu gruptadır. (Hindistan cevizi ve palmiye yağı katı formdadır) 
4. Yağların fizyolojik görevleri: 
a. Vücudun enerji rezervleridir. 
b. Aşırı sıcağa karşı yalıtım görevi yaparlar.
 c. Hayati organları kaplar ve korurlar.
 5. Basit gliseridlerin yapısını tek çeşit yağ asiti ve gliserol molekülü oluşturur. Karmaşık gliseridler 2-3 değişik yağ asitinden oluşur.
 6.Katı / Sıvı yağların enerji içerikleri: Yağ / Oksijen oranı C:O = 8.5 : 1 H:O = 16.3 : 1 Glukoz / Oksijen oranı: C:O = 1 : 1 H:O = 2 : 1 Yağların enerji değerleri, molekül ağırlıklarına oranla çok yüksektir. Yağları metabolize eden oksijen atmosferik 02 dir. Yağların enerji verimi birim ağırlık için COH’ların 2.25 katıdır.

 E. Gliseridlerin sindirim ve emilimi: 
1. Duodenal kanala gliserid olarak girerler. 
2. Safra ile karşılaşınca, yağlar, yüzey alanları artmış, emülsifiye damlalara dönüşür. 
3. Gliserollerin 1 ve 3. C a bağlanmış olan yağ asitleri hemen ayrışırlar. 
4. Lipaz enzimi yağ asitlerinin her iki ucunu gliserol iskeletinden ayırır.
 5. Damlacıktan ayrıştırılan yağ asiti ve monogliseritler safra ile birleştirilerek misel formunda barsak duvarından emilir. 
6. Damlacıkta kalan yağ asiti gliserol iskeletinden ayrıştırılmaya devam edilir. 
7. Barsaktan emilen kısımları, monogliseridler, yağ asitleri ve gliserol oluşturur. 
8. Kanda taşınma: 
a. 12 C’ dan kısa olan yağ asitleri kanda, emildikleri biçimde taşınırlar. 
b. Monogliseridler ve uzun zincirli yağ asitleri ise; ? Trigliseridlere yeniden esterlenerek. ? Küçük yağ damlacıkları şeklinde birleştirilerek. ? Damlacıklar fosfolipid, lipoprotein ve kolesterolle kaplanarak. ? Kaplanan damlacığa "şilomikron" adı verilir ve kan yoluyla karaciğere taşınır. ? Şilomikron oluşumu, ‘kolesterol tartışmasının’ merkezini oluşturur. 

F. Yemlere katılan yağlar: 
1. Ortamda enerji sağlayıcı olarak diğer besin maddelerinin daha iyi değerlendirilmesini sağlarlar. 
2. Esansiyel yağ asitlerini temin ederler. 
3. Serbest yağ asitleri, COH’sız diyetlerin % 20’sini aşmamalıdır. 

G. Katı / sıvı yağ acılaşması (lipid moleküllerinin kimyasal bozulması) 
1. Hidrolitik acılaşma 
a. Yağların acılaşması olarak bilinir (fat hydrolysis). 
b. Yağ asitleri, gliserol molekülünden ayrılır. 
c. Genellikle mikroorganizmalar sebep olur. 
2. Oksidatif acılaşma (Oxidative Rancidity):
 a. Doymamış yağ moleküllerinde oluşur. 
b. Çift bağ çevresindeki yapı, yağ asitleri ayrıştırıldıktan sonra yeniden düzenlenir. 
c. Sonuçta istenmeyen yan ürünlerle birlikte potansiyel enerjide kayıplar ortaya çıkar. 
3. Acılaşmaya yol açan faktörler: 
a. Kötü depolama koşulları- ısı, nem, bakteri faaliyetleri. 
b. Minerallerin ortamda fazla miktarda bulunması.
 c. Antioksidan maddelerin kullanılması-vitaminler, BHT, BHA, ethoxyquin. 

H. Yağ asitlerinin Beta Oxidasyonu: 
1. Yağ asitleri, 2-C (acetyl CoA ) lu parçalara dönüştürülür.
2. ATP ---> AMP Koenzim A yağ asitine bağlanır. 
3. 2 & 3 karbonlar arasındaki reaksiyonlar sonucu, CoA ve su’yun katılması ile Asetil CoA ve H+(ATP oluşturacak olan) ortamdan uzaklaşır. 
4. Her ayrışma sonucu 5 ATP üretilir. Krebs cycle’a katılan her bir CoA ayrıca 12 ATP üretir. Yağ asitlerinin beta oksidasyonu sonucu; (Her bir yağ asiti X 5 ATP) – 2 ATP = üretilen ATP Beta oksidasyon sonucu üretilen ATP’ ye Krebs Cycle sonucu üretilen ATP ( her 2 C halkası X 12 ATP) eklenerek tek yağ asitinden üretilen ATP sayısı ortaya çıkar. 
5. Beta oksidasyonun dönüşümü sonucu yağ asit oluşumu bazı istisnai durumlar haricinde çoğunlukla mümkündür: 
a. Farklı enzim sistemleri kullanıldığında 
b. Her bağ için daha fazla enerji gerekir. (Her 2-c için 6 ATP). 

PROTEINLER VE AMİNO ASİTLER 
A. Proteinler, amino asit polimerleri taşıyan besin maddelerdir. 
1. Proteios = birinci önem sırası anlamındadır. 
2. Bütün vücut hücrelerinde bulunurlar. 
B. Protein içeren dokular ve vücut bileşikleri: 
1. Yumuşak ve yapısal dokular (kas, deri, gaga, tüy, tırnaklar vs.). 2. Kan proteinleri (albumin, hemoglobin vs). 
3. Enzimler (sindirim, hücresel). 
4. Hormonlar (adrenalin, büyüme hormonu, testosterone, estrogen, vs).
5. Bağlanmış proteinler (glycoproteinler, lipoproteinler, nucleoproteinler). 
C. Proteinlerin yapısı ve kısımları 
1. Amino asit zincirlerinin peptid bağlarıyla birleşmesinden oluşur. 2. Polisakkaridlerle aşağıdaki durumlar haricinde analogturlar: 
a. Amino asitler monosakaritlerin yerine geçer. 
b. Amino asitlerin pek çok formu proteinlerde bulunur. 
c. Proteinler bir tek bağ tipi kullanırlar. 
d. Protein zincirleri branş oluşturmaz. 
3. Proteinlerin moleküler ağırlıkları çok fazladır (milyonlar). Zarlardan geçemez. 
4. Çoğu suda çözünür. (tuz/pH konsantrasyonuna bağlı. Diğerleri organik çözücülerde çözünür (bağlı proteinler). 
5. Protein yapısındaki bozulmalar (denaturation) şu koşullarda hızlanır: 
a. Isı değişimleri 
b. Asitlik (pH) 
c. Elektrolit konsantrasyonu (tuzluluk) d. Kostik çözelti ve maddeler 
6. Proteinlerin çeşitleri 
a. Basit proteinler (amino asitler) 
b. Bağlanmış proteinler (amino asit + lipid veya COH’lar) c. Değişmiş proteinler (Basit veya bağlanmış proteinlerin değişikliğe uğraması sonucu) 

D. Amino asitler 
1. C,O,H,N ve S’ ten yapılırlar. 
2. 22 amino asit bilinmektadir. 
3. Bütün amino asitler alfa C’a bağlanmıştır: 
a. Amino grup (NH2) 
b. Karboksil veya asidik grup (COOH) 
c. Hidrojen atom (H) 
d. Farklı amino asitlerin kalıntıları (R, R', R'', vs.) 
4. Amino asidler biribirlerine COOH grubu ve NH2 grupları arasında bağlar teşkil ettirerek bağlanırlar. 

E. Amino asitlerin değerlendirilebilirliği: 
1. Esansiyel Amino Asitler; 10 AA civcivler için esansiyeldir (Arjinin*, Lizin*, Histidin, Löysin, İzolöysin, Valin, Metiyonin*, Treonin, Triptofan, Fenilalanin). 
2. Kısıtlı amino asitler; 3 AA, esansiyel amino asitlerden sentezlenir (Tirozin, Sistin*, İdroksilizin). 
3. Esansiyel olmayan amino asitler; basit bileşiklerden sentezlenir (Alanin, Aspartik asit, Asparajin, Glutamik asit, Glutamin, Hidroksipirolin, Pirolin, Glisin, Serin). 

F. Protein yapısının 4 kategorisi: 
1. Birincil yapı:
 a. Proteinde mevcut olan amino asitlere, 
b.Her bir AA’in protein içerisindeki miktarına, 
c. AA’lerin sıralanış düzenine bağlıdır. 
2. İkincil yapı; Peptid bağının halkalarının uzayda oluşturduğu (üç boyut) şekle göre (düz, helezon, kırma, rasgele) 
3. Üçüncül yapı; Halkaların zincirde oluşturduğu üç boyutlu yapı. Disülfit bağlarıyla stabilite sağlanmaya çalışılır. 
4. Dördüncül yapı; Protein kompleksi genellikle pek çok peptid zincirinden oluşur. 

G. Protein ve amino asitlerin biyolojik değeri 

1. Bütün hayvanların herbir AA gereksinimi farklıdır. 
2. Biyolojik değer, proteinlerin gerekli olan her bir AA’ i sağlamasıyla ortaya çıkar. 
3. Hayvansal kaynakların biyolojik değeri yüksektir. 
4. AA’lerin biyolojik değeri, besin maddelerinin geniş bir menüden seçilmesi gereğinin kısmi bir gerekçesidir. 

H. Protein Metabolizması 
1. Sindirim a. Yemlerdeki proteinler HCl tarafından kısmen denature edilerek enzimlerin peptid bağlarına ulaşması sağlanır. b. Sindirim enzimleri başlıca 2 tiptir. ? Zincirleri parçalayan enzimler; trypsin, pepsin. ? Ternal AA’leri ayrıştıran enzimler; karboksipeptidase & aminopeptidase c. Sadece AA’ler emilir. 2. Amino Asit Sentezi a. Esansiyel olmayan AA’ ler ve kimi kısıtlı AA’ler hücrelerde spesifik enzim sistemleri tarafından sentezlenir. b. AA sentezleme reaksiyonu tipleri: ? Aminasyon; amino grupun karbon iskeletine doğrudan eklenmesi (bakterilerde yaygın, hayvanlarda seyrek). ? Transaminasyon; AA ten alınan amino grupun, başka bir AA karbon iskeletine aktarılması (Methionine Hydroxy Analog). 
3. Protein Sentezi 
a. AA’ ler kan tarafından vücuttaki bütün hücrelere taşınır. 
b. Doku hücrelerinin endoplazmik retikulumunda gerekli proteinler sentezlenir. 
c. Sentez için mRNA, tRNA & DNA ya ihtiyaç vardır. 
d. Sentez, gerekli olan bütün AA’ ler varsa gerçekleştirilir. 
e. Ancak gerekli proteinler yapılır, artan AA’ler yağa dönüştürülerek depo edilir.
 4. Protein yıkımlanması 
a. Kullanılmayan proteinler hücrede sindirimie benzer bir tarzda yıkımlanır. 
b. Amino asit ürünleri, tekrar kullanım için amino asit havuzuna gelir. 
c. Gereksiz AA’ler (NH2) ürik asite indirgenerek karbon zincirine katılır ve: ? Glukoz sentezinde, ? Yağ asiti sentezinde, ? Kreb's siklüsünde kullanılır. 
d. AA yıkımlanmasının yönü ve düzeyi, organizmanın metabolik düzeyine göre değişir. 
e. Enerji verimi her bir AA’e ve glukolitik yol veya Krebs siklüsüne nerede katıldığına bağlı olarak değişir. 

I. Beslenme AA gereksinimleri 

1. AA gereksinimlerinin ifade edilmesi 
a. Gram/gün. 
b. Yemin yüzdesi.
 c. Yem proteinin yüzdesi.
 d. Gram AA / enerji. 
2. Protein ve AA gereksinimleri tüketilen yemin enerjisini telafi edecek şekilde sağlanmalıdır. 
3. Esansiyel AA’ lerden kısıtlayıcı olanları 
1. Metiyonin, 
2. Lizin’ dir. 
4. Cystine, arginine ve tryptophan miktarlarına rasyonda dikkat edilmelidir. 
5. AA ve protein değerliği yem kötü koşullarda muhafaza edilmişse (yüksek ısı, bakteriyel bulaşma) düşer 
6. AA gereksinimi çeşitli nedenlerle değişebilir: 
a. Kullanılan yem maddeleri 
b. Kanatlıların yaşı ve verim durumu 
c. Kullanılan yem maddelerinin kalitesi 
d. Yemin amino asit dengesi 
e. AA lerin diğer besin maddeleriyle ilişkileri 
f. Kanatlıların hasta veya stresli olması 
g. Çevre koşulları 
h. Genetik farklılıklar 

VİTAMİNLER 
A. Vitaminler enzimlerin katalitik rolünü sağlayan yan bileşiklerdir (kofaktörler). 
1. Vitamin = "vital amine". 
2. Vitaminlerin geleneksel tanımlaması: 
a. Sadece kofaktör olarak kullanılır. 
b. Çok az miktarlarda ihtiyaç duyulur. 
c. Yapı taşı veya enerji kaynağı olarak kullanılmaz. 
B. Vitaminlerin bulunabilirliği, elde edilebilirliği 
1. Pek çok gıdada doğal olarak bulunur.
2. Konsantre katkılarda hepsi bulunurlar. 
3. Tek bir yem maddesinde hepsi ve yeterli miktarda bulunmaz. 
4. Çoğunun ön maddesi bitki ve mikroorganizmalarda vardır. 
5. Vitaminler kanatlı yemlerine şu amaçlarla katılır: 
a. Mikrobiyal sentez minimumdur. 
b. Kanatlıların vitamin gereksinimi fazladır. 
c. Üretim uygulamaları ekstra strese yol açar. 
d. Yem katkılarının miktarı ihtiyaca cevap vermeyebilir. 
C. Vitaminlerin sınıflandırılması. 
1. Yağda çözünen vitaminler (A, D3, E & K). 
a. Lipid besin maddeleriyle alınırlar. 
b. Yağ dokuda daha iyi depolanırlar. 
c. Vücutta iyi muhafaza edilirler. 
2. Suda çözünen vitaminler (bütün B-vit & C). 
a. Suda çözünen besin maddeleriyle alınırlar. 
b. B12 haricinde vücutta depo edilemezler. 
c. Belli bir miktardan fazlası vücuttan atılır. 
d. Bu nedenle yemlerde sürekli bulundurulmaları gerekir. 

D. Vitamin ölçü birimleri. 
1. International Units (IU)--vit A & E. 
2. International Chick Units (ICU)--vit D3. 
3. Gram (g)--Choline. 
4. Milligram (mg)--çoğu B-vitaminleri. 
5. Microgram (ug)--vit B12. 

E. Vitamin A 
1. Pekçok yem maddesinde b-caroten’le (pigment) birlikte bulunur. 2. Mukoza ve sinir membranların işlev ve yapımında görevlidir. 
3. Yetmezliğinde gözler matlaşır, gece körlüğü, ataksi, zayıflık, kuluçka veriminde düşüş görülür. 
4. Mısır, balık yağı, yeşil bitkiler ve Vit A palmitat/asetat’ında bulunur. 

F. Vitamin D3 
1. UV ışık sayesinde kanatlılar sentezler 
2. Kanatlılar D2 değil D3 kullanırlar. 
3. Ca/P metabolizasyonu için gereklidir. 
4. Yetmezliği raşitizm, ince yumurta kabuğu, büyümenin yavaşlaması, zayıflık ve ataksiye yol açar. 
5. Kaynaklar; balık yağı, D3 katkıları, UV ışığı (15 dakika/gün) 

G. Vitamin E 
1. Yemlerdeki ve vücuttaki yağları koruyan doğal bir antioksidan maddedir. 
2. Sinirsel ve membran faaliyetleri sağlar. Yetmezliği halinde: 
a. Encephalomalacia--(vit E). 
b. Exudative diathesis--(E ve Se). 
c. Muscular distrofy--(E & sulfur AA’ler) ortaya çıkar. 
3. Belirtiler; ataksi, boyun kaslarının kasılması, ödemler, büyümenin yavaşlaması, kas dejenerasyonu, döllenme ve kuluçkadan çıkışta düşme. 
4. Kaynaklar; bitkisel yağlar, öğütülmemiş tahıllar, 
a-tocopheril katkıları. 

H. Vitamin K 
1. Kanın pıhtılaşmasını sağlar (protrombin sentezi). 
2. Yetmezliğinde aşırı kanama, yumurtada benekler, anemi, aşırı yara, bere, çürükler ortaya çıkar. 
3. Kaynakları; yonca unu, yağlı tohum küspeleri, çürümüş balık unu, vit K katkıları (menadione Na bisulfite). 
4. Yetmezliği; yağlı tohumların solvent ekstraksiyonu, yoncanın az kullanılması, balık ununun iyi işlenmesi, vit K antagonistik ilaç kullanımı halinde ortaya çıkar. 

I. Thiamin (vitamin B1) 
1. Sinirsel fonksiyonlar için gereklidir.
2. Yetmezliği halinde, iştahsızlık, zayıflık, tüylerin kabarması,, başın kasılması gibi belirtiler ortaya çıkar. 
3. Thiamin, tahıl ve yağlı tohum küspeleri, thiamin HCl ‘de bulunur. 

J. Riboflavin (vitamin B2) 
1. Sinirsel fonlsiyonlar ve ADP’ den ATP üretilmesinde görev alır. (FAD energy transfer). 
2. Yetmezliği halinde ayak parmaklarının bükülmesi ve felci (Curly Toe Disease), zayıflık, büyümenin yavaşlaması, döllenme ve kuluçkadan çıkışta aksaklıklar ortaya çıkar. 
3. Yapraklı yemler, mayalar, yağsız süt tozu, sentetik riboflavin. 

K. Niacin (Nicotinic Acid) 
1. Riboflavine benzer enerji fonksiyonu (NAD) & mukoz membranların teşekkülü gibi görevleri vardır. 
2. Yetmezliği halinde taban ekleminde büyüme,iştahsızlık (anoreksi), zayıf büyüme ve tüylenme, mukoz membranlarda yangı ortaya çıkar. 
3. Triptofan yemlerde az ise, niacin gereksinimi artar. 
4. Balık ve et ununda, tahıllarda ve sentetik niacinde vardır.

L. Pyridoxine (vitamin B6) 
1. Sinirlerin oluşumu ve faaliyetlerinde gereklidir.
2. Amino asitlerin değerlendirilmesinde gereklidir (trans-amination, decarboxylation, desulfuration). 
3. Yetmezliği anorexia, zayıf büyüme, titremeler, kasılmalar, yumurta veriminde ve kuluçkadan çıkışta düşüşe yol açar. 
4. Et unu, lifli yemler, tahıllar ve soya küspesinde bulunur. 

M. Cyanocobalamin (Vitamin B12) 
1. Hemoglobinin heme yapısını oluşturur, ( O2 ve CO2 taşınması). 2. Yetmezliği, anemia, büyümenin yavaşlaması, performansın düşmesi, ölümlerin artması, kuluçka veriminin düşmesine yol açar. 3. Yemezliği, yemlerden emilimini sağlayan kofaktörün (intrinsic factor) yetmezliğisonucu ortaya çıkabilir (pernicious anemia). 
4. Hayvansal ürünlerde bulunur, bitkisel kaynaklar çok az miktarda içerir. Mikroorganizmalarca sentezlenir. 

N. Pantothenic Asit 
1. Epitel dokuların yapımında ve korunmasında rol oynar. 
2. Yavaş büyüme, ölüm artışı, dermatid, gözler ve ayaklarda kabuklanmalar, düşük yumurta ve kuluçka verimi. 
3. Coenzyme A’nın bir kısmını oluşturur (COH, yağ ve protein metabolizması). 
4. Lifli yemlerde, et ununda, mayada bulunur. Tahıl ve tohumlarda az bulunur. 

O. Folic Asit 
1. Amino asit metabolismasında tek karbonlu yapıların oluşturulmasında görev alır. 
2. Yetmezliği halinde makrolitik anemi, büyüme ve tüylenmenin gecikmesi, ayak problemleri (tendo kayması) ve kuluçka veriminde düşüş ortaya çıkar. 
3. Mısır, soya, et ununda bol miktarda bulunur. Sulfa grubu ilaçlar vitamini bağlayabilir. 

P. Biotin 
1. Karboksi (COOH) grupları taşıyan ve metabolize eden enzimlerin yapısında yer alır. 
2. Avidin gibi antagonistlerin kullanılması halinde eksikliği görülür. 
3. Pantothenic asit yetmezliğine benzer semptomlar çıkar; ayak problemleri, dermatid, zyıf kuluçka. 
4. Pekçok yemde bulunur ancak bağlı formdadır. Kuluçka verimini artırmak için damızlık diyetlerine katılmalıdır. 

R. Choline 
1. Üç temel görevi vardır: 
a. Sinirler için acetylcholine sentezi. 
b. Kreatin fosfat sentezi (ATP’ benzer). 
c. Eklemlerdeki sünger dokunun yapılması. 
2. Yetişkinler sentezleyebilir, civcivler sentezleyemez. Taban eklemin de perozisle belirgin yetmezliği görülür. 
3. Aynı zamanda lesitinin (emülsifiyer) bir kısmını teşkil eder. Bu nedenle önceleri vitamin olarak kabul edilmemekte idi. 
4. Soya unu, et unu ve sentetik kaynaklarda bulunur. 

S. Vitamin C 
1. Yeterince sentezlendiğinden gerekli bir vitamin olarak görülmez. 2. Yıpranmış dokuların onarılmasında görev alır. Bağ dokuların kollagen kısımlarının sentezinderol oynar. 
3. Isı stresi nedeniyle ortaya çıkan kayıplara karşı Vit C etkin bulunmuştur. 

MİNERALLER 
A. Mineraller, vücuttaki inorganik kompleksleri oluşturur: 
1. Vücut yapısını teşekkül ettirirler. (iskelet). 
2. Ozmotik basınç ve pH’yı düzenleyerek hücrelerin yapısını muhafaza etmesini sağlarlar (homeostasis).
3. Enzim ve hormon fonksiyonlarını sağlarlar. 
B. Minerallerin sınıflandırılması. 
1. Makro mineraller—optimum verim için gerekli olan mineraller a. Kalsiyum 
b. Fosfor 
c. Sodyum 
d. Klor 
e. Çinko 
f. Manganez 
g. Selenyum 
2. İz mineraller—Verimin sürmesi için az miktarda ilave edilir. 
a. Potasyum 
b. Magnezyum 
c. Iodine d. Demir 
e. Bakır f. Molibden 
C. Minerallerin değerlendirilebilirliği 
1. Mineraller eğer yemlerde bağlı(Şelat ) formda ise yeterince değerlendirilemeyebilirler. 
2. Değerlik ve görev yapabilme atomik yüke göre değişir. 
a. Katyonlar--positif (+) 
b. Anyonlar--negatif (-) D. (Ca+) 

1. Ca’ un görevleri: 
a. Kemikler ve yumurta kabuğunun ana yapısıdır. 
b. Sinirsel fonksiyonların temel faktörüdür. 
c. Kan pıhtılaşmasında önemli bir elementtir. 
2. Ca’ un çoğu kemiklerde olup sürekli dönüşüm halindedir. Tavuklar yumurta kabuğu oluşumu için günde 2-2.4 gram Ca’ ihtiyaç duyar. 
3. Ca’ un emilimi P, Vit D3, partikül büyüklüğü ve Ca kompleksinin yapısına göre değişir. 
4. Yetmezlik belirtileri; raşitizm, yavaş büyüme, kanama süresinin uzaması, aşırı duyarlık, tetani, kolay kırılan kemikler, ince yumurta kabuğu. 
5. Et-kemik unları, kireç taşı, midye kabuğu gibi kaynaklarda çok bulunur. 
E. Fosfor (P+) 1. P’un görevi Ca’a benzer. 
a. Kemik oluşumu 
b. Hücresel sıvılarda pH düzenlenmesi 
c. Enerji transferi (ATP). 
d. Nükleik asitler ve koenzimlerin yapısına girer. 
2. Emilimi Ca emilimiyle ilişkilidir. 
a. Büyüyen kanatlıların diyetlerinde Ca:P oranı 2:1 olmalıdır. 
b. İnorganik P doğrudan değerlendirilir. 
c. Ca veya D^ün yetersizliği P emilimini etkiler. 
3. Yetmezlik belirtileri; raşitizm, yavaş büyüme, anoreksi, genel zafiyet. 
4. Sadece inorganik kaynaklar değerlendirilir, Fitinlerin değerlendirilmesi zayıftır. 
F. Sodyum (Na+) ve Klor (Cl-) 
1. Her iki mineral de hücre membranları arasında osmotik ve asidik dengenin sağlanmasında görevlidir. 
2. Sodum ekstraseluler, klor intrasellulerdir. 3
. Dehidrasyon, irritasyon, tetani, zayıf büyüme, kanibalizmin artması, yüksek ölümler yetmezlik semptomlarıdır. 
4. Sofra tuzu en iyi kaynak olup, diyetlere % .3-.5 oranda katılır. 
G. Çinko (Zn++) 
1. Büyüme, kemik yapımı, dokuların onarılması için gereklidir. 
2. Yetersiz tüketiliyorsa; uzun kemiklerin kütleşmesi, iştah azalması, deri lezyonları, tüylenmenin bozulması. 
3. Çinko oksit (ZnO) şeklinde 115g/ton yemlere katılır. 
4. Fazla miktarda çinko, yumurta tavuklarında tüy dökmeye yol açar. 
H. Manganez (Mn++) 
1. Kartilöz doku yapımı ve enerji metabolizması enzimlerinin yapılmasında gereklidir. 
2. Perozise benzer topallıklar, yürüme problemleri, yumurta kabuk yapısının bozulması ve verimin düşmesi, kuluçka veriminin düşmesi. 
3. Yemlere MnSO4 at .100-.150 g/ton ilave edilir. 
I. Selenyum (SeO-) 
1. Vit E ile birlikte antioksidan etki yapar ve pankreasın sağlıklı kalmasını devam ettirir. 
2. Yetmezliği büyümenin durması ve eksudatif diyatez’ e yol açar. 3. Yemlerin Se içerikleri bilinemez, bu nedenle sodyum selenit olarak .1-.2 ppm dozda yeme katılır. 
J. İz Mineraller 
1. Potasyum (K+) hücre ozmotik basıncı ve kas fonksiyonları (rahatlama) için gereklidir. 
2. Magnezyum (Mg++) ATP yapan enzimleri oluşturur. Dolomitik kireç taşından elde edilirse fazlası toksik olabilir. 
3. Demir (Fe++) hemoglobin ve ATP yapan enzimlerin yapısında yer alır. Yemlere. 40-50 ppm katılması yeterli olur. 
4. Bakır (Cu++) demire benzer nedenlerle gereklidir. CuSO4 (bakır sülfat) yemlere küf önleyici olarak ta katılır. 
5. Iyot (I) kalsiyum ve karbohidrat metabolizması için tiroid fonksiyonlarını düzenler. 
6. Molybdenum (MoO-) NAD enzimleri & enerji (ATP) metabolizması için gereklidir. Hemen bütün yemler yeterli Mo içerir. 

SU 
1. Su: 
a. Besin maddesi ve atıkların taşınması, 
b. Vücut ısısının regülasyonu, 
c. Ozmotik (iyonik balance) kontrolu için gereklidir. 

2. Tüketilen yem miktarının 1.5-2 katı su tüketilir. 
3. Yüksek ısıda su tüketimi artar. Yumurtlayan tavukların da su ihtiyacı fazladır. 

YEM MADDELERİ 
A. Yem maddelerinin seçimi: 
1. Besin maddelerinin maliyeti 
2. Fiziksel ve kimyasal değerlilik 
3. Besinsel karakter ve kısıtlamalar 
B. Yem maddelerinin çeşitleri 
1. Tahıllar 
2. Protein kaynakları (bitkisel / hayvansal) 
3. Değirmencilik yan ürünleri 
4. Mineraller 
5. Çeşitli yem maddeleri 
6. Mikro içerikler / katkılar C Tahıllar 
1. Sarı mısır 
a. Yüksek enerji taşır, pigmentasyonu yüksektir, hayvanlar severek tüketir 
b. Lizin, metionin miktarı düşüktür, küflenme ve mikotoksin oluşumuna predispozedir. 
c. Rutubet oranı % 14 den düşük olmalıdır. 
2. Sorgum (Milo) 
a. Yeterince temin edilebilirse mısırdan sonra kanatlılar için en değerli tahıldır. 
b. Mısırın % 88 i değerdedir. 
c. Ucuz oluşu en önemli avantajıdır. 
d. Metionin ve lizin azdır, protein düzeyi değişkendir, pigmentasyonu zayıftır, kesim sırasında karkasa bulaşabilir. 
3. Buğday 
a. AA profili daha iyidir, çok iyi peletleme özelliğindedir. Ekonomiktir, mısırın % 95 i karakterdedir. 
b. Protein düzeyi ve lezzeti değişkendir, problemi değişebilir. 
4. Yulafın selülozu yüksek, enerjisi düşük ve pahalıdır, palaz ve damızlık yemlerine katılabilir. 
5. Arpa, mısıra oranla enerjisi düşük ve pahalıdır. 
6. Çavdar ve tritikeyl düşük enerjili, besin değeri kanatlılar için düşük tahıllardır. % 25 ten fazla çavdar kullanılması, kanatlılarda verim düşüklüğü ve yapışkan gübre yapar. 

D. Protein kaynakları 

1. Soya unları % 44-48 protein içerir. 
a. Kanatlılar için en uygun protein kaynağıdır. 
b. Tüm AA leri fazlasıyla içerir. 
c. Üretim teknolojilerinin benzerliği nedeniyle daha uniformdur. 
d. Proteaz inhibitörlerinden ,urease, lipoxidase, hormon faktörleri ve allergenik faktörlerin yokedilebilmesi için ısı ile muamele gereklidir. . 
2. Mısır gluten unu ve yemi 
a. Nişasta/yağ alındıktan sonra kalan kısım. 
b. Usually deficient in lizin, arginine & tryptophan yönünden yetersizdir. 
c. Un % 60, yem % 41 protein içerir. 
d. Çok iyi pigment kaynaklarıdır. 
3. Fıstık küspesi 
a.Yüksek oranda tannik asit ve mikotoksin içerdiğinden kanatlılarda fazla kullanılmaz. 
b. Yağ alındıktan sonra küspe ısı ile muamele edilir. 
c.Bütün legüminöz taneler toksik/enzimatik faktörlerinin yıkımlanması için ısı ile muamele edilmelidir. 
4. Pamuk tohumu küspesi 
a. İçerdiği gossipol ve siklopropan halkalı yağlar yüzünden kanatlılarda pek kullanılmaz. 
b. Gossipol civcivlerde büyümeyi yavaşlatır, yumurta sarısının rengini bozar. 
c. Siklopropan halkalı yağlar yumurta akını pembeleştirir. 
5. Kanola-kolza (Rapeseed) küspesi, içerdiği tannin ve glikozidler (erusik asit) nedeniyle kanatlı diyetlerinde kullanımı kısıtlıdır. % 15 ten daha az düzeylerde kullanılabilir. 
6. Et unları 
a. Tam olarak işlenmeli, antioksidanlar katılmalıdır. Esansiyel amino asitler yönünden çok zengindir. Çeşitleri: ? Etli kısımlar, et – kemik unu ? Kanatlı unları; baş-ayak vs, tüy unu ? Kan unu ? Balık unları (menhaden, anchovy, herring, vs) ? Kurutulmuş süt ürünleri b. Et unları ? Protein yönünden en zengin kaynaklardır. ? Yüksek oranda protein, üstün AA profili vardır. Methionine and cystine yönünden baliık unundan fakirdir. Protein oranları % 60 ın üzerindedir. ? Mineraller, özellikle fosfor yönünden çok zengindirler. ? % 10-15 ten daha az kullanılırlar. 
c. Kanatlı unları ? Kanatlı baş-ayak-sindirim organları-tüy ve kan (Poultry offal meal) pişirilerek elde edilir. ? Kanatlı yan ürün unu, offal meal gibi ancak tüyler yoktur, yağı alınmıştır. ? Hidrolize tüy unu, pişirilip, AA’ lerin değerlendirilebilmesi için ön sindirime uğratılmıştır. AA profilleri diğer hayvansal ürünlere oranla zayıftır. 
d. Kan unları ? Sıvılar için hazırlanmış olan özel yöntemlerle elde edilmelidir. ? Yüksek oranda protein (%80) içermesine karşın lizin yönünden diğer hayvansal ürünlere oranla zayıftır. 
e. Balık unları ? Kanatlı diyetleri için en popüler hayvansal kaynaktır. ? Besin değeri elde ediliş ve depolama yöntemine göre değişir.. Gizzard erosion faktörü (gizzerosine) en önemli sorundur. (Lizin ve histidin balık ununun ısıtılması sırasında reaksiyona girer ve oluşan gizerozin taşlıkta erozyonlara yol açar (Black vomit). Performans düşer, ölümler ortaya çıkar.) ? % 60’ ın üzerinde kaliteli protein ve çok iyi amino asit profili ve değerliğine sahiptir ? Tadı ve kokusunun ürünlere geçmesi sebebiyle % 10 dan az kullanılır. 
f. Kurutulmuş süt ürünleri ? Peynir yapımı sırasında geride kalan yan ürünlerdir ? Pahalı olmaları nedeniyle kanatlı yemlerinde pek kullanılmaz. ? Tanımlanamayan Büyüme Faktörleri (Unidentified Growth Factors (UGFs)) içermelerinin yanısıra iyi bir amino asit prfili vardır. 

E. Değirmencilik yan ürünleri 
1. Mısır gluten yem ve unu (Bkz, yukarıda D-2 ) 
2. Mısır ve buğday elek altları, döküntüleri; 
a. Tahıllar taşınırken veya elenirken ayrılırlar. 
b. Ait oldukları tahılın özelliklerini taşırlar. 
c. Zehirli yabancı ot ilaçları ve mikotoksinler için potansiyel oluştururlar. 
3. Buğday kepeği proteince buğdaydan yüksek, enerji yönünden düşüktür. 

F. Mineraller 
1. Ca kaynakları kireç taşı, deniz kabukluları
 2. P; Dikalsiyum & Defluorinated 
3. Tuz 4. İz mineraller--ZnSO4, ZnO, MnSO4, NaSeO3, FeSO4, CuSO4 G. Çeşitli yem maddeleri 
1. Katı/Sıvı yağlar 
a. Yoğun enerji kaynağı olarak yemlere katılır.
b. Hayvansal, bitkisel, karışık yağlar, soapstock, rafine lokanta artığı yağlardır. 
c. Antioxidantlar (preservatifler), acılaşmayı önlemek için mutlaka katılmalıdır. 
d. Nem, zararlı yağlar (unsaponifiables) ve çözünmeyen madeler yönünden ölçümler yapılmalıdır. 
2. Yonca ürünleri 
3. Melas 
4. Bira-şarap vb endüstri yan ürünleri 
5. Mayalar 

H. Mikro Yem maddeleri 
1. Vitamin Premiksleri 
2. İlaçlar (antibiyotikler, koksidiyostatlar) 
3. Yem koruyucu maddeler (antioksidanlar, küf önleyiciler) 
4. Pigmentler
 5. Lezzet katıcı maddeler, pelelemeyi kolaylaştırıcı maddeler 

GIDA OLMAYAN YEM KATKI MADDELERİ 

I. Katkı maddeleri: 
1. Pellet bağlayıcılar 
2. İlaç ve antibiyotikler 
3. Küf önleyiciler 
4. Antiparaziter bileşikler 
5. Potansiyel artırıcı kimyasallar 
6. Antioksidanlar 
7. Pigmentasyon ajanları 

J. Pelet bağlayıcılar 
1. Kanatlı yemlerine pelet bağlayıcı katılması çok yaygın değildir. 2. Bağlayıcılar genellikle peletleri yumuşatmak için katılmaktadır. 3. Bağlayıcı maddeler: 
a. Bentonit—yumuşak peletlere katılan kil benzeri madde.
 b. Lignin—ağaç talaşından elde edilir 
c. Guar unu—Asya’da yetişen peletleri sertleştirici bir tür tahıl. 
d. Tahılların pek çoğunun bağlayıcı özellikleri vardır. 

K. İlaç ve antibiyotikler
 1. İlaçlar genellikle saf kimyasal sentez sonucu elde edilirken, antibiyotikler çeşitli mikroorganizma faaliyetleri sonucu sentezlenip rafine edildikten sonra yemlere katılabilir. 
2. Kanatlı yemlerine ilaçlar genel olarak hastalıklara karşı değil, spesifik amaçlarla katılır. 
Emilim şekline göre: 
a. Emilmeyenler; sindirim sistemine koruyucu olarak uygulananlar (Basitrasin) 
b. Sistemikler (emilebilenler) bütün vücuda yayılırlar (Neomycin). are used as treatment throughout the body 
3. Vücutta yıkımlanma sürelerinin iyi bilinmesi ve izlenmesi gereklidir. Emilen ilaçlar daha uzun sürede vücuttan atılır.
4. Çoğu ilaç ve antibiyotik, düşük dozlarda büyüme artırıcı ajanlar olarak ta işlev yaparlar. 

L. Küf önleyiciler: 
1. Yemlerde mikotoksin oluştuktan sonra telafisi miümkün olmadığından koruyucu amaçla katılırlar. 
2. Mikotoksinlerin en büyük etkisi, ölümlerden ziyade performans düşüklüğüne yol açmalarıdır. 
3. Küf ve mantarlar kanatlıları ve yemleri: 
a. Yem maddelerinin hasat edilmesinden önce. 
b. Depolama sırasında koşullar kötü ise. 
c. Yemler yapıldıktan sonra, tüketimden hemen önce. 
d. Sindirim, solunum kanallarına doğrudan bulaşarak etkiler. 
4. En iyi önlem, ortamı denetim altına alarak küf üremesini önlemektir, çünkü küf sporları her yerde fazlasıyla bulunur. 
5. Küf üremesi sonucu ortaya çıkan yan ürünler mikotoksinleri oluşturur. 
Koruyucu olarak katılabilecek kimyasal maddeler: 
a. Propionik asit 
b. Bakır sülfat 
c. Gentian violet (FDA’ca yasaklanmış). 
6. İnfeksiyon, yemlere nistatin veya bakır sülfat katılarak tedavi edilebilir. 

M. Parasitik Koruyucular 
1. Koksidiostatlar 
a. Yem katkı maddeleri içinde en pahalı kategoriyi oluştururlar. 
b. Tek amaçla –koksidiyozisi önlemek için kulanılırlar. 
c. Ionoforlar en fazla kullanılır ? Monensin (Coban) [100-120 ppm]. ? Salinomycin (Bio-Cox) [45-65 ppm]. ? Narasin (Monteban) [60-80 ppm]. ? Maduramycin (Cygro) [5-6 ppm]. 
d. Diğer koksidiyostatlar: ? Nicarbazin (Nicarb) [100-200 ppm]. ? Halofuginone (Stenerol) [3 ppm]. ? Amprolium (Amprol) [80-125 ppm]. ? Sulfadimethoxine (Albon) [125 ppm]. ? Sulfaquinoxaline suya karıştırılarak hayvanlara verilir. 
e. Koksidiostatlar civciv ve broiler diyetlerine katılır, piliç, palaz ve damızlık yemlerinden hayvanlarda bağışıklık oluşturularak kaldırılır. 
f. Koksidiyostatlar yemlere, koksidiyal ilaç bağışıklığının oluşmaması için rotasyonla katılır. 
g. Gelecekte kontrol aşılama proğramlarıyla sağlanabilecektir. 
2. Tenya, kurt vb. ile mücadele genellikle içme sularına katılan ilaçlar vasıtasıyla yapılır. Ancak Hygromycin B (Hygromix) broiler damızlık yemlerine katılır. 
3. Hayvan yemlerine katılacak ilaç ve antibiyotiklerin ancak ve yalnız bu amaçla üretilmesi, kullanımının yetkili kurullarca tavsiye eilmiş olması gereklidir.

 N. Antioksidant’lar 
1. Antioxidantlar yemden ziyade yem maddelerine katılır. 
2. Et ve balık unları, yağ içeriği fazla olan fıstık küspesi vb yem maddelerin e antioksidantlar katılır. 
3. Yaygın olarak kullanılan antioksidantlar: 
a. Ethoxyquin (Santoquin) 
b. BHT (butylated hydroxy toluene) 
c. BHA (butylated hydroxy anisole) 
d. Vitamin E (alpha-tocopherol) 

O. Pigmentasyon ajanları 
1. Tek amaç, deri ve yumurta sarısına renk kazandırmaktır. 
2. Çoğu pigmentler mısır, yonca gibi yem maddelerinden karşılanır. 3. İki çeşit pigment bileşimi vardır: 
a. Xanthrophyl’ler sarı renk verir 
b. Carotenoid’ler portakal rengi veya kırmızı renk verir, daha etkilidir. 
4. En değerli pigment maddesi Orta Amerika’da yetişen Marigold yaprakları olmasına karşın, ülkemizde yetişen kırmızı biber de etkin bir pigment maddesidir. 
5. Pigment maddelerinin kullanımı, üretim yoğunluğuna göre ayarlanır. 

P. Lezzetlendiriciler. Halihazırda özellikle lezzet artırması için kullanılan bir katkı maddesi bulunmamakla birlikte ileride kullanımı gündeme gelecektir. 

R. Broiler diyetlerindeki mikro besin maddeleri 
1. Amino Asitler 
a. Sindirilebilir methionine 
b. Methionine hydroksi analog (MHA) 
c. Sıvı methionine 
d. Lysine hydrochloride 
2. Büyüme artırıcılar, antibiyotikler; Bacitracin, Virginiamycin, Bambermycins, Arsenicals 
3. Vitamin/İz Mineral Premiksleri 
4. Koksidiostatlar 
5. Küf önleyiciler Mold Inhibitors 

S. Broiler Yemleme Programları 
1. Öğün yemlemesi 
a. Öğün yemlemesi yemden yararlanma oranını artırmaktadır. 
b. Broilerler 2-3 haftaya kadar tam yemlenirler. 
c. Daha sonra her 24 saat, 6-8 öğüne bölünerek yem verilir. 
d. Her yemleme peryodunun son 1-2 saatinde hiç yem verilmez. 
e. Yemden yararlanmadaki artış; -- Yem zayiatının azalmasına, -- Besin maddelerinin sindirimi için yeterli zaman kalmasına, -- kanatlıların yemlikte kalan bütün yemleri silip süpürmesine bağlıdır. f. Çok sıcak günlerde hayvanlara gün ortasında yem verilmez. g. Öğün yemlemesi kesime 2-4 gün kala uygulanmaz. 2. Tam gün yemleme a. Avantajları: -- Öğün yemlemesine oranla canlı ağırlık artışı daha fazla olur. -- Kesim ağırlığına daha kısa sürede ulaşılır. -- Yemleme sistemine ekstra proğram eklemek gerekmez. b. Tam yemleme, kesim öncesi yem kısıtlaması sorununu ortadan kaldırır.