BİTKİ GELİŞİMİNİ DÜZENLEYİCİLER (BGD)
HORMONLAR
Bitki büyüme ve gelişmesinde en önemli rol oynayan hormonlardan 5 ana hormon grubu bitki bünyesinde mevcut olduğu yapılan araştırmalarda belirlenmiştir. Bunlar; Oxinler, Sitokininler, Gibberellinler ,Etilen ve ABA’dır. Bitki bünyesinde meydana gelen fizyolojik faaliyetlerin çoğunluğu bu hormonların kontrolü altındadır.
Hormonların etkileri daima bir denge içersinde birbirlerini tamamlayıcı veya bir diğerinin etkisini azaltıcı olarak ortaya çıkar. Günümüzde hormonlardan bitkilerde büyümeyi ve gelişmeyi yönlendirici özellikleri dikkate alınarak çok yönlü yararlanılmaktadır.
Çok sayıda kimyasal madde hormon olmadığı halde hormon olarak adlandırılmakta bu ise kavram kargaşasına neden olmaktadır.
Bir bileşiğin hormon olarak nitelendirilebilmesi için ;
-Bitki bünyesinde oluşması,
-Oluştuğu yerden başka bir yere taşınabilir olması,
- Taşındığı yerde değişik yaşam olaylarını yönetmesi ve düzenlenmesi,
-Çok düşük konsantrasyonlarda bu etkilerini göstermesi gerekir.
Bitki bünyesinde bulunan bu doğal bileşiklerin yanında bu bileşiklerin kimyasal yapılarına az veya çok benzeyen sentetik bileşiklerde yapılmış ve hormon etkilerinin olup olmadığı araştırılmıştır. Bunlardan birçoğunun bitkide doğal bulunanlardan çok daha aktif oldukları, yani çok daha az kullanıldıklarında benzer etkiler oluşturdukları belirlenmiştir. Bitki bünyesinde bulunmayan bu tip bileşiklerin doğal hormonlarla karıştırılmamaları gerekir.
Bitkide mevcut olmadığı halde çok düşük miktarlarda hormon etkisini gösteren bu maddelere sentetik hormon adı verilmektedir. Kavram kargaşasını önlemek amacıyla bitkide hormon etkili tüm maddelere bitki büyüme düzenleyicisi denmektedir.
Hormonlar başlangıçta yalnız tohumların çimlenmesinde, meyve, fidan ve çeliklerin köklendirilmesinde kullanılmıştır. Daha sonra tohumdan hasada kadar geçen devrede verim artışı, ürün kalitesinin yükseltilmesi ve bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığın arttırılması amacıyla ülkemizde ve tüm dünya ülkelerinde kullanılmaya başlanmıştır. Ancak dikkat edilmesi gereken husus diğer kimyasallarda olduğu gibi BGD ‘lerin de yazılı olan tavsiyeye uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
Hormonların dünyada kullanım alanları;
-Çelikle çoğalmanın sağlanması,
-Tohum çimlenme gücünün arttırılması,
-Çiçeklerin teşvik edilmesi veya geciktirilmesi
-Soğuğa dayanıklılığın arttırılması,
-Meyve tohumunun arttırılması,
-Meyve iriliğinin arttırılması,
-Periyodisitenin azaltılması,
-Meyve olgunluğunun erkene alınması veya geciktirilmesi,
-Meyve kalitesinin iyileştirilmesi,
-Hasadın kolaylaştırılması,
-Meyve muhafaza süresinin uzatılması
-Meyve renginin iyileştirilmesi,
-Meyve ve yaprak dökümlerinin kontrolü,
-Doku kültürü çalışmaları,
-Islah çalışmaları,
-Bitkilerin hastalık ve zararlılara dayanıklılığının arttırılması,
-Yabancı ot kontrolü.
Ülkemizde hormonlar domates, patlıcan ve kabakta zaman zaman bir kısım üreticiler tarafından kullanılmaktadır.
Bitki Gelişim Düzenleyicilerinin ambalajı üzerinde bulunan etikete uyularak kullanılması gerekmektedir.
Hormonlarla ilgili gereksiz yapılan spekülasyonlar neticesinde sebze fiyatları anormal ölçüde düşmüş ve üretici mağdur olmuştur. Bu konuda en büyük destek basına düşmektedir.
Hormonlar kullanılan sebzelerde kalıntı bırakmadığı gibi sebzelerde bugüne kadar insan sağlığına olumsuz etkileri konusunda da bir kaynağa rastlanmamıştır.
Hormonlar bazı sebzelerde Hollanda, İspanya, İtalya gibi ülkelerde dahil tüm dünyada kullanılmaktadır.
Bitki Gelişimini Düzenleyiciler'in (BGD) varlığına ilişkin ilk bilgiler 19. yüzyılın sonlarına dayanmaktadır. Bu dönemde, 40-50 yıllık süre içinde, bitki fizyolojisi konularında yapıları çalışmalar, BGD' lerin bitki büyüme ve gelişmesindeki rollerini ortaya koymuştur. Bu çalışmaların sonuçlarına göre, BGD'lerin bitkisel üretimde kullanılması verimi artırmakta, üründe kaliteyi yükseltmekte ve daha iyi depolama imkanları sağlayarak, ürünlerin ihracat şansını artırmaktadır. Gereğinden fazla kullanılmaları halinde ise, bitkilerin gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir.
BGD (Hormon) Nedir?
Doğal olarak bitkilerde oluşan, büyüme ile buna bağlı diğer fizyolojik hareketleri kontrol eden ve oluştukları yerden bitkinin başka yerlerine taşınabilen, çok az miktarda bile etkilerini gösterebilen organik maddelere “Bitki Gelişimini Düzenleyiciler (BGD) veya Bitkisel Hormonlar" adı verilir.
BGD' ler, bitki bünyesinde üretildikleri gibi, sentetik olarak da elde edilebilirler. Bir kısmı, bitkilerde uyarıcı veya teşvik edici etki gösteren BGD' lerin, bir kısmı da, büyümeyi kısıtlayıcı veya yavaşlatıcı, hatta durdurucu etki gösterirler. Gelişmeyi teşvik edici ve engelleyici maddeleri birbirinden kesin sınırlarla ayırmak pek mümkün değildir. Çünkü BGD'ler, bitki büyümesinin değişik devrelerinde ve değişik bitki organlarına değişik konsantrasyonlarda uygulandıklarında farklı etkiler gösterebilir.
Diğer bir ifade ile:
- Bir maddenin büyütücü etkisi olup olmadığı, kullanım miktarı yani konsantrasyonu ile anlaşılır. BGD' ler, bir konsantrasyonda teşvik edici özellik gösterirken, başka konsantrasyonda da engelleyici özellik gösterebilirler.
- Bitkinin değişik organları BGD'lere farklı reaksiyonlar gösterirler. Örneğin bir BGD, bir taraftan sürgün büyümesini artırırken, diğer taraftan kök büyümesini engelleyebilir.
- Bitkinin değişik gelişme devrelerinde BGD' lerin etkileri farklı olur. Örneğin, bir BGD vejetatif büyüme devresinde teşvik edici özellik gösterirken, çiçek teşekkülü devresinde engelleyici özellikte olabilir.
- Değişik bitki türlerinin aynı BGD'den etkilenmeleri farklı olabilir. Örneğin uzun gün bitkilerinde çiçek teşekkülü çoğalırken, kısa gün bitkilerinde çiçek teşekkülü azalabilir.
Sınıflandırma
Bitki gelişimini düzenleyiciler, etki ve kimyasal yapılarına göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:
Antioksinler
Clofibric acid
TIBA
Bitkilerde hormon üretilen yapılar:
1) Kök ve gövde ucu
2) Yapraklar
3) Tohum
4) Depo gövde ve köklerde
5) Tomurcuk
6) Dikotiledon’larda yara bölgesi
7) Meyve
Bitkilerde hormonların taşınması difüzyonla olur. Hedef yapılar, hormon üreten yapılara çok yakındırlar.Ancak bazı hormonlarda uzak bölgelere gerçekleşen taşınmada ksilem ve floem görev alır.
Bitkisel hormonlar; bitkilerde hücre bölünmesi, hücre büyümesi , çimlenmenin uyarılması veya engellenmesi, gövde – meyve- yaprak- kök büyümesi, meyve olgunlaşması, yaprak dökülmesi, stoma faaliyetleri,yaraların kapanması, tropizma gibi önemli yaşamsal olayların gerçekleşmesinde rol oynayan organik maddelerdir.
Bitkisel hormonları bitkilerde geçekleştirdikleri etkiye göre iki grupta incelenebilir.
1.Gelişimi uyaran hormonlar: Oksin – Sitokinin – Giberillin
2.Gelişime ket vuran hormonlar: Absisik asit – Etilen – Çok miktardaki oksin
Oksin, sitokinin, etilen, absisik asit ve giberellin bitkisel hormonlardır.
Oksin:
Bitkinin boyca uzamasında, yönelim olaylarında, yaprakların dökülmesinde ve meyvelerin olgunlaşmasında etkilidir. Tepe tomurcağunda üretilir.
Embriyoda, genç yapraklarda, uç tomurcukların meristem dokusunda bulunur. İşlevlerini şöyle özetleyebiliriz:
-Hücrelerin uzamasının uyarılması,
-Ksilem ve floem’in farklılaşması,
-Köklerin oluşmaya başlaması ve yana doğru uzaması,
-Yer çekimi ve ışığa yönelme hareketleri için bükülmenin oluşması,
-Etilen sentezinin uyarılması,
-Meyve oluşumunun uyarılması,
-Çiçekli kısımların gelişiminin uyarılması.
Üretildiği yer: Gövde ve kök uçlarında , yapraklarda meristematik hücrelere tarafından oluşturulur.
Etkisi:
• Büyüme bölgesindeki hücrelerin büyümesini sağlar.
• Bazı dokularda hücre bölünmesini uyarır.
• Yeni köklerin oluşumunda rol oynar.
• Hücre , doku farklılaşması sağlar.
• Gövde, kök, yaprak ve meyve büyümesini sağlar.
• Fototropizmaya neden olur.
• Ovaryum gelişimini uyarır ve tohumsuz meyve oluşumunu sağlar.
• İlkbaharda kambium faaliyetini başlatır.
• Döllenen çiçeğin ve yaprakların dökülmesini önler
• Az salgılandığında yapraklar dökülür.
• Çok salgılandığında büyüme ve gelişmeye ket vurur.
• Stomaların açılıp kapanmasına etki eder.
Suni elde edilen oksinler genelde yabancı otların yok edilmesinde kullanılır. Bu kimyasal maddeler şunlardır:
4-CPA (4 -chlorop henoxyacetic acid)
2,4-D (2,4-dichlorop henoxyacetic acid)
2,4-DB [4-(2,4-dichlorophe noxy) butyric acid]
2,4-DEP
Dichlorprop
Fenoprop
IAA (indolacetic acid)
IBA (indolbutyric acid)
IPA (indolpropionic acid)
NAD (naphthalene cetamide)
NAA (α -naphthalene acetic acid)
1-naphthol
BNOA (β-naphthoxyacetic acid)
NOA (naphthoxyacetic acid)
Potassium naphthenate
Sodium naphthenate
2,4,5-T (2,4,5-trichlorop henoxyacetic acid) (Yasaklanmıştır.)
FOAA (phenoxyacetic acid)
FAA (phenylaceticacid)
2,4,6-trichlorobenzoic acid
2,3,6-trichlorobenzoic acid
4-amino-3,5,6-trichloro picolinic acid
Oksin Grubu
Genel Adı: BNDA
Kimyasal Adı: β-naphthoxyacetic acid NAA'nın yakın bir akrabası olan bu kimyasalın kullanıldığı bitkiler ve dönemi aşağıda belirtilmiştir:
- Domateste; çiçek dökümünü önleyerek meyve bağlamasını artırmak ve erken olgunlaşmayı teşvik etmek.
- Çilek ve diğer üzümsü bitkilerde; çiçek tutumunu artırmak.
Genel Adı: NAA
Kimyasal Adı: Naphthaleneacetic acid
Bu kimyasal ilk defa 1939 yılında Amcehem Products tarafından geliştirilmiştir. Günümüzde çeşitli formülasyonları amonyum, potasyum, sodyum tuzları halinde veya etil ester formunda satılmaktadır.
Önemli kullanım alanları ve amaçları şöyle sıralanabilir:
- Elma, armut, ayva, narenciye ve zeytinde meyve seyreltmesi ve ayrıca hasat öncesi meyve dökümlerini önlemek
- Odunsu ve otsu çeliklerin köklenmesini hızlandırmak,
- Zeytin, kiraz, elma, armut kültürlerinde budanan dokulardan sürgün gelişmesini önlemek,
- Pamuk, soya, üzüm, domates, narenciye, hıyar, vb. kültürlerinde erken çiçek ve meyve dökülmelerini önlemek,
- Kirazda meyve çatlamasını önlemek.
Genel Adı : IBA
Kimyasal Adı : Indole-3-butyric acid
Kullanım alanı ve dönemi: En önemli kullanım alanı; bitki çeliklerinin köklendirilmesidir. Bu kimyasal ilk defa 1945 yılında Merck Co. tarafından geliştirilmiştir. Çeşitli yüzdeler halinde WP formülasyonları çeşitli firmalar tarafından günümüzde satılmaktadır.
Genel Adı: NAD
Kimyasal Adı: 1-naphthalenea cetamide
Kullanım alanı ve dönemi: İki kullanım alanı söz konusudur: Elma, armutta meyve seyretmesi, yeni şaşırtılmış fidelerde ve çeliklerde kök gelişmesini teşvik etmek.
İlk defa 1935 yılında Amcehem Products tarafından geliştirilen bu kimyasal günümüzde genellikle %8.4 WP formülasyonundapazarlanmaktadır.
Genel Adı: 4-CPA
Kimyasal Adı: 4-chlorophenox yacetic acid
Kullanım alanı ve dönemi: Günümüzde en önemli kullanım alanı domatestedir. Bu kültürde çiçeklerin meyveye dönüşmesini teşvik etmek için kullanılmaktadır.
İlk defa 1950 yılında Dow Chemical tarafından geliştirilen bu kimyasal günümüzde çeşitli firmalar tarafından çeşitli formülasyonlarda pazarlanmaktadır.
Ülkemizde ruhsatlı oksin preparatları BNOA, NAA-IBA, NAA-NAD ve 4-CPA formlarını kapsamaktadır. Çeşitli ticari isimler altında ve çeşitli aktif madde içerikleri ile satılan bu preparatlar, genellikle belirli bir amaca yönelik olarak belirli bir kültürde ruhsatlandırılmışlardır. Bu nedenle bu preparatların etiket tavsiyeleri yukarıdaki bilgilerin pek çoğunu kapsamayabilir.
Sitokinin:
Tohumların gelişimi sırasında oksinle birlikte çalışarak kök ve gövde oluşumunu düzenler. Ayrıca kloroplast oluşmasını sağlayarak yaprakların sararmasını ve yaşlanmayı önler.
Köklerde üretilen ve buradan diğer organlara iletilen bir hormondur. Meristem dokuda ve büyümenin devamlı olduğu bölgeler olan genç yapraklar, kök, büyümekte olan meyveler ve tohumlarda bolca bulunur. İşlevleri:
-Hücre bölünmesinin uyarılması,
-Filizlerin büyümesi ve tomurcuk oluşması,
-Yaprak yüzeyinin genişlemesi,
-Bazı bitki türlerinde, stomanın açılmasını kolaylaştırma.
-Klorofil sentezini uyararak, etioplastların kloroplastlara dönüşmesinin sağlanması.
Etkisi:
-Hücre bölünmesini uyarır.
-ana kaynağı köklerdir.
-Bitkide büyümeyi sağlar.
-Protoplastların kloroplastlar haline gelmesini sağlar.
-Yaprak dökülmesini engeller.
-Tomurcuklardan filiz ve yaprak oluşumunu uyarır.
Bazı doğal ve sentetik sitokininler:
Zeatin
Dihydrozeatin
Kinetin
BA (benzyladenine)
IPA (isopentyladenine)
DMA (dimethyladenine)
Methylthiozeatin
PBA (tetrahydropyrinal benzyladenine)
Defoliantlar (yaprak dökücüler)
Calcium cyanamide
Dimethipin
Endothal
Ethephon
Metoxuron
Pentachlorophenol
Thidiazuron
Tribufos
Sitokinin Grubu
Sitokininlerin ilk sentezini 1970 yılında Shell firması yapmış ve Abbott Laboratuvarları tarafından pazarlanmıştır.
Bu grubu, tarımsal bitkilere yönelik olarak zeatin ve kinetin formları oluşturmakta olup, genellikle bunlar karışım halinde deniz yosunlarından elde edilmekte ve makro ve mikro elementlerle takviye edilerek ticari hale getirilmektedir.
Gerek yapraktan, gerek topraktan uygulanabilen bu kimyasalların kullanım amacı bitkilerde kök ve saçak yapısını geliştirmek yanında generatif arttırmaya yöneliktir.
Çeşitli sebze kültürleri, pamuk, mısır, soya, hububat kültürleri, yer fıstığı, sorgum, çeşitli meyve ağaçları kullanım alanı içindedir.
Etilen:
Meyvelerin olgunlaşmasını, yaprakların sararıp dökülmesini sağlar.
Olgunlaşmakta olan meyvelerin dokularında, kök nodüllerinde, yaşlanan yapraklarda ve çiçeklerde bulunur. Gaz hainde bulunan tek hormondur. Etilenin işlevlerini de şöyle sıralayabiliriz:
-Meyvenin olgunlaşması,
-Yaprak ve çiçek yaşlanması,
-Yaprak ve meyve dökümü.
-Çiçeklerin açılması.
Etkisi:
•Meyve olgunlaşmasını uyarır.
•Yaprak dökülmesini uyarır.
•Çiçek açması
•Meyvelerde tatlanma
Hormonlarla doku kültüründen doku,organ ve bitki üretiminde hormonlardan (oksin ve sitokinin) yararlanılır
Etilen Salgılayan Kimyasallar Grubu
Bazı araştırmacılar bu grubu ayrı bir bölüm altında ele almakta ise de, bazıları sonuçta olgunluk geliştirmesini teşvik etmesi nedeniyle aynı bölüm içinde ele almaktadır.
Özellikle muz, narenciye, kavun, armut, domates, ananas, hurma, vb. gibi meyvelerin sarartılıp olgunlaştırılmasında kullanılan etilen formları birçok firma tarafından pazarlanmaktadır.
Ülkemizdeki resmi tavsiyelerde, bu formlara ait iki değişik form Tarım Bakanlığınca ruhsatlandırılmıştır. Bunlar ethephon ve ethephon-cyclanilid karışımıdır.
Ethephon ile ilgili kullanım alanları ve amaçları konusunda literatürde hayli geniş bilgiler vardır.
Bunlar özetlenirse;
Domateste meyve kızarmasını artırmak için meyvelerin %5-15'nin pembe veya kırmızı rengi aldığı dönemde,
Elma ağaçlarında meyve rengini artırmak için, hasattan iki hafta önce, uygun bir oksin (hasat öncesi meyve dökümünü önlemek için) karıştırılarak kullanımı,
Genç meyve ağaçlarında çiçek gözü oluşumunu teşvik ve vejetatif gelişmeyi kontrol için normal çiçeklenme tarihinden altı hafta sonra,
Kirazlarda meyve olgunlaşmasını hızlandırmak için, hasattan 7-14 gün önce,
Cevizlerde kabuk çatlamasının homojenliğini sağlamak için, meyve ve kabukların kahverengiye dönüşmesinden sonra,
Pamukta hasat öncesinde üniform koza açımı için, kozaların %30-60'nın açılmış olduğu dönemde,
Tütünde olgun yapraklarda sararmayı artırmak için,
Üzümde erken ve üniform bir renk oluşumu (emperior ve tokay çeşitlerinde) ve erken olgunlaşmayı (Thomson çekirdeksiz çeşidinde) sağlamak için,
Hububatta bitki boyunu kısaltarak yatmayı önlemek için, ilk başakların oluşumundan hemen sonra,
Çeşitli süs bitkilerinde ve süs ağaççıklarında lateral dallanmayı artırmak ve vejetatif büyümeyi baskı altına almak için,
Daha önce de belirttiğimiz gibi her kültür ve her ağaç için uygulama dozları ye uygulama biçimi değişken olabilir. Burada verilen bilgiler tamamen genel ve rehberlik niteliğindedir.
Absisik asit:
Uyku halinin devamlılığını sağlayarak tohumların çimlenmesini engeller. Böylece toprağa düşen tohumların uygun zamanda çimlenmesini düzenler. Kurak ortamlarda çimlenmeyi önler. Aşırı kurak ortamlarda kalan bitkinin gözeneklerini kapayarak yapraklardan su kaybını engeller. Böylece bitkinin kurak ortama uyumunu arttırır.
Yapraklar, gövde ve yeşil meyvelerde bulunur. İşlevleri kısaca şöyledir:
-Stomaların kapatılmasının uyarır,
-Filizlerin büyümesini durdurur fakat köklerin büyümesine engel olmaz hatta büyüme hızını artırır.
-Tohumların depo besinleri sentezlemelerini sağlar.
-Giberellin hormonlarının etkisini yok eder.
Etkisi:
• Tomurcuk ve tohumlarda uyku halinin başlaması.
• Hücre bölünmesinin azaltılması.
• Su kayıbında stomaların kapanması.
• Yeşil yaprakların yerini koruyucu pulların alması.
Giberellin:
Yaprak ve gövdelerde büyümeyi uyarır.
Uç tomurcukların ve köklerin meristem dokusunda, genç yapraklarda ve embriyoda bulunur. İşlevleri şunlardır:
-Hücre bölünmesini ve uzamasını uyararak gövdenin uzamasını sağlar.
-Günlerin uzamasıyla çiçek oluşumunu uyarır.
-Bazı bitkilerde tohumun durgunluk fazından çıkmasını sağlar.
-Tahıllarda hidrolitik enzimlerin üretimini uyarır ve düzenler.
-Tohumsuz meyve oluşumuna sebep olabilir.
Gibberellin Grubu
Genel Adı: Gibberellic acid (A3, GA3)
Kimyasal Adı: (3S,3αR,4S,4αS,7S,9αR,9βR, 12S)-7, 12 - = dihydroxy-3-methyl-6-methylene2-oxoperhydro-4α, 7 -methano-9β,3-prope noazuleno[l ,2-β]=furan-4-carboxylic acid.
Kullanım alanı ve dönemi: Bir çok kültürde çeşitli amaçlarla kullanılmakta olan bu kimyasalın en önemli kullanım alanları ve amaçları literatürde şöyle verilmektedir;
- Üzümde salkım gelişmesini ve tane iriliğini artırmak,
- Limonda meyve olgunluğunu geciktirmek,
- Marulda tohum hasadı yönünden çiçeklenmeyi teşvik,
- Patateste uyku dönemini kırarak çimlenmeyi teşvik,
- Çeşitli süs bitkilerinde çiçek verimini ve kalitesini artırmak,
- Navel portakallarında ve altıntoplarda kabuk lekesini ve yaşlanmasını önlemek,
- Kerevizde gelişmeyi teşvik etmek,
- Kirazda daha iyi renk ve iri tane elde etmek, hasat süresini uzatmak,
- Enginarda hasat süresini uzatmak için olgunlaşmayı geciktirmek,
- Fasulye, bezelye, pamuk, çeltik, soya ve buğdayda çabuk çimlenmeyi teşvik,
- Şerbetçi otunda verimi yükseltmek,
- İtalyan erik çeşitlerinde iç kararmasını önlemek ve verimi artırmak,
- Mandarinlerde meyve tutumunu artırmak,
- Ispanak verimini artırmak ve kaliteyi yükseltmek,
- Star Ruby Altıntop çeşidin de erken meyve dökümünü önleyerek meyve verimini artırmak.
Bu doğal kimyasalın ilk keşfi 1938 yılında Japonya'da olmuştur. 1955 yılından itibaren çeşitli firmalar tarafından bu konuda geniş araştırmalar yapılmıştır.
Günümüzde bir çok firma tarafından çeşitli formülasyonlar ve aktif madde içerikleri ile pazarlanmaktadır.
Genel Adı: Gibberellic Acid Karışımları (A3- A7)
Kimyasal Adı:
Kullanım alanı ve dönemi: Bu karışımın en önemli kullanım alanı elmadır. Delicious elma çeşitlerinde kabuk pasını önlemek, stayman elma çeşidinde çatlamayı kontrol için tavsiye edilmektedir.
1987 yılında Abbott laboratuvarı tarafından geliştirilen bu karışım, ayrıca ICI tarafından da pazarlanmaktadır.
GenelAdı: Gibberellic Acid-Benzylamin karışımı (Benzylamin-GA4-GA7)
Kimyasal Adı :
Kullanım Alanı ve Dönemi: Elma çeşitlerinde renk, irilik ve verimin artırılması amacıyla kullanılmaktadır. Starking elma çeşidinde meyve şeklini düzeltmek, stayman elma çeşidinde de çatlama sorununu önlemek için kullanılır. Meyve çağına girmemiş elma, armut ve kiraz bahçelerinde meyve gözü oluşumunu teşvik ve vejetatif büyümeyi kontrol eder.
1987 yılında abbott laboratuvarı tarafından geliştirilmiştir. Formülasyonu likit formda olup %53.6 aktif madde içermektedir.
Genel Adı: Gibberellic Acid Azoluron karışımı
Kimyasal Adı:
Kullanım alanı ve dönemi: Eski Doğu Almanya (Fahlberk- List Magdeburg) orijinli olan bu kombinasyon kış şartlarında, sera altındaki domates kültüründe çiçeklenmeyi teşvik amacı ile tavsiye edilmektedir.
Yukarıdaki bilgilerden anlaşılabileceği gibi Gibberellin grubunun kullanım alanları ve amaçları oldukça geniştir.
Oksinlerde olduğu gibi gibberellinlerde de, değişik kullanım amaçları, kullanım zamanları ve farklı dozları vardır. Her kültürün elde edilmek istenen farklı amaçlarına yönelik teknik tavsiyelerin bir kitapçık boyutuna ulaşması söz konusu olduğu için, makalenin kapsamını aşmaktadır. Bu nedenle bu makalede verilen öz bilgilerin detaylandırılması okurlarına ve uygulayıcılarına düşmektedir. Ülkemizde gibberellin grubundan gibberellic acid'in çok çeşitli formülasyonları değişik ticari isimde pazarlanmaktadır. Ayrıca GA A4A7 Benziladenin karışımının sadece bir formülasyonu 2000 yılına ait resmi yayında mevcuttur. Bu konunun tamamı için de, oksin grubu için yapılan yorum ve öneriler dikkate alınmalıdır.
Diğer Grup Gelişim Düzenleyiciler
Bakanlığımız resmi tavsiyelerinde bu diğer grup bitki gelişim düzenleyiciler; aminoasit, humik ve fulvik asitler, fulvik asit – potasyum ve bunun gibi genellikle toprak ıslah materyalleri yanında dimethipin, sodyum türevleri, ACTA-folik asit, pipolene hydrogen cyanamıd, thidiazuron ve tolyphtalamıc acid, vb. aktif maddelerini de ihtiva etmektedir.
Ülkemizde bu değerlendirmeye ve sınıflandırmaya karşılık dünyadaki literatüre bakıldığında, asit gruplarının (amino, humik ve fulvik) bitki gelişim düzenleyicileri içinde yer almadığı görülmektedir. Bu ürünlerin asli görevlerinin toprak ile ilgili sorunları düzeltmesi ve bitkilere olan etkilerinin direkt olmaması nedeniyle bu tip kimyasalların BGD' ler içinde yer almaması gerekmektedir. Ancak bu maddeler bu zamana kadar BGD gibi işlem görmekte olduğu için, BGD' ler içinde değerlendirilmektedir
Genel Adı: Tolyphtalamic acid
Kimyasal Adı:
Toksisitesi: LD50 3230 mg/kg
Kullanım alanı ve dönemi: Domateste çiçeklere, meyve ağaçlarında %80 çiçeklenme döneminde, sabah erken veya akşamın geç saatlerinde, nispi nemin yüksek olduğu saatlerde verilir ki bunda amaç meyve tutumunu artırmaktır.
Genel Adı: Thidiazuron
Kimyasal Adı: N-phenyl-N'.1,2,3-thiadiazol 5-ylurea
Toksisitesi: LD50 4000 mg/kg
Kullanım alanı ve dönemi: Pamuk yapraklarını dökmek için kozaların %70'i açılınca ve ortalama sıcaklığın 21°C'nin üzerinde seyrettiği şartlarda kullanılır.
Genel Adı: Sodium Türevleri
Kimyasal Adı : Sodium ortho-nitrophenolate
Kullanım alanı ve dönemi: Bu gruptaki ticari preparatların prospektüs bilgilerine göre; çiçeklerin meyve veya tohuma dönüşmesi, meyve ve tohum kalitesinin iyileştirilmesi, bitkilerde fizyolojik aktivitenin sağlanması, vb. amaçlara yönelik olarak kullanılmaktadır.
Bu gruba ait 20 kadar preparat değişik ticari adlar altında ülkemizde ruhsatlıdır.
Genel Adı: Hydrogen cyanide
Kimyasal Adı: Hydrocyanic acid
Toksisitesi: LD50 6,44 mg/kg
Kullanım alanı ve dönemi: Bağ ve kivi plantasyonlarında homojen göz patlamasını teşvik için, gözlerin patlamasının beklendiği tarihten 30 gün önce kullanılmaktadır.
Gelişimi Engelleyiciler
Abscisic acid (Uygun olmayan ortamda tohumun çimlenmesini engelleyerek, tohum uyumasını devam ettirir.)
Gelişimi Geciktirenler
Ancymidol
Chlormequat chloride
Butralin
Daminozide
Carbaryl
Flurprimidol
Chlorphonium
Mefluidide
Chlorpropham
Paclobutrazol
Dikegulac-sodium
Tetcyclacis
Flumetralin
Uniconazole
Fluoridamid
Fosamine
Gelişimi Teşvik Edenler
Glyphosine
Brassinolide
Isopyrimol
Hymexazol
Jasmonic acid
Maleic hydrazide
Morfaktinler
Mepiquat chloride
Chlorfluren
Piproctanil
Chlorflurenol
Propham
Dichlorflurenol
TIBA
Flurenol
Sınıflandırmaya Tabi Tutulmayan BGD’ler
Benzofluor
Epocholeone
Karetazan
Buminafos
Ethylchlozate
Methasulfocarb
Carvone
Ethylene
Prohexadione
Ciobutide
Fenridazone
Prohydrojasmon
Clofencet
Forchlorfenuron
Pydanon
Cloxyfonac
Heptopargil
Sintofen
Cyclanilide
Holosulf
Triapenthenol
Cycloheximide
Inabenfide
Trinexapac
KULLANIM ALANLARI
Başlangıçta yalnız tohumlanın çimlenmesinde, meyve, fidan ve çeliklerin köklendirilmesinde kullanılan BGD’ler, daha sonraları tohumdan hasada ve hatta tüketime ve pazara sunuluncaya kadar geçen her devrede aşağıda belirtilen çok değişik amaçlar doğrultusunda, tüm dünya ülkelerinde geniş çaplı kullanılmaktadır.
Bu kullanım alanlarını şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Çelikle çoğalmanın sağlanması,
- Tohum çimlenme gücünün artırılması,
- Soğuğa dayanıklılığın artırılması,
- Çiçeklerin teşvik edilmesi veya geciktirilmesi,
- Meyve tohumunun artırılması,
- Meyve iriliğinin artırılması,
- Periyodisitenin azaltılması
- Meyve olgunluğunun erkene alınması veya geciktirilmesi,
- Meyve kalitesinin iyileştirilmesi,
- Hasadın kolaylaştırılması,
- Meyve muhafaza süresinin uzatılması,
- Meyve renginin iyileştirilmesi,
- Doku kültürü çalışmaları,
- Tohum, yumru ve tomurcukların dinlenmesinin kırılması veya uzatılması,
- Islah çalışmalarında,
- Meyve ve yaprak dökümlerinin kontrolü,
- Bitkinin üreme özelliklerinde değişiklik yapılması,
- Bitkilerin hastalık ve zararlılara dayanıklılığının artırılması,
- Yabancı ot kontrolü.
Bitkilerde destek
1-Hücre çeperi ve turgor: Otsu bitkilerde ve ağaçsı bitkilerin genç yapılarında desteği oluşturan temel yapıdır.
2-Destek dokusu: Ağaçsı bitkilerde destek ödevi için farklılaşmış özel hücrelerden oluşmuş dokudur.(Kollenkima ve sklerankima)
3-İşletim demetleri ve çeper kalınlaşması gösteren dokular:Bu dokulara ait hücreler sahip oldukları kalın çeperlerle esas görevlerinin yanısıra bitkilerde destek ödevide görürler.
Bitkilerde hareket
Çimlenme,çiçek açma,yaprak dökme,tropizma ve nasti bitkilerde görülen önemli davranışlardır. Uyaran işık,ısı,su,kimyasallar ve travmalar olabilir.Tepkilerin verilmesinde hormonlar düzenleyicidir. Tepki ise mitoz,turgor değişimi veya asimetrik büyüme ile gerçekleş
1-Pasif hareket: Belli bir hareket organeli ve yapısı olmayan tek hücreli canlılarda hareket su,hava akımı ve diğer organizmalar sağlar.Canlı harekette enerji harcamadığı için pasif hareket olarak adlandırılır.Hareketin yönü ve süresi canlı tarafından kontrol edilemez.
2-Aktif hareket: Canlının hareket organelleri ile gerçekleşen ve canlının enerji harcamasına neden olan harekettir.Taksi (Göçüm) hareketi olarak adlandırılır.Hareket belli bir uyarana bağlı olarak gerçekleşir. Adlandırılması uyarana göre yapılır.Uyarana doğru yapılan taksi hareketine pozitif taksi, uyarandan uzaklaşma şeklinde yapılan harekete negatif taksi hareketi denir.Yapılan çalışmalar bitkilerinde belli bir alanda ürettikleri özel salgılarla birbirlerinin metabolizmalarını kontrol ettikleri görülmüştür.Ayrıca etilenin etkisinide unutmamak gerekir.
Bitkilerde konum ve yer değiştirme hareketleri görülmez. Bitkilerde gözlenen hareket biçimleri nasti ve tropizmadır.
1-Nasti(İrkilme)
•Uyaranın yönüne bağlı olmaksızın gerçekleşir
•Tepki tarzındaki hareketlerdir.
•Uyarana göre adlandırılır.
•Nasti olayında temel etken turgor olayıdır
•Hızlı gerçekleşir.
Fotonasti.......(Uyaran:ışık):Papatya çiçeklerinde
Termonasti....(Uyaran:Isı):Çiğdemin yaprak hareketlerinde
Sismonasti....(Uyaran:Sarsıntı,Değme):Küstüm otunda
Tigmonasti....(Uyaran:Dokunma):Böcek kapan bitkilerde
2-Tropizma(Uyarılma)
•Asimetrik büyümeler sonucu gelişir.
•Etken olan hormonların dağılımında görülen asimetri sonucu,
•Dengesiz turgor, hücre büyümeleri ve bölünmeleri ile gerçekleşir.
•Bitkinin farklı kısımlarının hormonlara farklı cevap vermesinden kaynaklanır.
•Yavaş gerçekleşen tepkilerdir
•Uyaranın yönü nemlidir tepki uyarana doğru (pozitif) veya zıt yöne doğru (negatif) olur
•Uyarana göre adlandırılır
Tropizma bitkinin çevresel koşullardan en üst düzeyde yararlanmasını sağlayan durum ayarlama davranışıdır
Uyaranın yönüne bağlı olarak gerçekleşen yönelim şeklindeki harekettir.
*Fototropizma (Uyaran: ışık) Gövde pozitif tepki kök ise negatif tepki verir.
Jeotropizma (Uyaran:Yerçekimi) Gövde negatif kök ise pozitif tepki verir.Bataklık ve sulak ortam bitkilerinin bazı kökleri negatif jeotropizma gösterir. Bu tip kökler havalandırma kökleri olarak adlandırılır ve bataklık toprağında O2 nin az olmasından dolayı köklerin gaz alış verişinde rol alırlar.
Hidrotropizma (Uyaran :Su) Kökler pozitif hidrotropizma göstererek suyun fazla olduğu ortamlara doğru yönelirler.
Kemotropizma (Uyaran:Kimyasallar=asitler,bazlar,gübre) Kökler kimyasallara karşı pozitif (Gübre) veya negatif (Asit) tropizma gösterirler.
*Travmatropizma (Uyaran:Yaralanma) Kökler yaralanmaya neden olan faktörlere karşı negatif tropizma gösterir.
*Haptotropizma (Uyaran:Temas) Sarmaşık ve fasulyenin sülük gövdelerinde değmeye karşı pozitif tropizma gösterir.
Bitki gövdesinde oksin hormonu taşınması:
a:üst kısmı
b:alt kısım
Kaynaklar:
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz/index.php?kategori_id=10&soru_id=807
http://www.lisebiyoloji.com/bitkihareket.html
http://tr.wikipedia.org/wiki/Bitkisel_hormonlar
Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Md.