Sitemize Hoş Geldiniz ------Sitemizdeki Konu Sayısı 1400'ün üzerine çıkmıştır Bir çok deney ve araştırma konularımız sizin ilginizi çekebilir SİTEDE ARAMA YAPMAK İÇİN YANDAKİ ARAMA KUTUSUNU KULLANIN Aşağıdaki kayan resim menüsüne de İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK konuları ekleyeceğim

Şalgam ve suyunun öyle bir faydası var ki!

1 yorum

Yazın sonlarına yaklaştığımız bu günlerde yemeklerin yanında harika giden şalgam ve şalgam suyunun faydalarına şaşıracaksınız!

Vücuda dinçlik verir.

Cinsel isteği ve gücü arttırır.

Mafsal şikayetlerini azaltır.

Romatizma ve nikriste faydalıdır.

Göğsü yumuşatır.


Akciğerleri ve bronşları temizler.

Boğaz iltihaplarını giderir.

Böbrek taşlarını ve kumunu düşürmeye yardımcı olur.

Şeker hastalarını rahatlatır.

Sivilce, egzama, dolama, çıban gibi şikayetlerde faydalıdır.
Yüksek tansiyonu düşürür.

Sivilce, egzama, dolama, çıban gibi şikayetlerde faydalıdır.


Kolay sindirimin doğal ilacı “şalgam suyu”

En önemli hammaddesi mor havuç olan şalgam suyunun A vitamini deposu olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mesut Başak, içeceğin bağırsakları çalıştırıp, hücreleri yenilediğini söyledi.

Şalgam suyunun sağlığı olumlu etkilediğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mesut Başak, içeceğin önemli bir antioksidan kaynağı olduğunu söyledi.

“Şalgam suyu toksin atmada çok önemli bir rol oynar” diyen Prof. Başak’a göre şalgam suyunun faydaları saymakla bitmiyor.

İşte Prof Başak’ın değerlendirmesiyle şalgam suyu ve vücuda etkileri:

“Şalgam suyu üretiminde kullanılan mor havuç, şalgam turpu, az tuz, bulgur mayası ve acı süs biberiyle iştahı açıyor, vücuttaki toksinleri atıyor, sindirimi kolaylaştırıyor.

Mide ve karaciğere faydalı, B grubu vitaminleri de içeren şalgam suyu kalsiyum ve potasyum yönünden çok zengindir ve afrodizyak özelliği de vardır.

Bağırsakları çok iyi çalıştırarak günde mutlaka en az bir kez büyük tuvalete çıkmanızı sağlıyor.

Fazla kiloların atılmasına yardımcı olan şalgam suyu insanları rahatlatıyor ve stresi gideriyor.

Hücre yenileyici özelliği de bulunan şalgam suyunun içerisinde sıfır şeker bulunuyor.

Özellikle bu yıl Ramazan ayında iftar ile sahur arasındaki sürenin kısa olması sebebiyle yemeklerle birlikte, yemeklerden önce veya sonrasında içilecek bir iki bardak şalgam suyu hazmı kolaylaştırıcı etkisiyle sindirim sistemini hızlandırıyor.

Şalgamın mayalanması esnasında şalgam suyunun oluşması için içerisine konulan doğal bulgur mayası şalgamın içerisindeki şekerin tamamını parçalıyor ve böylece şalgam suyunun içerisinde bulunan şekeri sıfırlıyor.

Şeker hastalarının da kolaylıkla tüketebileceği doğal bir içecek olan şalgam suyu kalori bakımından son derece düşük bir içecek olma özelliği taşıyor.

Yüksek tansiyon hastaları ve hamileler şalgam suyu tüketim oranına dikkat etmeli.

Yarım litre şalgam suyu içerseniz ancak 15 kalori alırsınız.

Diğer yandan bol miktarda içerdiği kalsiyum elementi, metabolizmayı hızlandırıcı fayda sağladığı için “şalgam suyu zayıflatır mı?” sorusunun cevabı ‘kesinlikle evet’tir.”


100 mililitresinde sadece 3 kcal olan şalgam suyu, içeriğinde şeker barındırmadığından diyabet hastalarının da rahatlıkla tüketebileceği bir içecek. Metabolizmayı hızlandırarak zayıflamaya yardımcı olan şalgam suyunu, tuz içerdiğinden, sadece tansiyon hastalarının ve hamilelerin dikkatli tüketmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.






İstek Üzerine Mersin yöresine ait şalgam suyunun tarifi
Malzemeler

1 adet büyük boy şalgam(irice bir yeşil elma boyutunda)
1 adet büyük boy pancar(Rengi ve işin püf noktası)
1 kg. siyah havuç
1,5 tatlı kaşığı limon tuzu
2 servis kaşığı salamuralık tuz
Yarım ekmek
30×30 cm boyutunda temiz tülbent bez
1 adet 10lt lik pet kavanoz

Yapılışı

Mersin de yaşayıp da şalgam suyunu evde imal ederiz kış mevsimi .Malum şişelenmiş birçok marka uzun süre dayanıklı kalması için katkılı oluyor.İşte sizler için katkısız,ölçülü ve gönül rahatlıyla hazırlayabileceğiniz Ev Şalgam Suyu Yapımı :))

Şalgam,pancar ve havuçların dış kabuğu tıraşlanır,şalgam ve pancarlar dilimlenir,havuçlar boyuna 4 e bölünür…Tülbent bezin içine yarım ekmek bohçalanarak düğüm atılır uçlarından…..Tüm malzeme tuz hariç bidona doldurulur..Tuz bir miktar suyla iyice eritilir,bidona aktarılır…bidon ağzına kadar suyla doldurulur.Ağzı sıkıca kapatılır.

Önerim malzemeleri soyarken ve doğrarken eldiven kullanmanız,zira özellikle havuç simsiyah yapıyor..Yada daha sonra eliniz ancak çamaşır suyu temizliyor:(

15 gün bidon kapağı ASLA açılmayacak. Serin bir balkon köşesinde muhafaza ediniz.

15 gün sonunda kesinlikle maya görevi gören tülbentin petin içinden çıkarmanız gerekiyor… Şişelere doldurarak şalgam suyunu soğutarak içme zamanı .Ayrıca buzdolabınızda uzun süre saklayabilirsiniz…İçindeki sebzelerin tadına doyum olmaz




1 comment

Yorum Gönder

Hayatta kalma (Survivor)

0 yorum

Beklenmedik olaylar incelendiğinde, yaşam ile ölüm arasındaki o incecik farkı yaratanların hayatta kaldığı görülmektedir.Ani olaylar karşısında insanların büyük bir kısmı donup kalkmakta ve gerekli reaksiyonu gösterememektedirler.Günümüzün modern yaşamında insanlar sürekli hareket halindedirler.Çeşitli vasıtalarla seyahat etmek normal bir yaşam haline gelmiştir.Yaşam süprizlerle doludur.Hayatta beklenmedik bir anda ve değişik bir ortamda yaşamamızı kurtarmak zorunda kalabiliriz.Bu an geldiğinde hazır olanlar yaşamını kurtarabilirler.Hayatta kalmanın en önemli kuralları; Paniğe kapılmamak,Olayları hızlı ve serinkanlı değerlendirmek,Yaşama azmine ve morale sahip olmak,İlk zorlukta pes etmemek,Ve en önemlisi o an için gerekli bilgi ve beceriye sahip olmaktır. 
  Olabilecek her olay için hayatta kalma tekniği öğrenmek pratik olarak mümkün değildir.Buradaki amaç, temel prensipleri öğrenerek bunları farklı olaylara uyarlamak olacaktır.Hayatta kalmak için çekilen acının,sürdürülen yaşam kalitesinin ve harcanan zamanın önemi yoktur.Önemli olan yaşamı sürdürmektir.Yaşam mücadelesinde düşmanlarımız sırasıyla şunlardır. 
  
  SOĞUK Yaşam mücadelesinde düşünme ve hareket yeteneğimizi kısıtlayan ve kan akışını azaltarak uykuya yol açan çok tehlikeli ve ölümcül düşmandır. 
  SUSUZLUK Susuzlukta aynı soğuk gibi düsünme yeteneğimizi kısıtlar.Mücadelemizi yok eder.Su kısıtlı olduğunda gıda kesilmelidir.Sindirim gerekli suyun vücudtan kaybına yol açar. 
  AÇLIK Kilo kaybına,zayıflığa,baş dönmesine ve idrak kaybına neden olur.Soğunun ve susuzluğun etkilerini artırır. 
  YORGUNLUK Uyuşukluğa ve dışa dönük zihinsel zayıflığa neden olur.İnsanı ümitsizliğe iter.Dinlenme yaşam mücadelesindeki kişi için çok önemlidir. 
  İÇ SIKINTISI Gerginlik ve depresyon hissi ve ilgi yokluğuna neden olur.Kişi iç sıkıntısını yenmek için bir amaç edinmelidir. 
  YANLIZLIK Bu duygu insanı umutsuz ve yardıma muhtaç hale getirebilir.Bunu yenmek için birşeylerle kendini oyalamalıdır. 
  HÜSRAN Pozitif enerjinizi ve amacınızı aksi yöne çevirebilir.Bu duygunun oluşmaması için gerçekçi olmayan amaç peşinde koşmamak gerekir. 
  
  Amerikan Ordusu, hayatta kalmayı becerebilecek insanın niteliklerini şöyle sıralamaktadır. 
  
  
  US ARMY TIPSPERSONAL QUALITIES ESSENTIAL TO THE SUCCESSFUL OUTCOME OF A SURVIVAL SITUATIONYaşam mücadelesinde kişisel beceriler insanı başarıya ulaştırır.
  The US Army knows from long experince what a person needs to get through a survival situation.
  Amerikan Ordusu uzun tecrübeler neticesinde kişinin hayatta kalma mücadelesi durumunda neye ihtiyacı olduğunu bilmektedir. 
  -Ability to concentrate the mind.Düşüncelerine konsantre olabilmeli.
  
  -Ability to improvise.Sorunları çözebilmeli.
  
  -Abilty to live with yourself.Kendinle yaşama yetisi olmalı.
  
  -Abilty to adapt to a situation.Duruma adapte olabilmeli.
  
  -Abilty to remain calm.Sakin kalabilmeli.
  
  -Abilty to be optimistic,while at same time preparing for the worst.İyimser ama aynı zamanda en kötüsüne hazır olabilmeli.
  
  -Abilty to understand your own fears and worries and being able to deal with and overcome them.Kendi korku ve kaygılarını anlıyabilmeli ve onları yenerek üstesinden gelebilmeli.
   
  
  PANİĞE KAPILMAYIN !
  
  Eğer bir araba kazası,uçağınızın düşmesi veya bir gemi kazası yada doğal afet (deprem,sel,yangın ) gecirmiş olabilirsiniz ,kafanız karışmış durumda olacaktır.Belki yaralısınız,belki çevreniz yaralı ve ölü insanlarla dolu olabilir.Hatta korku içinde acı çekiyor olabilirsiniz. 
  İKİ ŞEYİ DÜŞÜNMEYE GAYRET EDİN !
  -Kaza yerini olabilecek bir yangın veya patlamaya tehlikesi için acele terkedin 
  Tehlike dışına çıkınca orada kalın.En kötü şey bilmediğimiz arazide körlemesine gitmektir.Bunu sonucunda kaybolabilir veya yaralanabilirsiniz.Bunu yerine oturun ve paniğe kapılmayın ve sakince durumu analiz etmeye çalışın. 
  ACİL DURUM DEĞERLENDİRMESİ 
  İçinde oturup durumu düşünebileceğiniz bir barınak bulun. 
  Çevrenize göz gezdirin.Dünyadaki her yerin kendine has izleri vardır. 
  Fiziksel durumunuzu gözden geçirin.Yaralımısınız?İlave giysiye,yiyeceğe ve suya ihtiyacınız varmı? 
  Elinizde varsa malzemeyi değerlendirin.Herşey işinize yarayabilir. 
  Acele etmeyin.Bu yanlızca aklınızı daha karıştırır.Hatta malzemelerinizi kaybedebilirsiniz. 
  
  UNUTMAYIN ! İYİ BİR DURUM DEĞERLENDİRİLMESİ DAİMA, GÜN IŞIĞINDA GECEYE GÖRE DAHA KOLAYDIR. 
  ________________________________________________
  
  Hiç şüphesiz ki doğa güzelliğinin ve gizeminin yanında; kendisinden yararlanmayı bilmeyenlere karşı maalesef son derece acımasızdır. Yapılan hataların ve tedbirsizliklerin bedeli çoğu zaman insan hayatı ile ödemiştir. Oysa yapılması gereken biraz psikolojik birazda beceriye dayalı tedbirler ile bu zor ve acımasız koşullar atlatılarak keyif alınabilmektedir. Başta doğaya saygılı olmaya dayanan bu tedbirler, doğa sporcuları tarafından bilinmeli ve uygulanmalıdır.
  
   
  
  Dağcılık, atıcılık, avcılık, kayak ve kampçılık gibi faaliyetlerde yiyecek, doğada yön bulma ve barınma konuları zaruret halinde başımıza gelirse ve biz bu konuda eğitimsiz isek o zaman işimiz zor olmakla beraber hayatta kalmamızda imkansız olabilir, bu vesile ile adım, adım doğada hayatta kalma sanatı ile ilgili açıklamaları ve pratik bilgileri izleyelim.
  
   
  
  Öncelikle ben konfordan uzak, mücadeleci bir hayat sürmek, kolaylıklardan uzak kalmak doğa ile bütünleşmek istiyorum diye devamlı olarak üzere insanın kendisini riske atmaması gerekir, çünkü hayatta kalmak isteyen bir kişinin artık zamanla işi kalmamış olup, sadece düşüncesi biran önce bu ortamdan kurtulup hayatta kalmaktır. Ne kadar zaman harcarsanız harcayın, eğer siz kendinizi zaman kavramından kurtaramıyorsanız o zaman sizin için moral ve ümit kalmamış, kolay pes edeceğiniz psikolojik durum oluşmuş demektir, onun için amaç hayatta kalmak olduğuna göre koşullar ne kadar kötü olursa olsun önemli olan yaşamaktır. Ölüm burnunuzun ucunda dahi olsa artık son nefesimi veriyorum deseniz dahi kendinize güven ne morali sakın ola elden bırakmayınız. Çünkü yaşamınız sizin kişiliğinize ve şansa bağlıdır.
  
   
  
  Şimdi sizlere en önemli konulardan bazılarını aktarmaya çalışacağım, diyelim ki doğada kayboldunuz bu avda, piknikte veya kamp yaparken olabilir, her nasıl olursa olsun örnekleri çoğaltabiliriz, tabii bu arada yaralı olduğunuzu da düşünerek olayı biraz daha zor hale getirecek olursak şimdi aktaracağım kuralları var gücünüzle hatırlayıp uygulamanız sizin yine siz olarak var olmanızı sağlayabilir. Evet kaybolduk ve yaralıyız öncelikle panik denilen olayın, çok kolay değil tabii ki unutmamamız gereken kesinlikle paniğe kapılmamamız gereken ilk husustur, panik devam ederde bu durumu üzerimizden atamazsak unutmayın ki bir çok ölümün başlangıcı paniktir. Böyle durumda sakin olup, mantıklı karar verip artı ve eksi alternatifleri düşünüp kurtulmamız için paniksiz ve sakin hatta bunları düşünürken öncelikle oturup sakinleşme ve panikten kurtulmak için yüze kadar saymamızda bizi rahatlatacaktır. Şimdi sıra kendinizde bulunan yaranın önemini tespit edip derhal imkanlarımız dahilinde müdahale ettikten sonra gözlerimiz ve beynimizle çevremizi kontrol edip, duruma hakim olmaya çalışmalıyız bu arada ihtiyaç duyabileceğiniz su, barınma, yiyecek, içecek için ilk çare ısınma, moral ve birilerine haber niteliği olacak işaret vermek için ateş yakmalıyız. Burada ateş yakıp moral tazeledikten sonra en önemli kısım benim Rus ruletine benzettiğim bir durum olan, oturup birilerinin gelmesini mi beklemek yoksa yola devam etmek midir, işte bu kararı en akıllıca siz vereceksiniz, onun için tekrar başa dönüp akıllı bir şekilde içinde bulunduğunuz ortamı değerlendirirken en iyi planı yapmalısınız, öncelikle nereye ulaşmak istediğinizi, şu anda nerede olduğunuzu, önünüzde ne gibi engellerin olduğunu düşünün ve kararınızı verin ve daha sonra acıkma ve susama hissi baş gösterdiğinde sakın ola büyük hayvanların peşinden koşmaya kalkmayın, sizi yoracak ve bitkin bir vaziyette belki de yakaladığımız hayvanı yiyemeden yaşama son vermemize neden olabilir, onun için yılan, balık, çekirge ve kurbağa gibi ufak hayvanlar ile karnınızı doyurmaya bakın, çünkü insan oğlu 7 gün açlıktan sonra düşünme duyusunda kayıplar olacağından mantıklı düşünme kavramı azalmış olacaktır. Bu karın doyurma ve su ihtiyacını karşılama işi göller ve dereler açısından en zengin yer olup, sizin keşfinize kalmıştır. Unutmayın ki doğa dere ve göller ile çok zengindir.Akar suların akış yönünü takip ettiğimiz sürece sizi bir yerleşim alanına götürecektir.
  
   
  
  Hayatta kalma ve yaşamınızı sürdürmek için ateşin büyük rolü vardır. Neden diyecek olursanız, sizi rahatsız eden sivrisinek ve diğer haşerelerden ateşin dumanı sayesinde kurtulabilirsiniz


Yazı SERDAR KILIÇ
Survivor ne kadar gerçekçi?
Son günlerde, ekranda, bir "Survivor" fırtınası esiyor. Bu program hakkındaki fikirlerimi aktarmadan önce, işin biraz detayına inerek, "survival" sözcüğünün ne anlama geldiğini açıklamak istiyorum. "survival", hayatta kalmak demektir. Yani zorlu doğa koşullarında; helikopter, uçak veya gemi kazaları sonucunda ıssız bir adaya düştüğümüzde, fiziksel olarak hiç alışık olmadığımız bir coğrafyanın üzerinde hayatta kalma mücadelesidir. Bunu, tam bir ölüm-kalım mücadelesi olarak görebilmemiz için; kişinin, psikolojik ve fiziksel yardım almadan, o coğrafyadan ve negatif ruh hâlinden kurtulmaya çalışması gerekir. İşte bunu yapabilen bir insan, "survivor (sağ kalan)" olur. Kişinin her anını kameraya çeken teknik bir ekibin var olduğu, yarışmacıların hayatı riski bulunmadığı bir oyuna; "Survivor" yerine, başka bir isim verilmesi daha mantıklı olacaktır.
Issız bir adaya düşersek, ne yapmalıyız?
Bir dağda, bir adada mahsur kaldığınızda ya da çok ciddi bir trafik kazası geçirdiğinizde; yapmanız gereken temel bir şey vardır: En hızlı biçimde sakinleşmeye çalışmalısınız. Yaşadığınız travma sonucunda, korkmanız normaldir. Sonuçta korku, insanın, hayatta kalmasını sağlayan önemli güdülerinden biridir. Mağara adamı bile, korktuğunda, korku duyduğu nesneden kurtulmaya çalışmanın yollarını aradı ve bu duygusu, onu hayatta tuttu. Dolayısıyla, siz de, korkularınızla yüzleşmekten çekinmeyin ve onlardan, olabildiğince çabuk kurtulun. Zira korku paniğe, panik de ölümcül hatalara neden olur. Kendinizi biraz toparlayıp planlar yapmaya başlarsanız, moral kazanırsınız. Moral kazanmaya başladığınızda ise, yüzünüz güneşin doğduğu yöne dönecek, güneş de hayatınızı kurtaracaktır. Doğayı ve onun kurallarını anlayabilirseniz, daha az korkar, daha az paniklersiniz. Bunu, asla unutmayın.
Hayat kurtaran mucize: Bambu
Tropik bir coğrafyada kaybolan biri, bambu bitkisi sayesinde hayatta kalabilir. Nemli bölgeleri seven bu bitki, tropik bölgelerde yoğun olarak bulunur. Bambu, muazzam bir su kaynağıdır. Zira boğumlarının hemen üst kısmına açacağınız bir delik, içindeki suyu içmenize yardımcı olur. Ayrıca, besin değeri de oldukça yüksektir. Birçok bambuyu, doğrudan yiyebilirsiniz; ancak bazı türleri, içeriğinde zehir barındırabilir. Dolayısıyla, bulduğunuz bambuları ateşte kısa süreliğine tutarak, zehrini öldürebilirsiniz. Birçok canlı, bu bitki sayesinde yaşamını devam ettirebilir. Özellikle insan türü; bambuyu, kendi becerileri ölçüsünde, daha işlevsel olarak kullanmıştır. Yerli kabileler, yere çaktıkları kalın bambular üzerine, sağlam evler inşa etmişlerdir. Bu özel bitkinin yararları, saymakla bitmez. Çatıya kiremit şeklinde uzunca dizdiğiniz bambular, yağışlı havalarda kuru kalmanızı sağlarken; çatı saçaklarına yerleştirilecek bambudan yapılma silindir kaplar ise, su toplamanıza yardımcı olacaktır. Çok zorunda kaldığınız durumlarda, bu mucizevi bitkiden; bardak, tabak, pişirme kapları yapabileceğiniz gibi, dış kabuğunun hemen altındaki ince lifli tabakayı yün eğirir gibi ördüğünüzde, oltada kullanabileceğiniz sağlam iplere sahip olursunuz. Bambunun, yemeğin lezzetini arttırabileceğini tahmin edebilir miydiniz? Evet, balık ya da karides gibi deniz canlılarını, delikleri kapatılmış taze bambuların içinde ateşe koyduğunuzda, çok lezzetli buğulamalar yapabilirsiniz.
Hayatta Kalmak İçin Yapmanız Gerekenler
• Hayal kurun. Bu, daha moralli ve kontrollü olmanızı sağlar.
• Asıl amacınızın hayatta kalmak olduğunu unutmayın. Bu durumdan kurtulduktan sonra, yapacaklarınızın planını yapın.
• Sağlığınızı ve enerjinizi, tasarruflu kullanın. Hastalık ve sakatlık, yaşama şansınızı azaltır.
• Açlık ve soğuk, verimliliğinizi azaltır. Her ikisini de asgari seviyede tutun.
• Normal hayatınızda yemediğiniz besinleri yemek zorunda kalabilirsiniz. Ancak, bu besinleri başlangıçta azar azar tüketerek, metabolizmanızı alıştırmalısınız.
• Karnınızı doyurmak zorunda değilsiniz. Bir insan; nefes almadan üç dakika, su içmeden üç gün, yemek yemeden üç hafta yaşayabilir.


Pirinç Yetiştiriciliği

2 yorum


Toprak İsteği: Toprak isteği bakımından seçici değildir. Su geçirgenliği az, derin, tınlı ve besin maddelerince zengin topraklarda daha iyi yetişir. Çeltik tarımı için optimum pH 5.5-7.5 arasıdır. pH’sı 3-8 arasında değişen topraklara da uyum sağlayabilir. Tuzlu toprakların ıslahında en ideal bitkilerden biridir. Topraktaki eriyebilir tuz yoğunluğu 600 ppm ‘in altında olmalıdır.

Ekim Nöbeti: Aynı tarlaya üst üste sürekli çeltik ekilirse verim düşer, yabancı otlar ve hastalıklarla mücadele zorlaşır. 2-3 yıl üst üste çeltik ekildikten sonra tarlaya yem bitkilerinden birisi ekilmelidir. Baklagil yem bitkileri topraktaki azot bileşiklerini arttırdığı için tercih edilmelidir.

Toprak Hazırlığı: Arazi tesviye işlemleri küçük parsellerde tesviye bıçağı,daha geniş parsellerde hafif ağırlıklı grayder ya da lazerle çalışan tesviye aleti ile yapılır. Sonbaharda derin sürüm yapılmalıdır. İlkbaharda tavalar yapıldıktan sonra diskaro veya kazayağı ile işleme yapılır.

Tohumluk: Tohumluk hastalıklardan, yabancı otlardan ve kırmızı çeltik tohumlarından temizlenmiş ve sertifikalı olmalıdır. Mümkünse 3-4 yılda bir sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır. Ekilecek tohum miktarı çeşidin özelliklerine, ekim zamanına ve toprağın verimlilik durumuna göre değişir. Küçük daneli çeşitler 15kg/da, orta daneli çeşitler 17-18 kg/da ve iri daneli çeşitler 20 kg/da tohum ekilebilir. m2 ye atılacak tohum 500-600 adettir.

Tohumların Ekime Hazırlanması: Tohumlar 2 gün önce su içine konulup ön çimlendirme yapılır. Ön çimlendirme esnasında çeltik yanıklık hastalığı ile mücadele amacıyla fungusitlerden birisiyle (Benomyl, Carbendazim) ilaçlama yapılmalıdır. Beyaz uç nemotoduyla mücadele için ön çimlendirmeden önce tohumlar 55-60C sıcak suda 10 dakika tutulması tavsiye edilmektedir.

Ekim Zamanı: Ekim zamanını yetiştirilecek çeşidin vejetasyon süresi, hava ve sulama suyu sıcaklığı belirler. Çeltik için çimlenme ve fide devresinde en uygun sıcaklık 18-35 derecedir. Çeltik ekimi yapılması için su sıcaklığının en az 12 derece olması gerekir. Bölgemizde Mayıs ayının 1.haftasından sonra ekim yapılması uygundur.

Ekim Yöntemi

1.Serpme (elle, gübre saçıcıları ile uçakla )

2.Mibzerle

3. Fideleme. Ekimden önce tavalar iyice bulandırılmalı ve tohum üstünde ince mil örtüsü oluşması sağlanmalıdır. Tohumlar toprak yüzeyine tutunduktan 3-4 gün sonra tavalardaki su boşaltılır. Tavalara 5-6 gün sonra ince bir su verilir.

Gübreleme: Öncelikle çeltik ekilecek tavalardan toprak numunesi alınıp tahlil ettirildikten sonra gübre kullanılmalıdır. Çeltik için tavsiye edilen azotlu gübre, Amonyum Sülfat gübresidir. Dekara 80 kg kullanılmalıdır. Amonyum Sülfat gübresinin yarısı ekimle birlikte, yarısı da ekimden 55-60 gün sonra uygulanabileceği gibi; bir kısmı ekimde, bir kısmı kardeşlenme başlangıcında ve geri kalan kısmı da ekimden 50-60 gün sonra kullanılmalıdır.

Çinko noksanlığı pH’ sı yüksek olan sodik topraklarda ve toprak düzlemesi sırasında fazla toprak alınmış sahalarda görülür. Dekara ekim öncesi Fosforlu gübre olarak 20 kg Triple Süper Fosfat (TSP) gübresi verilmelidir. Çinko eksikliği varsa ekim öncesi 1-2 kg/da Çinko sülfat veya Çinko oksit kullanılmalıdır. Ekim sonrası ortaya çıkan çinko eksikliğinde, çinko sülfat salkım oluşum devresi başlangıcında 5-7 gün önceye kadar üstten püskürtme şeklinde gübreleme yapılabilir.

Pirinç türleri
  • Uzun taneli pirinç: Uzun ve ince olan pirinç tanelerinin uzunluğu eninin 4 veya 5 katıdır. Pişirildiğinde hafif ve yumuşak olur.

  • Orta taneli pirinç: Uzun taneli pirinçle kıyaslandığında daha kısa ve geniştir. Uzunluğu eninin 2 veya 3 katıdır. Pişirilirken, uzun taneli pirince göre daha fazla yapışma eğilimi gösterir.

  • Kısa taneli pirinç: Kısa, tombul, hemen hemen yuvarlaktır.

  • Aromatik pirinç: Kendine has bir tadı ve aroması vardır.

  • Tatlı pirinç: Kısa ve tombuldur. Pişirildiğinde pirinç şeklini kaybeden tatlı pirinç, çok yapışkan Glutenli bir hal alır.
Pirinç, tipleri konusunda gösterdiği zenginliği çeşitlilik konusunda da gösterir. Dünya üzerine dağılmış, farklılıklar gösteren pirinç çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Basmati: Kuzey Hindistan’da köklerine rastlanan pirinç cinsi, uluslararası bir üne sahiptir. Fındığa benzer kokusuyla dikkat çeker. 

  • Baldo pirinç: Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yerini alan baldo pirinç, Basmati pirincine oranla daha tombul tanelidir. Belirgin özelliği ise; daha az su çekmesi ve kokusuz olmasıdır.

  • Kokulu pirinç: Kendine has tadından dolayı tüm beğenileri üzerine toplar. Uzun taneli olan pirinçler arasında yerini alır ve yüksek kaliteye sahiptir. 

  • Yabani pirinç: Kendine has siyah bir renge sahip olan yabani pirinç, Amerika ve Kanada'da yetiştirilir.

  • Kepekli pirinç: Besleyici değeri en yüksek pirinç çeşididir. Diğer pirinç türlerine göre daha fazla süre pişirmek gerekir.
Ekvator iklimi ve tropik iklimlerde yetişen pirinç en çok Çin, Hindistan, Endonezya, Japonya, Bangladeş, Güney Amerika Kıtası ve Afrika’da tüketilir .
Çin mutfağında ekmek, fazla tüketilen bir madde olmadığı için, pilav ekmek yerine doyurucu madde olarak kullanılır. Pirinçten yapılan pirinç unu makarnası ve pirinç şarabı da yaygın olarak kullanılanlar arasındadır.
Japon mutfağında da aynı öneme sahip olan pirinç, Türklerdeki ekmek kültürünün yerini karşılamaktadır. Öğle ve akşam yemeklerinde, yan yemek olarak değerlendirilirken, sabahları çiğ yumurta ve soya sosu ile karıştırılarak ana yemek olarak tüketilir.
Tayland mutfağında, pilav olarak her öğün kullanıldığı gibi tatlılarda da kullanılan pirinç çeşitlerinin başında yasemin kokulu pirinç geliyor. Sade pirinç pilavı ise farklı bir görev üstlenerek acılı yemeklerin acısını hafifletiyor.

BALDO  ÇELTİK OSMANCIK ÇELTİK
 MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ : MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ :
 Biitki boyu : 105-110 cm Bitki Boyu : 95-100 cm.dir.
 Çeltik 1000 tane ağırlığı :38-39 gr Çeltik 1000 tane ağırlığı : 33-34 gr.
 TARIMSAL ÖZELLİK : TARIMSAL ÖZELLİKLER
 Olgunlaşma süresi : 125-130 gün Olgunlaşma süresi : 130-135 gün
 KALİTE ÖZELLİĞİ
Tanesi uzun, geniş, camsı ve mat görünüştedir. Pirinç bin tane ağırlığı 30-32 gr.'dır.
 KALİTE ÖZELLİĞİ :Tanesi uzun, geniş, camsı ve mat görünüştedir. Pirinç bin tane ağırlığı 24-25 gr.'dır.
 Kırıksız Pirinç randıman : % 60-65 Kırıksız Pirinç randıman : % 60-65

Baldo




Osmancık


ROCCA : (Edirne Z.A.E.)
RIBE : (Ziraat Isleri Gnl. Md. lügü)
GRITNA : (Ege Üni. Ziraat Fak.)
LIETO : (Antalya Z.A.E.)
PLOVDIV : (Edirne Z.A.E.)
KRASNODARSKY-424 : (Edirne Z.A.E.)
RANBALLI : (Edirne Z.A.E.)
RODINA : (Edirne Z.A.E.)
TOAG92: (E.Ü. Ziraat Fakültesi)
SÜREK-95: (Edirne Z.A.E)
DEMIR: (Edirne Z.A.E)
KIRAL: (Edirne Z.A.E)



2 comments

Yorum Gönder