İnternet’in yaygınlaşmasıyla birlikte, bilgiye erişim büyük ölçüde kolaylaştı. İnsanlar bildiklerini, deneyimlerini yazılı ve görsel olarak diğer insanların hizmetine sunuyor. Bu olayın iyi bir yönü olup, birçok insan internet aracılığıyla dünyanın öbür ucundaki bilgiye rahatlıkla ulaşabiliyor, yeni gelişmelerden anında haberdar olabiliyor. Ancak, bu olay kolayca suiistimal edilebilir hale gelmiş durumda.
Blog furyası herkesi sarmış durumda. Hemen her konuda blog ve forumlara rastlamak mümkün. Olayın tarımla ilgili yönüne gelince, doğal olarak tarımla ilgilenen insanlarda bu rüzgardan etkilenmiş durumda. Uydu antenlerin, bilgisayarların ve plastik oyuncakların evreninde sıkılan şehirli insanlar, belirli bir yaştan sonra rahat ve sakin bir yaşam kurma hayaliyle toprak alıp tarım işine soyunuyorlar. Bu işe soyunanların bir kısmı kendi yaşadıklarını ve bahçelerini bloglar ve forumlar aracılığıyla insanlara anlatıyorlar.
Bu türden bloglar, sahiplerinin deneylerini diğer insanlara aktarma açısından olumlu işlevlere sahip olsalar da bir kısmı bilinçli olarak bir kısmıda farkında olmadan bol bol kullandıkları gübre, ilaç vb. malzemelerin reklamını yapıyorlar. Bu türden blogların çoğunun organik ya da doğal tarım savunucusu olması da kendilerine bir nebze olsun inandırıcılık kazandırıyor. Çünkü kimyasal gübre ve ilaçlara karşı oluşan haklı bir tepki var ve insanlar yavaş yavaş kimyasal ilaç ve gübre kullanılmadan yetiştirilmiş ürünlere yöneliyorlar.
Eğer organik ya da doğal yetiştiriciliğe soyunduysanız işiniz zor. Her şeyden önce organik madde temin etmek çok zor ve önünüzde fazla seçenek yok. Organik maddeyi bir şekilde temin ettiğinizde de taşıma vb. girdiler çok yüksek ve uygulanmaları için yoğun işgücüne gereksinim var. Üstelik işin ABC’sinden başlıyorsunuz ve hiç deneyiminiz yok. Bu durumda ilk başvurduğunuz yer internet oluyor. Sizinle aynı yoldan yürümüş veya yürümekte olanların deneylerini öğrenmeye çalışıyorsunuz.
İşte piyasadaki bu boşluğun farkında olan bazı kişiler, size daha “kolay uygulanabilir” ve “çok etkili” olduğunu iddia ettikleri ürünlerin reklamını yapıyorlar. Bir bakmışsınız yetiştirdikleri büyük büyük domatesleri sergiliyorlar. Bu domatesleri kullandıkları falanca ürünle yetiştirdiklerini söylüyorlar. Bir bakmışsınız içeriği şalgam suyundan farklı olmayan bir ürünü, size mikrobiyal gübre diye pazarlıyorlar.
Üzerinde en çok manipülasyon yapılan iki grup ürüne ayrıntılı olarak değinmekte fayda var. Bu ürünleri iki gruba ayırabiliriz.
1- Sıvı Gübreler
2- Sıvı Humik Asitler
2- Sıvı Humik Asitler
İnterneti şöyle bir taradığınızda, yüzlerce organik sıvı gübre ve yüzlerce humik asit markası görürsünüz.
Önce sıvı gübrelerden başlayalım. İçeriğinde hangi tür mikroorganizma olduğu bilinmeyen bir ürünün, bazı blog ve forum yazarları tarafından bolca reklamı yapıldı ve yapılıyor. Litresinin maliyeti taş çatlasa 5 TL’yi geçmeyecek bu ürün 50-100 TL liralık bir fiyat aralığından tüketiciye sunuluyor. Dekara 1-2 litre kullanım ölçüsüyle pazarlanan bu ürün her derde deva “Lokman Hekim İlacı” gibi yerine göre gübre, yerine göre fungusit veya insektisit olarak tanıtılıyor. Oysa bu ürünü yakından incelediğinizde söyledikleri mikroorganizmaların bu ürünlerde olmadığını görüyorsunuz.
Bunlardan esinlenen ve piyasadaki boşluğun farkında olan bazı kişiler, kendi ürünlerinin de mikroorganizma içerdiğini iddia ederek melas, şlempe ve maya atığı içeren ürünleri organik gübre veya mikrobiyal gübre diye piyasaya sürüyorlar. Oysa mikroorganizma içeren ve mikrobiyal gübre olduğunu iddia eden bir ürün, Tarım Bakanlığı Yönetmeliğine göre etiket üzerinde mikroorganizma türünü (veya türlerini) ve bunların miktarını CFU/ml (Colony Forming Unit) veya Türkçeleştirilmiş haliyle KOB/ml (Koloni Oluşturan Birim)cinsinden belirtmek zorundadır.
Ancak bunların hiç birisine uyulmuyor. Kimisi ürününün 80 çeşit bakteri içerdiğini söylüyor. Kimisi birbiriyle aynı koşullarda yaşamayacak mikroorganizmaların bir arada bulunduğunu iddia ediyor. Seç beğen al dünyası. Ancak biraz bilinçliyseniz, bunların sözlerine kanmaz ve melas, şlempe ya da maya artığını kendiniz kolaylıkla temin edebilirsiniz. Böylelikle hem ucuza alırsınız hem de bunların iddia ettiği gibi dekara 1-2 litre değil yüzlerce litre kullanmanız gerektiğini tecrübeyle görürsünüz.
Yeri gelmişken mikrobiyal gübreler ve biyolojik mücadele araçları için burada bir parantez açalım. Bildiğiniz gibi sitemiz ağırlıklı olarak biyolojik mücadele yöntemlerini ve mikrobiyal gübreleri öne çıkaran bir içeriğe sahip. Hatta bunların kullanımını teşvik ediyor. Ancak daha önceki yazılarımızda da vurguladığımız gibi biyolojik mücadele araçları ve gübreler yeni yeni gelişiyor ve etki mekanizmaları toprak fiziği ve toprak kimyası ile sıkı sıkıya birbirine bağlı. Birisi öbürünü dıştalamıyor.
Özellikle kullanılacak biyolojik mücadele aracının (bakteri, mantar, nematod vs.)yetiştiricilik yaptığınız bölgeden izole edilip çoğaltılmış olması gerekiyor. Örneğin Hindistan veya Uzakdoğu’dan izole edilmiş bakteri veya mantar sizin tarlanızın bulunduğu iklimdeki koşullara uyum sağlamayabilir ve istediğiniz etkiyi göstermeyebilir. Sizin koşullarınıza uyum sağlaması için belirli bir zamanın geçmesi gerekebilir. Oralardan izole edilen bir mikroorganizma bizim topraklarımıza eklendiğinde buradaki koşullara uyum sağlamayabilir ve istenilen sonucu vermeyebilir.
Yine biyolojik gübre olarak kullanılan, bakteri ve mantarlar çoğunlukla o bitkiye özgün olmak zorunda. Her bitkiye yarayışlı bir biyolojik gübre üretmek çok zor. Çünkü her bitkinin rizosfer bölgesinde farklı bir mikro flora var. Örneğin toprakta bulunan rhizobium bakterileri (baklagillerde azot fiksasyonu yapan bakteriler) aşılanmış tohumlardaki bakteriler ile rekabete girebiliyor veya toprakta yeterli azot varsa rhizobium bakterileri azot fiksasyonunu yavaşlatıp durdurabiliyor. Yani bırakalım içeriğinin ne olduğu bilinmeyen bir sıvı gübreyi, bilinenlerde bile bunu dikkatli kullanmak gerekiyor.
Buna benzer bir kafa karışıklığı da sıvı humik asit olduğunu iddia eden ürünlerde yaşanıyor. Öncelikle humik asit nedir bunu netleştirelim. Humik asitler, toprak organik maddesi sayılan humusun ana bileşenlerinden bir tanesidir.
Kaynaklar:
2 comments
Piyasada Hindistan İspanya vs gibi ülkelerden gelen oldukça yüksek fiyatlı bir kaç marka dışında mikrobiyal gübre olmamasının sebebi nedir? Çin gibi bir ülkeden gelen ürün görmedim mesela. Bilgilendirirseniz memnun olurum saygılar
ReplyTürkiyede üretilen markalar var ürünler biraz alıp kendiniz test edin derim
Reply