Pomza Taşı (Bims, Hışır, Kisir, Tüf)
Volkanik faaliyetler sonucunda oluşan Pomza Taşı –Bims, Hışır, Kisir ve Tüf olarak da anılır. Organik ve Sentetik gübrelerin yardımı ile bitki yetiştirmede başarı ile kullanılmaktadır. % 85 oranında gözenekli olan pomza taşı toprağı havalandırmakta ve su tutmaktadır.
Dünya kabuğunun
derinliklerinde, bazaltın kısmi erimesiyle oluşan magma cepleri bulunmaktadır.
Çok yüksek basınçta bu magma normal koşullarda sıvı yada gaz olabilecek tüm
maddeleri emer. (H2O, CO2, F) Zaman içerisinde, bu magma cepleri üzerindeki
basınç, yer hareketlerinin etkisiyle azalır. Yer hareketleri meydana
geldiğinde, volkanik bir patlama başlar ve bu gazlar magmanın içinden püskürür.
Gazların serbest
kalmasıyla magmanın yapışkanlığı çok hızlı şekilde artar ve katılaştırma ısısı
yükselir. Böylece magma köpürür, parçalara ayrılır ve pomza taşı diye
bildigimiz maddeyi oluşturur. Bu madde kraterden havaya çok büyük bir gaz
patlamasıya atılır ve çevreye dağılır. Ana Britannica Ansiklopedisinin Pomza
(bims) için açıklaması şöyledir. "Aşındırıcı olarak temizlikte ve cilalama
da kullanılan, çok gözenekli , donmuş volkanik cam. Aynı zamanda yapı malzemesi
olarakta kullanılmaktadır." Pomza (bims) , çok ani soğumasından dolayı
kristalize olmaya zaman bulamamış kaya türüdür. Katılaştığında içinde çözülen
buhar aniden salınır ve püskürerek gözenekli yapıyı oluşturur. Bu şartlar
oluştuğunda her tür lav, pomza haline gelebilir.
İnşaat Sektörünün haricinde Tarımın her türlüsünde başarı ile kullanılmaktadır. Seralarda, Meyve bahçelerinde ve Çim sahalarda yüksek bir verim sergilemektedir.
Tarımda Pomza (bims) Kullanmanın Avantajlarıtarı
Mükemmel
havalandırma sağlar,
Tekrar tekrar
kullanılabilir,
Zamanla çekmez ve
topaklanmaz,
Besin ayarlaması
kontrolu kolaydır,
Mantar, böcek gibi
zararlı unsurları barındırmaz,
Kolay sulanır,
Çürümez,tarım bims
Kötü kokular
üretmez,
Pomza taşı toprağa 1/4 veya 1/5 oranında karıştırılır. Toprak derinliği asgari 0.37m. olmalıdır.
• Gözenekli yapısı suyu içeride tutar. Buharlaşma yapmaz. Bitki suyu tedricen (Yavaş yavaş) alır.
• Sulama süreleri azalır ve büyük ölçüde su tasarrufu (%65-70 gibi) sağlar.
• Gözenekli yapısı toprağı oksijen yönünden zenginleştirir.
• Toprağın drene olmasını sağlar. Gerekli suyu muhafaza eder.
• Nötr oluşu toprağın Tansiyonu olan ph dengesini düzenler. (ph: 6,5-7,5)
• Gübredeki mineral ve iz elementleri bünyesinde saklar. Bitkiye yavaş yavaş verir.
Bitkileri incelerken; Üzüm bağlarından birinde bitkilerin daha canlı olduğunu gördüm. Rahmetli Babam, “Bitkinin yaprağına bakıp, Toprağını bileceksin” derdi. Ben de toprağını incelerken delikli , hafif ve çürük bir mıcırla karşılaştım. 1987 yılı itibarı ile çim sahalarda ve bitkilerde kullanıyorum. %50-60 oranında yüksek verim aldım.
Pomza yatağı Kayseri Sindelhöyük Kasabası(Erciyes Yanardağına uzaklığı 18 km)
POMZA TAŞI KULLANIMI
Toprak ıslahında pomza kullanımı,az topraklı yada topraksız ortamlarda bitki
yetiştiriciliğinde,suya dayalı tarımsal üretim ve yeşil alanlarda ekonomik ve
sağlıklı çözümler sağlamaktadır. Bunun dışında kuraklık sorunu olan yerlerde
ise yüksek su tutma kapasitesi nedeniyle sulama miktarının azalmasını
sağlamaktadır.
BİTKİLERDE POMZA KULLANIMI
Bitkilerin hızlı büyümesi ve bitkinin başka bir yere
alışması için pomzanın kullanımı hızlı bir şekilde yaygınlaşmaktadır.
genellikle 10-20 mm arasında yıkanmış pomza kullanımı fidanlıklar için uygun
bir üründür. pomzayı belli bir oranda saksılara yerleştirirsek bitki pomza dan
güç alacaktır.
Fidanların en büyük ilaçlarından birisi pomza dır. pomza alırken
mutlaka pomza ocağının kalitesini verilerini mutlaka bilmek gereklidir. aksi
taktirde bitkilere zarar verebilir.
Bitki yetiştirme ortamlarında havalanma ve su tutma
kapasitesi en önemli fiziksel özelliklerdir. Bitki kökleri respirasyon için
havaya ihtiyaç duyarlar. Hava, canlı organizmalarda metabolik işlemler için
esastır. Yetersiz oksijen ve havalanma kökleri dolayısıyla bitkiyi zayıflatır,
gelişmeyi yavaşlatır, bitkiyi soğuk zararlarına ve hastalıklara daha duyarlı
hale getirir. Aynı zamanda kök hücrelerinin ve mikroorganizmaların respirasyonundan
ortaya çıkan karbondioksitin köklerden toprak yüzeyine difüzyonu için de
havalanmaya gereksinim duyulur. Ortamda tutulan su ise bitki büyümesi ve diğer
fizyolojik işlemler için gereklidir. Bu nedenle suyunda sürekli ve yeterli
miktarda sağlanması önemlidir.
Havalanma ve su
tutma esas olarak ortam porozitesinin bir fonksiyonudur. Porozite büyük ve
küçük boşluklardan oluşur. Büyük boşluklar havalanma ve drenaj, küçük
boşluklarda su tutma açısından önemlidir. Hava dolu boşluk miktarı % 10 ve daha
aşağıya düştüğü zaman bitki büyümesi önemli derecede sınırlanır. Havalanma
porozitesi en az % 20-25 olmalıdır. Bu değer sıcak sera koşullarında köklerin
oksijen ihtiyacı ve karbondioksit üretimi arttığı için % 45' e kadar da
çıkabilmektedir. Havalanmanın artması su tutmayı azaltır. Ancak yetişmede kötü
havalanma yerine sık sulama yapılması tercih edilir.
Ortamın fiziksel
özellikleri koşullara göre değişebileceğinden sabit değildir. Partikül büyüklük
dağılımına bağlı olarak kütle yoğunluğu, porozite gibi ortam fiziksel
özelliklerinde önemli değişimler görülür. Sıkışma da bu özellikleri etkileyen
diğer önemli bir faktördür. Sıkışma kütle yoğunluğunda artışa, büyük
gözeneklerde de azalmaya neden olur. Dolayısıyla ortamda uygun partikül
büyüklük dağılımı seçimi yanında materyalin de zamanla sıkışmadan oluşabilecek
değişimlere karşı da stabil olması önemlidir.
Pomza ( bims ) ,
bitki yetiştirme ortamı olarak geniş ölçüde kullanılan bir materyaldir.
Fiziksel ve kimyasal özellikleri değişmeyen yapıdadır. Bu durum Pomza ( bims )
nın defalarca kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Aynı zamanda toprağa göre
daha hafif olduğundan işlenmesi, nakliyesi ve yerinde kullanımı da kolaydır.
Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde önemli miktarda Pomza ( bims ) rezervi
bulunmaktadır. Pomza ( bims ) nın 2002 yılı dünya üretim miktarı 13 x 10 6
ton'dur. Türkiye'nin ortalama yıllık üretim miktarı ise 1.5-2 x 10 6 ton'dur.
Bu çalışmanın amacı
Türkiye'nin muhtelif yörelerindeki Pomza ( bims ) materyalinin havalanma ve su
tutma kapasitesi açısından özelliklerini belirleyerek tarımda kullanılabilme
potansiyellerini ortaya koymaktır. Sonuç olarak;
Havalanma ve su tutma kapasitesi açısından tüm yörelere ait
Pomza ( bims ) materyalleri yeterli olup bitki yetiştirme ortamı olarak
kullanılabilir
Ortamda tek boyutlu ince materyalin kullanılması havalanmayı
azaltırken su tutma kapasitesini artırmakta, kaba materyalin kullanılması ise
tersine havalanmayı arttırırken su tutma kapasitesini azaltmaktadır. Ancak
karışım halinde materyal kullanılması durumunda havalanma ve su tutma
kapasitesi açısından çok daha sağlıklı değerlere kolayca ulaşılabilmektedir.
Dolayısıyla tek tane boyutlu materyal kullanımı yerine karışım halinde materyal
kullanılması daha uygundur.
Kök havalanmasının çok daha önemli olduğu sera koşullarında
daha fazla havalanma sağladığı için kaba materyalin fazlaca bulunduğu ortamlar
tercih edilir.
Kemre Gübre
Koyun Ağılları (Koyun Barınakları)’nın zemininden elde
edilir. Kış aylarında ağılların sıcak olması için altına saman serilir. Saman,
meradan gelen koyunların üzerindeki suyu emer. Yağışlı havalarda koyunlar
ıslanır. Yünlerinde gelen suyu saman emer. Aynı zamanda koyunların gübreleri ve
idrarları da samana karışır. Üzerinde hayvanlar gezindiği zaman da sıkışır.
Böylelikle ağıl zeminindeki saman zamanla Humus, Nitrat ve iz elementler
yönünden zenginleşir. Böylelikle meydana gelen, Preslenmiş gübreye “Kemre” adı
verilir.
Kemre gübre içerisinde bulunan nitrat zamanla Küherçile
(Azot, Nitrat, Potasyum, Sülfat, Fosfat ve Fosfor bileşimi) oluşur ve
içerisinde bulunan bazı yabani ot tohumlarını yakarak öldürür. Böylelikle
yabani ot mücadelesi doğal olarak yapılmış olur.
Leonardit Gübre
urdur'un Kemer ilçesinde özel bir şirket, madenden kazarak
çıkardığı, 'Leonardit' denilen organik gübre olan humusu, yeni nesil gübre
olarak piyasaya sürüyor.
Tüm madenler gibi kendine has fiziksel ve kimyasal
özellikler göstererek hayvan ve bitkilerin başkalaşımından oluşan
'Leonardit'in, içerdiği yüzde 52 oranındaki zengin organik maddeler ile yüzde
46 oranındaki hümik ve fulvik asit oranıyla doğal bir maden olduğu
belirtiliyor.
Jeolojik zamanlarda toprak altında kalan hayvan ve
bitkilerin basınç ve nemin etkisinde kalmasıyla oluşan 'Leonardit', oluşum
yönüyle linyit kömürüyle benzerlik göstermesi nedeniyle genellikle kömür olarak
biliniyor.
Ancak linyit kömüründen, içerisinde barındırdığı zengin organik
madde oranı ve ihtiva ettiği yüksek hümik ve fulvik asit oranı nedeniyle farklı
olan 'Leonardit', mineral yönüyle zengin olması nedeniyle doğal humus olarak
nitelendirilip tarım sektörünün yeni nesil gübresi olarak lanse ediliyor. Bu
doğal gübre olan 'Leonardit', ürünlerde yüzde 25-30 arası verim artışı
sağlıyor.1 kilogram humus, 5 kilogram hayvan gübresine eşit oranda verim
sağlıyor.
Madenden çıkarılan 'Leonardit', kamyonlarla şirketin işletme
tesisine getirilmesiyle üretim süreci başlıyor. Burada 4-6 ay arası beklemeye
alınan 'Leonardit', önce elenip ayıklanıyor. Ayıklanan 'Leonardit', fırınlara
verilerek 1-6 milimetre ebadında granül hale getirildiği gibi 0-3 ve 3-8
milimetre ebatlarında da hazırlanıyor.
'Leonardit'i, çeşitli kimyasallarla zenginleştirip toplam 9
çeşit ürün halinde piyasaya süren firmanın yıllık üretimini 10 bin tonken bunu
20-25 bin tona çıkarmak istiyor.
Yeni nesil gübre olan 'Leonardit'in yüzde yüzünün suda
eriyip toprakta çözündüğünü dile getiren firmanın işletme müdürü Vedat
Kalaycıoğlu, 'Leonardit'in işleme aşamalarını KMM'ye anlattı.'Leonardit'in,
topraktaki bitki ve hayvan atıklarının basınç ve nem yoluyla oluşan organik
toprak düzenleyicisi olduğunu ifade eden Kalaycıoğlu, "Leonardit', oluşum
olarak linyit kömürüne benziyor ama içerisindekiler nedeniyle linyit kömüründen
oldukça farklıdır. Çünkü linyit kömürünün organik madde oranı yüzde 5-10
arasındayken, 'Leonardit'te yüzde 40-90 arasındadır. 'Leonardit'in içinde hümik
ve fulvik asitler vardır. 'Leonardit', elendikten sonra 0-3 ebatlarında granül
makinesinde granül haline getiriyoruz. Tekrar fırına verip kurutarak
paketlemeye alıyoruz. Ayrıca 'Leonardit'in içerisine kimyasal maddeler katıp
zenginleştirerek 9 çeşit tür şeklinde piyasaya veriyoruz" dedi.
'Leonardit'e yurt içi ve yurt dışından yoğun talep geldiğini
belirten Kalaycıoğlu, "Şu an yurt dışından Yunanistan, Bulgaristan ve
Makedonya'ya ihracatımız var. Yurt içinde ise Trakya, Ege, Marmara ve İç
Anadolu bölgelerinden yoğun bir talep var. Bu talepleri karşılamaya
çalışıyoruz. Şu anda yıllık üretimimiz 10 bin ton. Bunu talebe göre artırarak
20-25 bin tona çıkarmak istiyoruz" diye konuştu.
Tamamen yeni nesil bir humus üretimi içerisinde olduklarını
belirten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor İsa Kafa, vizyon ve gelişme olarak
'Leonardit'i desteklerini anlattı.Bebeğin altının ıslak olması ya da karnının
aç olması sebebiyle ağlaması örneğini veren Kafa, " Şimdi artık
kimyasallar yoğun olarak kullanılmasıyla ve yüzde yüzü suda ve toprakta
erimeyen gübreler kullanıldığından toprağın ph değerleri yükseldi, tuzluluk
oranları ve çoraklaşma arttı ve toprak yüzeyleri artık erozyona mahkum bir
duruma geldi. Bu durumdan kurtulmak için 18. yüzyıldan itibaren dünya bilimi
bir şeyi tespit etti. O da bu humus. Humusun yapısında hümik asitleri ve
hümikleri bulunan, organik maddesi oldukça yüksek olan bu yapıya doğru
gidiyoruz" dedi.
Organik maddelerin tarımın sigortası olduğunu vurgulayan
Kafa, "Arazinize gübrelemeyi her türlü yaparsınız ama organik maddeyi
vermeseniz, yapamazsınız. Bu organik maddelerin Türkiye topraklarındaki miktarı
0,2 ile 0.4 arasında çıkar. Bizim amacımız bu oranı en az 1'den 5'e kadar
artırabilirsek, o zaman çiftçimiz, yetiştiricimiz herkes bir rahat nefes
alacaktır. Bugün bunu, organik tarım, iyi tarım ve ekolojik tarım adlarıyla
duyuyoruz. Şimdi bunun temelinde yatan organik madde insan yaşamıyla hemen
hemen eş değerdedir. İnsan toplulukları çoğalmaya başladığı zaman, fazla
yapılan üretim nedeniyle, organik madde tüketimi sürekli azalmıştır ve bugünkü
hale gelmiştir" şeklinde konuştu.
Tarlasında yonca ekimi yapan ve 'Leonardit' kullanan
çiftçilerden Sait Ertaş, "1 dönümde 70 kilogram 'Leonardit' saçıyorum.
Kullandığımız 'Leonardit' humusun verim durumu çok güzel, yüzde 20-25 oranında
verim artışı görüyoruz. 8 defa hasat yapıyoruz. Diğer gübreleri de kullandım
ama bu daha çok hoşuma gitti" dedi.
Leonardit''in Tarımda Sağladığı Verim Artışı ile İlgili
Kaynak Araştırması
Leonardit’in ve Leonardit’ten elde edilen humik asitlerin
(Humatlar) tarımda sağladığı verim artışı ve diğer faydaları ile ilgili yapılan
uygulamalı araştırmalar ve araştırma sonuçları aşağıda sıralanmıştır.
Grand Forks' da yapılan testlerde, toprağa humat ( leonardit
) uygulanması sonucu patates üretiminde verimin % 28 arttığı tespit edilmiştir.
Humik asitin; inorganik azot, fosfor ve potasyum ile
birlikte seralarda kullanılması sonucu domates üretiminde çok büyük bir artış
sağlanmıştır ve üretilen domateslerin görünüşü daha göz alıcı olmuştur.
Azot/humik asit oranın domateslerin büyüme hızına ve verim artışına büyük
etkisi olduğu bulunmuştur.
Humik asit uygulanan seralardan elde edilen domatesler daha
koyu kırmızı renkte olurken, sadece NPK gübre kullanılan seralardan elde
edilenler açık kırmızı olmuştur. Yapılan testlerden 1 numaralı testte, humik
asitin domates üretiminde % 100 oranında verim artışı sağladığı bulunmuştur.
Çözünebilir leonardit ( Aqua Humus) tütün tarlalarında test
edilmiştir. Test sonuçları göstermiştir ki, leonarditin gübre ile birlikte
kullanılması tütünün veriminde ve büyüme hızında önemli artışlar sağlamaktadır.
Ayrıca, büyüyen tütün yaprakları daha geniş, daha yeşil ve daha güçlü olmuştur.
Kullanılan gübreye leonardit ilave edilince şeker pancarı
üretiminde % 20 verim artışı sağlanmıştır. Toprağa sadece Leonardit ( gübresiz
) karıştırılması sonucu da arpa üretiminde % 20 verim artışı elde edilmiştir.
Domates tohumlarına leonardit uygulanması ile fide ve genç
bitkinin büyümesi oldukça hızlanmıştır ve ürün veriminde önemli bir artış
sağlanmıştır. Ayrıca, domates meyveleri daha büyük ve daha güzel görünümlü
olmuştur. Fidenin sulama suyuna humik asit eklenince de aynı sonuç alınmıştır.
Yaklaşık 25 dekarlık bir domates tarlasında;
a) Sadece standart inorganik gübre kullanılmıştır.
b) Standart inorganik gübre ve leonardit birlikte
kullanılmıştır.
Her iki uygulamanın sonunda elde edilen ürün miktarları
karşılaştırılmıştır. Verim farkı olağanüstü olmuştur. Sadece inorganik gübre
kullanılan bölgeden 3215 kg domates alınırken, aynı genişlikteki leonardit
kullanılan bölgeden 5178 kg domates elde edilmiştir. Verim artışı % 61' dir.
Ayrıca, bitkinin belirgin bir şekilde daha güçlü ve daha sağlam olduğu gözlenmiştir.
Humik asitin, patatesin gelişmesi ve verimi üzerine olan
etkisini incelemek için 1964,1965 ve 1966 yıllarını kapsayan 3 yıllık bir
araştırma yapılmıştır. İster patates tohumlarının humik asit ile işlem görmesi
şeklinde olsun, ister yatak sulama suyuna humik asit karıştırılması şeklinde
olsun, her iki şekilde de çarpıcı sonuçlar alınmıştır. Üç yılın ortalaması
olarak, 2 gram/lb oranında humik asit karıştırılmış toprakta fide üretimi
verimi 69'dan 231'e çıkmıştır. Tohumları % 10'luk humik asit çözeltisi ile
işlem görmüş patateste üretim verimi %30 ile %40 arası artmıştır.
Humik asitin farklı bahçe bitkilerinin gelişmesi üzerine
etkisi incelenmiştir.
İncelenen bitkiler ve sonuçları şunlardır:
Poinsetia: Daha koyu yeşil renk , daha geniş ve dolu kökler.
Doğu Papatyası: Daha geniş çiçek, daha dolu kökler.
Süs Biberi: Daha fazla köklenme.
Tatlı Patates: Daha hızlı ve fazla köklenme
Gül: Çok hızlı tepe büyümesi ve kök gelişmesi
Mersin ağacı: Daha hızlı ve fazla köklenme.
İncir: Daha hızlı ve fazla köklenme
Yaban Mersini: Daha fazla köklenme
1968 yılında yapılan geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir
araştırmada; bir kontrol tarlasındaki patates üretimi ile, yaklaşık 250
kg/dekar miktarında leonardit uygulanmış bir tarladaki patates üretimleri
karşılaştırılmıştır. Eşit alanlarda, kontrol tarlasından 17.900 kg patates
alınırken leonardit uygulanmış tarladan 22.990 kg patates elde edilmiştir.
Verim artışı % 28.4' tür. Ayrıca, leonardit uygulanan tarladan elde edilen
bütün patateslerin özgül ağırlıkları hemen hemen eşit olmuştur.
Soya fasulyesi ile yapılan bir başka testin sonuçları ise
aşağıdadır:
LEONARDİT' İN SOYA FASULYESİ VERİMİ VE GELİŞMESİ ÜZERİNE
ETKİSİ
AŞILANMIŞ
Kontrol tarlası Leonardit
uygulanmış tarla Kontrol tarlası Leonardit uygulanmış tarla
Ortalama bitki yüksekliği (inches) 14,1 19,6 17,4 18,8
Fasulye verimi (grams/25ft.kanal) 103,0 292,0 169,0 313,0
Fasulye verimi (%) 100,0 283,4 164,7 303,9
Fasulye içindeki Azot 6,6 7,1 6,2 6,9
Fasulye içindeki Protein (%) 41,2 44,3 39,8 43
Toprağa % 0,5 ve % 0,25 oranlarında Sodyum Leonardit
uygulanması sonucu çimen veriminde % 24,7 ve %14,4 oranlarında artış
sağlanmıştır.
Bir tütün tarlası 3 bölüme ayrılmıştır. Bir bölüme hiç gübre
ve Leonardit uygulanmamıştır. 2 ay sonra yapılan dikkatli bir inceleme sonunda
gübre ve Leonardit atılmayan bölgede yetişen tütünde gövdenin zayıf olduğu ve
azot eksikliği tespit edilmiştir. Leonardit uygulanan bölgede yetişen
bitkilerin ise sağlam yapıda ve sağlıklı yeşil renkte oldukları belirlenmiştir.
Leonarditin süs biberlerinin gelişmesine etkisini inceleyen
bir araştırma yapılmıştır. Yaklaşık 70 kg/dekar oranında Leonardit
kullanılmıştır. Leonardit kullanılan bölümde biberler daha büyük boyutta daha
ağır ve daha koyu kırmızı renkte olmuştur. Ayrıca, toprak yüzeyinin hemen
üzerinde fazladan kökler oluşmuştur.
Farklı kaynaklardan elde edilen humik asitlerin mısır
fideleri ve algae gelişmelerine etkisi incelenmiştir. Gelişmeyi düzenleyici ve
hızlandırıcı en uygun humik asit oranları: mısır için 5 ppm ve algae için 60
ppm bulunmuştur. Bu oranlarda humik asit kullanıldığı durumdaki verim artışları
ise; mısır için ( düşük inorganik madde içeren topraklarda ) % 30-%35 , algae
için % 100 olmuştur. Humik asitin hangi kaynaktan elde edildiği test
sonuçlarını etkilememiştir.
Topraktaki humik asit oranı arttıkça bitki içerisindeki
fosfor konsantrasyonu da ( ürün seviyesine bağlı olmadan) artmıştır. Humik asit
uygulaması ile bitkinin tepe kısımlarında yüksek demir konsantrasyonu, köklerde
ise daha düşük demir konsantrasyonu gözlenmiştir.
Leonarditin ( ve humik asitin ) bitki gelişmesinde en etkili
olduğu toprak türleri , düşük organik madde içeren toprak türleri olmuştur.
Leonardit, normal gübre ile birlikte, meyve ağaçlarında
kullanılmıştır ve gelişmeye etkisi test edilmiştir. Leonardit’in etkisi ile
gövde kesit alanların %24-%47 arası oranlarında daha fazla büyüdüğü
bulunmuştur.
Rusya genelinde yapılan araştırmalarda, farklı bitkilerin
yetiştiği tarlalara humik asit düşük dozda uygulanmıştır.
Elde edilen verim artışları şöyledir:
Salatalık...................................... % 34
Domates(Rivermen).................... % 23
Domates(Sonato)....................... % 17
Patates....................................... % 28
Mısır............................................ % 30
Arpa............................................ % 55
Beyaz Pirinç............................. % 20
USA, Breau of Mines (Freeman, 1970 ) tarafından yapılan
arazi ve laboratuar araştırmalarında, % 84,3 humik asit içeren Leonarditin
patates, soya fasulyesi ve mantar kültürü üretimde verime etkisi incelenmiştir.
Araştırmalar, ürünlerin veriminde büyük artışlar olduğunu göstermiştir. North
Dakota'daki bir başka araştırmada da (Agvise Inc, 1977-1979 )arpa üretiminde
önemli verim artışı sağlandığını bulunmuştur.
Rusya’da da Leonardit’in ürün verimini büyük ölçüde
arttırdığını kanıtlayan bir çok araştırma yapılmıştır. V.T. Syabryai (1965)
Toprağa Leonardit ve NPK uygulanması sonucu, patates üretiminin 6.100 kg/ha'dan
15.000 kg/ha'ya ve lahana üretiminin 5.600 kg/ha'dan 16.500 kg/ha'ya çıktığını
göstermiştir. Arpada da verimin önemli ölçüde arttığını ve bitkinin çok daha
hızlı büyüdüğü tespit edilmiştir.
Çin Halk Cumhuriyeti'nde yapılan ayrıntılı araştırmalara
göre aşağıdaki tarım bitkilerinin üretilmesinde Leonardit kullanılması ile:
Darı üretiminde:%60, buğday üretiminde, %37 ve mısır üretiminde %15 oranlarında
verim artışı sağlanmıştır.
Leonarditin bütün tarım ürünlerinde verimi önemli ölçüde
arttırdığı araştırmalarla kanıtlanmış bir gerçektir. Rusya ve diğer eski USSR
Cumhuriyetlerinde yapılan uygulamalı araştırmalar sonunda bazı bitkilerde
Leonardit kullanılması ile elde edilen verim artışları aşağıdaki oranlarda
bulunmuştur.
Buğday %13-25 Domates %20-30
Arpa %15-18 Lahana %25-30
Karabuğday ve Darı %25-50 Elma %8-20
Mısır %30 Üzüm %25-30
Patates,havuç,pancar,turp %25-40 Bütün narenciyelerde %30-60
Pamuk %10-30 Çayır,çimen,çim %100'e
kadar
Salatalık %34-38
Bunların dışında çiçek yetiştiren firmalardan alınan
bilgilere göre: üretilen gül ve papatyanın miktarı %30-100 arasında artmıştır,
köklenme fazlalaşmıştır ve çiçeklerin açma zamanında 10-15 gün arası erkencilik
sağlanmıştır.
Leonardit tarım ürünlerinde sadece verimi arttırmakla
kalmamaktadır. Ürünün kalitesini de iyileştirmektedir. Leonardit uygulanınca
tarım bitkilerinin bünyelerinde daha fazla besleyici - yararlı elementler
toplanmaktadır. Örneğin;
Leonardit kullanılması ile :
C vitamini: Pancarda % 100' e kadar, turpta % 30' a kadar
artmıştır.
Carotene: Pancarda % 100' e kadar, lahana da % 25 artmıştır.
Riboflavin: Bazı sebzelerde % 8-14 oranında artmıştır.
Niacin: Pancarda %79 ,lahanada %42 ve turpta % 50 artmıştır.
Pancar ve lahana yapraklarında protein %16-18 ve fosfor
%26-28 oranlarında artmıştır.
Patateste daha fazla nişasta birikmiştir.
Ketende daha kaliteli lifler oluşmuştur.
Köklerde daha kaliteli yağlar birikmiştir.
Pamukta nükleer asit oranı hızla artmıştır.
Ayçiçeği tohumlarında yağ oranı hızla artmıştır.
Domatesteki şeker ve C vitamini % 45 oranlarına kadar
artmıştır.
Mısır, patates,salatalık, kıvırcık gibi bazı tarım
ürünlerinin yetiştirilmeleri sırasında oldukça fazla azot gübreleri kullanılır.
Prof. Khristeva ve öğrencileri yaptıkları araştırmalarda toprağa Leonardit
ilave edilmesi ile kullanılan azot miktarında % 50 azalma olduğunu
bulmuşlardır.
Ayrıca, Leonarditin cholorosis bitki hastalığını bütünüyle
önlediği ABD'nde kanıtlanmıştır.
Yapılan araştırmalarda; normal gübreleme programı ile
birlikte Leonardit kullanıldığı durumla, sadece normal gübreleme programının
uygulandığı durum karşılaştırılmıştır. Leonardit kullanılması ile elde edilen
verim artışları, diğer sonuçlar ve araştırmayı yapan kuruluşlar aşağıda
sıralanmaktadır:
Bitki Araştırma
Sonucu Araştırmayı Yapan Kuruluş
Soğan %25 verim
artışı.%6 zayiat azalışı. Novajo
Agriculture Production Industry and New mexico State University
Havuç % 84 verim
artışı Novajo Agriculture
Production Industry and New mexico State University
Patates %5 verim artışı
Daha fazla orta boy patates Novajo
Agriculture Production Industry and New mexico State University
Fasulye %10 verim
artışı Fasulye tanelerinin boyutu %3,5 oranında arttı. Novajo Agriculture Production Industry and New mexico
State University
ÇİM,SÜS VE ÇEVRE BİTKİLERİ
Bitki Araştırma
Sonucu Araştırmayı Yapan Kuruluş
Çim, (sarmaşık çim) Renk
ve kalitede iyileşme Azot oranında düşme Michigan
State UniversityP.Rieke. T.Nikolai,B.Leach
Çim, (sarmaşık çim) Gelişme
hızlandı. Yoğunluk ve renkte iyileşme North
Carolina State UniversityDr. Charles Peacock, S.Dorer
Bermuda çimi Yüksek
çim kalitesi hızlı büyüme University
of FloridaJohn L. Cisar
St.Augustine Çimi %24
verim artışı Wilkinson Farm,
FloridaKeith Trenow
Vinca-Salvia Büyüme
indeksinde %7 artış kuru ağırlığında %83 artış University
of Georgia Dr.Tim Smalley
Kırmızı Meşe 2 mm'
den büyük köklerde %65 artış2 mm' den küçük köklerde % 77 artış University of GeorgiaDr. Tim Smalley
Narenciye fideleri %
24 oranında daha hızlı gelişme Becker
GrovesLynn Ellis
Live meşesi 10
ay içerisinde calipergelişmesinde, % 4,5 artış Lone
Star Growers / Color Spot.Chris. Fox
Lee ve Bartlett (1976) yaptıkları araştırmalarla: mısır
yetiştirilen toprağa humik asit ilave edilince kök ve sürgünlerde gelişmenin
canlandığını, hızlandığını ve mısır veriminin %87 arttığını bulmuşlardır. Bu
araştırmalarda, ayrıca topraktaki humik asit oranı arttırıldıkça bitkideki
fosfor oranında arttığı da kanıtlanmıştır. Bu araştırma, humik asitin
bitkilerin topraktaki fosforu alma yeteneklerini nasıl arttırdığını
göstermektedir.
Merkez California' da domates yetiştirilen bitişik 4
tarlanın 2 tanesine sadece 5kg/dekar oranında Leonardit uygulanmıştır.
Leonardit uygulanan iki tarladan ortalama 1 ton/ dekar daha fazla ürün
alınmıştır.
Yine aynı yerde , 6 domates tarlasını her birinin yarısına ,
arka arkaya iki yıl, Leonardit uygulanmıştır. Leonardit uygulanan bölgeler ile
uygulanmayan bölgeler arasındaki farkın ikinci yıl daha fazla olduğu
ölçülmüştür. Verim artışı ikinci yıl daha fazla olmaktadır.
U.S. Agronomy Associates tarafından California, Washinton ve
Idaho eyaletlerindeki pamuk, yonca, patates ve elma tarlalarında ve
bahçelerinde yapılan testlerde, Leonardit uygulanınca verimin % 20 oranına
kadar arttığı bulunmuştur.
ABD' nin batısındaki büyük çiftliklerde Leonardit
uygulanması ile ilgili geniş çaplı araştırma ve testler yapılmıştır. Bu
testlerde, Leonardit’in önemli ölçüde verim artışı sağlanmasının yanısıra,
kullanılan su ve gübre miktarlarında da küçümsenmeyecek azalmalara neden olduğu
bulunmuştur. Ayrıca, Leonardit sürekli kullanılınca , her geçen yıl verim
artışı bir önceki yıla göre daha fazla olduğu gibi , su ve gübre ihtiyacı da
bir önceki yıla göre biraz daha azalmıştır. Üçüncü yılda ,sulama suyu
miktarında % 15 ve tarlaya atılan fosfat gübre miktarında % 10 oranlarında
azalma olduğu bulunmuştur.
Sladky' nin yaptığı araştırmalarda humik asidin domates
fidelerinde çimlenmeyi ve büyümeyi çok hızlandırdığı bulunmuştur. Aşağıdaki
şekil Sladky' nin araştırma sonuçlarını göstermektedir. 50 ppm oranında humik
asit kullanılınca kök ve gövdede büyüme 2 misline yakın artmıştır.
Humik asitin, kavun bitkisinin kök ve sürgünlerinde büyümeyi
nasıl etkilediği aşağıda şekilde yer
almaktadır. En uygun humik asit oranı 37 ppm bulunmuştur. Bu oranda humik asit
kullanılınca kökler 2 misline yakın ve sürgünler 2 mislinden fazla büyümüştür.
Salatalık için ise, en uygun humik asit oranı 100 ppm bulunmuştur.
SONUÇ
Leonardit veya Leonardit’ten elde edilen humik asit ile,
Dünyanın çok farklı bölgelerinde ve bizzat tarlada ( veya serada ) yapılan
uygulamalı testlerin sonuçları özet olarak anlatılmıştır. Bu farklı yerlerde ve
farklı bitkiler için yapılan testlerin ürün verimi artışıyla ilgili sonuçları
bir araya getirilerek ayrı bir tablo yapılmıştır ve aşağıda verilmektedir.
Hem yazıda anlatılan örneklerden, hem de aşağıdaki tablodan
kolayca anlaşılabileceği gibi, Leonardit ( ve humik asit )
her türlü toprakta ve her türlü üründe, tartışmasız bir şekilde çok önemli
oranlarda verim artışları sağlamaktadır.
Aynı bitki için farklı testlerde farklı verim artışı
oranları bulunmasının nedenleri:
Toprak niteliklerini farklı olması,
Kullanılan Leonardit ( veya humik asit ) kalitelerinin
farklı olması,
İklimsel farklılıklar,Test şartlarının ve test yöntemlerinin
farklı olmasıdır.
Leonardit Tipleri
Leonarditin tarımda kullanımı esas olarak iki şekilde olur:
Katı (granül ya da Pelet) veya Leonarditin ekstraksiyonu ile elde edilen
humatları (sıvı veya toz).
Katı (Granül veya Pelet ) Leonardit Üretimi
Madenden çıkartılan Leonardit, kırılması, öğütülmesi,
elenmesi, içerisindeki yabancı maddelerin temizlenmesi ve kurutulup suyunun
alınması için bir dizi tesislerde, çeşitli ve uzun süreli işlemlerden
geçirilir. Homojenizasyon işleminden de geçirildikten sonra torbalanıp tarlaya
iletilen Leonardit (Toprağın, bitkinin ve Leonarditin türü ve özelliklerine
göre değişen oranlarda ) toprakla karıştırılır. Ürünlerimiz içerisinde Akıllı
Leo bu tip işlemlerden geçerek üretilen granül tiptedir. Piyasada direk
elenmeden ya da yabancı maddelerinden ayır edilmeden, maden halindeki sadece
kırarak toz halinde satılan ürünler de bulunmamaktadır. Bu ürünler yukarıda
bahsi geçen etkileri tam manasıyla gerçekleştirememektedir.
Humat (sıvı veya toz ) Leonardit Üretimi
Leonardit, potasyum hidroksit ile Reaktör içerisinde
kimyasal işleme sokulur bu işlem sonucunda ham sıvı hümik asit elde edilir,
Daha sonra da Homojenizasyon ve filitrasyon işlemlerinden geçirilip sıvı Hümik
asit elde edilir.
Toz Leonardit ise; Leonardit konsantre işlemine tabi
tutularak kurutulup toz haline getirilerek paketlenip satışa sunulur.
Sıvı ya da toz Hümik asitler (Toz humatlar suda tamamen
eriyebilme özelliğine sahiptir ) sulama suyuna karıştırılarak kullanılacağı
gibi, yapraktan da uygulanabilir.
Katı Leonardit ( granül yada pelet ) veya humatları ( sıvı
yada toz) tarımda tek başına kullanılacağı gibi doğal veya kimyevi gübreler ile
(NPK) karıştırılarak da kullanılırlar. Leonardit ve Leonardit'ten elde edilen
hümik asitler bütün Dünya ülkelerince kabul edilmiş olan Organik (Ekolojik)
tarıma tam uygunluk sertifikasına da sahiptir. Gelişmiş ülkelerin tarımda
kimyasal gübre ve ilaç kullanımına getirdikleri sınırlamalar ve yasakların yanı
sıra organik tarım ürünlerine olan talep artışları da Leonardit kullanımının
hızla yaygınlaşmasında önemli bir etken olmaktadır.
Leonardit bütün tarım ürünlerinde;
Büyük ölçüde verim artışı ve önemli ölçüde erkencilik
sağlayan,
Toprağı kirletmediği gibi, önceden kirlenmiş toprakları
kendi kendine temizleyen yegane organik kaynaktır.
Leonardit Nerelerde Kullanılır?
Leonarditin yaygın olarak kullanıldığı başlıca alanlar
şunlardır:
a) Tarımda, organik toprak kondisyonlayıcısı olarak
b) Humik asit konsantresi (humat) üretiminde ana hammadde
olarak
c) Derin sondajlarda, sondaj çamuru katkı maddesi olarak
(viskozite kontrolunda yayıcı-itici )
d) Toprağın ıslah edilmesinde. Sanayi artıklarının
kirlettiği toprağın ve bunların oluşturduğu bataklıkların tümüyle
temizlenmesinde. Buralardaki kötü kokuların giderilmesinde.
e) Zengin organik kolloidal mineraller içermesi nedeniyle,
hayvan yemi katkı maddesi olarak
f) Hava ve su filtre sistemlerinde.
Bunların dışında, Leonardit’in denizlerdeki petrol
kirlenmeleri ile sulardaki radyoaktif kirlenmelerin temizlenmesinde ve insanlar
için hazırlanan vitamin hapları ile ilaçlarda kullanılmasına yönelik çalışmalar
sürdürülmektedir.
LEONARDİT İÇERSİNDEKİ HUMİK ASİTLER NELERDİR?
Leonardit içerisindeki humik asitler şunlardır:
a) Humik Asit: pH’sı 2’den küçük olan asidik özellikteki
sularda çözünmez. Daha yüksek pH derecelerindeki suda veya alkalik özellikteki
çözeltilerde çözünebilir. Moleküler ağırlığı fazla olup uzun zincir molekül
yapısındadır. Rengi koyu kahverengi ile siyah arasındadır.
b) Fulvik Asit: Bütün pH derecelerindeki (asidik veya bazik)
suda veya çözeltilerde çözünebilir. Moleküler ağırlığı düşük olup, kısa zincir
molekül yapısındadır. Rengi açık sarı ile sarı-Kahverengi arasındadır.
LEONARDİT İÇERİSİNDEKİ HUMİK ASİT ORANI NEDİR?
Bu konuda, uluslararası düzeyde kabul edilmiş bir standart
bulunmamaktadır. Leonardit içerisindeki humik asit oranı çeşitli kaynaklarda %
40’dan % 90’a kadar değişmektedir. Bir kavram karışıklığını gidermek için
“Leonardit içerisindeki humik asit oranı” ile ne kastedildiğinin açıklanması
gerekir. Bütün yayınlarda, Leonardit üreticisi veya pazarlayıcısı firmaların
kataloglarında, Leonardit’in en ayırt edici özelliği olarak humik asit oranı
verilir. Burada kastedilen, Leonardit’in içerisindeki humik ve Fulvik asit
oranlarının toplamıdır.
DİĞER HUMİK ASİT KAYNAKLARI NELERDİR?
İçerisinde, daha düşük oranlarda da olsa, humik asit bulunan
başka maddeler de vardır. Ancak en yüksek humik asit oranına sahip olan ve en
önemli humik asit kaynağı, tartışmasız bir şekilde, Leonardit’dir. Bu gerçek,
yapılan birçok araştırma ile de kanıtlanmış durumdadır. Leonardit, 70 milyon
yıl süren bir humifikasyon sürecinin ürünyken, örnek olarak torfun oluşum
süreci yalnızca birkaç bin yıl içinde tamamlanmaktadır.
Leonardit ve diğer humik asit kaynakları arasındaki fark,
Leonardit’in molekül yapısı nedeniyle aşırı derecede biyoaktif olma özelliğinde
yatmaktadır. Bu biyolojik aktivite diğer organik maddelere nazaran beş kat daha
güçlüdür ve bu nedenle bir kilo Leonardit diğer humik asit kaynaklarının 5
kilosuna eşittir.
Leonardit bir gübre değil, toprak düzenleyicisidir ve
bitkiler için biyolojik çözücü ve biyolojik alıcı olarak görev yapar. Diğer
organik ürünlerle karşılaştırıldığında Leonardit özellikle bitki gelişimini
güçlendirip hızlandırır ve toprağın verimliğini arttırır. Leonardit’in bir
başka avantajı ise uzun süre etkili olmasıdır. Çünkü hayvan gübresi, kompost
yada torf gibi çabuk parçalanıp yok olmamaktadır.
Leonardit tamamiyle ayrışmıştır ve bu nedenle bitkilerle topraktaki
azot gibi besinler için rekabet içine girmez. Tam ayrışmamış kompost gibi
maddeler için geçerli olmayan bu durumda, topraktaki organik maddeler
mikroorganizmalar yoluyla hızla tüketilir ve humus formasyonu oluşmadan
tamamiyle mineralize olurlur.
LEONARDİT’İN TARIMDA KULLANIMI
Leonardit’in tarımda kullanımı esas olarak iki şekilde olur:
Katı (granül yada Pelet) veya Leonardit’in ekstraksiyonu ile elde edilen
humatları (sıvı veya toz)
Katı (Granül veya Pelet ) Kullanım:
Madenden çıkartılan Leonardit, kırılması, öğütülmesi,
elenmesi, içerisindeki yabancı maddelerin temizlenmesi ve kurutulup suyunun
alınması için bir dizi tesislerde, çeşitli ve uzun süreli işlemlerden
geçirilir. Homojenizasyon işleminden de geçirildikten sonra torbalanıp tarlaya
iletilen Leonardit (Toprağın, bitkinin ve Leonardit’in türü ve özelliklerine
göre değişen oranlarda ) toprakla karıştırılır.
Humat olarak (sıvı veya toz ) kullanım:
Leonardit, potasyum hidroksit ile Reaktör adı verilen
makinelerde kimyasal işleme sokularak ham sıvı humik asit elde edilir.
Homojenizasyon ve filitrasyon işlemlerinden geçirilen sıvı humik asit şişelenip
satılır. Yada konsantre işlemine tabi tutularak kurutulup toz haline
getirilerek pekatlenip satışa sunulur.
Sıvı yada toz humik asitler (Toz humatlar suda tamamen
eriyebilme özelliğine sahiptir ) sulama suyuna karıştırılarak kullanılacağı
gibi, yapraktan da uygulanabilir.Katı Leonardit ( granül yada pelet ) veya
hamutları ( sıvı yada toz) tarımda tek başına kullanılacağı gibi doğal veya
kimyevi gübreler ile (NPK) karıştırılarak da kullanılırlar.Leonardit ve
Leonardit’ten elde edilen humik asitler bütün Dünya ülkelerince kabul edilmiş
olan Organik (Ekolojik) tarıma tam uygunluk sertifikasına da sahiptir. Gelişmiş
ülkelerin tarımda kimyasal gübre ve ilaç kullanımına getirdikleri sınırlamalar
ve yasakların yanı sıra organik tarım ürünlerine olan talep artışları da
Leonardit kullanımının hızla yaygınlaşmasında önemli bir etken olmaktadır.
Türkiye önemli bir tarım ülkesidir ve tarım için ayrılmış
çok geniş topraklara sahiptir.
Bütün tarım ürünlerinde;
Büyük ölçüde verim artışı ve önemli ölçüde erkencilik
sağlayan,
Toprağı kirletmediği gibi, önceden kirlenmiş toprakları
kendi kendine temizleyen.
erlit Nedir? Tarımda Perlit in Kullanımı
Kategori: Bahçe PeyzajıTarih: 04 Nis 2011Yorum yok15504 Kez
Okundu
Seracılık, sebze yetiştiriciliği, fidecilik, çiçekçilik,
mantarcılık, ve topraksız tarım ortamlarında toprak düzenleyicisi olarak yaygın
şekilde kullanılan radyoaktif içermeyen hafif bir malzemedir.
Perlit
Derinde ve ağır bir tempoyla soğuyarak kristallenip graniti meydana getiren mağmanın bir kısmıveya tamamına yakını yeryüzüne ulaşabilirse, asidik bir lav olarak yayılır. Gazsızsa veya pek az oranda içeriyorsa, granitin yüzey taşı olan riyolit meydana gelir. Çok fazla gazlı ise bunların uçarken bünyede oluşturdukları iri gözeneklerle süngertaşı (ponza) hasıl olur. Muhtemelen bu ortamda su hiç mevcut değildir, veya lav soğurken meydana gelen iri ve geniş gözenekler, taşın kapilarite özelliği kazanmasını önlemiştir. Çünkü ponzalarda hiç bünye suyu bulunmamaktadır. Ama bu asilik lavın aktığı ortamda su mevcutsa ve lav orta nispette gaz içeriyorsa, farklı bir olay gelişmekte ve yeni bir cevher teşekkül etmektedir.
Göller, bataklıklar, yaygın akarsu kolları ve sürekli yağmurlar gibi varlıklar ve olaylarla aktif suyun olduğu ortama yayılan asidik lav, suyun etkisiyle hızla soğuyacaktır. Fazla ve basınçlı gaz içermediğinden, soğuyan lavın bünyesinde geniş boşluklar yerine, kılcal parçalanmalarla çok ince boşluklar oluşacaktır. Yani başlangıçtan itibaren taşın kapilaritesi gelişmiş olup, su emebilecek ve içinde tutabilecektir.
Tabii en önemlisi, sulu ortamda hızla soğuyan camsı kütle, içine emerek hapsettiği bir miktar su moneküllerini, bağlı su olarak bünyesinde muhafaza edecektir. İşte perlitin teşekkülü böyledir.
Perlit bir izolasyon maddesidir.
Perlit Radyoaktif içermeyen bir madendir. Perlit anorganik
bir maddedir. Bu özelliği ile yüksek ısıda özelliğini kaybetmez, yangının
yayılmasını önler. Perlit bünyesinde, bol miktarda hava boşluğu
bulundurmaktadır. Bu özelliği ile etkin bir ısı yalıtım, izolasyon
malzemesidir. Darbeli ve yüksek frekanslı sesleri yalıtır.
Perlitin kimyasal yapısı kararlıdır. Nötr bir malzemedir.
Suda erimez, çürümez, kimyasal reaksiyona girmez. Bu özelliği ile tarımda her
türlü bitkinin üretiminde kullanılmakta, bitkilerin hastalıklarından
korunmasında etkili olmaktadır. Perlit Hafif bir malzemedir.
Tarım Sektöründe Perlit Perlitin toplam gözenekliliği %90,
havalanma gözenekliliği ` civarında olduğundan toprak drenajını düzenler,
havalanmasını sağlar. Perlit bünyesindeki gözenekler sayesinde filtrasyonu
arttırır, buharlaşmayı azaltır. Sulama ihtiyacını azaltarak tasarruf sağlar.
İnorganiktir. Hastalık taşımaz, barındırmaz. Çözünebilir
iyonların çok az olması sebebiyle tuz ve alkalilik açısından sorun yaratmaz.
Nötr (pH=6,5-7,5) oluşu ve düşük kimyasal tamponluğu ile ortam pH nı kolayca
düzenler.
Isı izolasyon özelliği sebebiyle bitkilerin sıcaklık
değişimlerinden etkilenmesini asgari seviyeye düşürür.
Ömrü uzundur. Steril üretimde yapısı bozulmadığından
topraksız tarımda 6 yıla kadar kullanım ömrü olduğu gibi, üretim ortamının
iyileşmesi sebebiyle erken ürün elde etme imkanı sağlar. Yapısı itibariyle fide
köklerinde yıpranma ve hasarları önler.
Göllenme, şişme, kabuk oluşturma, balçklanma, kötü drenaj,
çatlama gibi özelliklerin hiçbirini göstermez. Genellikle kullanımı torf ile
birlikte olmaktadır. ve 1/4 oranında kullanılır. ( Örn: Hacim hesabı olarak 20
lt torf 5 lt perlit oranında oluşturulur.)
Topraksız Üretimde Perlit Sera sektöründe kullanılan
toprağın kısa sürede değişmemesi, aynı ürünlerin üretime devam edilmesi
sebebiyle sera toprağı yorulmakta, üretim kalitesi ve zamanı aksamaktadır.
Organik tarım ile sağlıklı ürün üretilmesi son yılların güvenilir ürün talebini
artırmıştır.Bu sebeple Topraksız tarım uygulaması etkin bir şekilde
gerçekleştirilmektedir. Topraksız tarım uygulaması birçok dış ülkede %95 lere
varan oranlara ulaşmaktadır. Tarımda Perlit tek başına kullanılabildiği gibi,
kum, ağaç kabuğu, torf gibi diğer maddelerle birlikte karıştırılarak
kullanılabilmektedir.
Torbalar içinde üretim: Perlit veya Perlitli karışım
ihtiyaca uygun miktarda torbalara konmakta, bitkiler bu torbalar içine
dikilerek çok kolay bir şekilde yetiştirilmektedir. Torbalar siyah plastik
örtüler üzerine belli aralıklarla sıralanmakta, besin eriyikleriyle su ve besin
ihtiyaçları karşılanarak yetiştirilmektedir.
Topraksız üretim: Perlit veya perlitli karışım siyah plastik
örtü üzerine muhtelif kalınlıkta serilmekte, fideler belli aralıklarla tabaka
üzerine dikilmekte, su ve besin maddesi ihtiyaçları sulama suyu içinde
verilmektedir.
Perlit Toprak Düzenleyicisidir Perlit, parklar, bahçeler,
yürüyüş parkurları, futbol ve golf alanları çim toprakları için toprak
düzenleyicisi olarak başarı ile kullanılmaktadır. Çimleri dış etkilerden korur.
Basılma ile sıkışma ile çim zayıflarını önler.
Perlit kullanımı ile çimin gelişme alanı genişlemekte,
belirli bir alandaki çimlenme sayısı artmaktadır. Perlit kullanımı ile çimin
gelişme alanı genişlemekte, belirli bir alandaki çimlenme sayısı artmaktadır.
Çim sahalarda kullanılacak perlit seçimi önemlidir. İri taneli Perlit homojen
bir şekilde karıştırılarak kullanılması uygundur. Toprak sahalarda Perlit
kullanımının faydası esneklik ve yumuşak bir zemin elde etmek için üst zeminin
altına uygulanmaktadır.
Çimlendirme Yetiştiriciliğinde Perlit Perlit muhtelif sebze,
çiçek ve benzeri tarım ürünleri tohumlarının çimlendirilmesinde
kullanılmaktadır. Perlit hazırlanan kaplar (muhtelif kasa ve saksılar gibi)
içinde usulüne uygun şekilde doldurulur ve tohumlar ekilir. Büyüyen fideler
sökülerek üretim alanlarına dikilir. Bitki Köklendirmede Perlit Çiçek, meyve ve
sebzelerin geliştirilmesi için çeliklerinin köklendirilmesine ihtiyaç vardır.
Perlit tek başına veya diğer harçlarla karıştırılarak köklendirme süresini kısalttığı
için tüm Dünyada ve yurdumuzda geniş şekilde kullanım sahası bulmuştur.
Taşımada Perlit Hafif bir malzeme olması ve yalıtım özelliği ile çeşitli
bitkilerin saklanması, taşınması ve paketlenmesinde başarı ile
kullanılmaktadır.
Persa Perlit %92'nin üzerindeki toplam gözenekliliği ve %68
dolayındaki havalandırma gözenekliliği ile toprağın havalanmasını sağlar,
drenajını yükseltir.
Çözünebilir iyonların yok denecek kadar az olması nedeniyle
tuzluluk ve alkalilik yönünden herhangi bir sorun yaratmaz.
Parsa Perlit infiltrasyonu arttırır, buharlaşmayı azaltır.
Sulamada ekonomi sağlar.
Süper iri perlit
İnorganik olmasından dolayı yabancı ot tohumu ve hastalık
taşımaz.
Topraksız tarımda; sterilizasyondan sonra yapısının
bozulmaması, üst üste 6 yıl kullanım şansı getirir. Erken ürün almayı sağlar.
Nötr (pH=6,5-7,5) oluşu ve düşük kimyasal tamponluğu ile
ortam pH'ını kolayca düzenler.
Isı iletkenliği düşük olduğundan, bitkinin düşük sıcaklık
değişimlerinden zarar görmesini en aza indirger.
Fide köklerinde zedelenme ve kayıpları önler.
Persa Perlit sıralanan b özellikleri ile seralarda toprak
düzenleyici olarak, fide harçlarında katkı maddesi olarak ve topraksız tarımda
yetiştirme ortamı olarak başarı ile kullanılır.
Tarımda Perlit Kullanımı
1. Perlit % 90'ın üzerindeki toplam gözenekliliği ve %60
dolayındaki havalanma gözenekliliği ile toprağın havalanmasını sağlar,
drenajını düzenler.
2. Perlit infiltrasyonu arttırır, buharlaşmayı azaltır.
Sulamada ekonomi sağlar.
3. İnorgonik olmasından dolayı yabancı ot tohumu ve hastalık
taşımaz.
4. Çözünebilir iyonların yok denecek kadar az olması
nedeniyle tuzluluk ve alkalilik yönünden herhangi bir sorun yaratmaz.
5. Nötr (pH=6,5-7,5) oluşu ve düşük kimyasal tanponluğu ile
ortam pH'ını kolayca düzenler.
6. Isı İletkenliği düşük olduğundan, bitkinin günlük
sıcaklık değişimlerinden zarar görmesini en aza indirger.
7. Topraksız tarımda; sterilizasyondan sonra yapısının
bozulmaması, üst üste 6 yıl kullanım şansı getirir. Erken ürün almayı sağlar.
8. Fide köklerinde zedelenme ve kayıpları önler.
Perlit sıralanan bu özellikleri ile seralarda toprak
düzenleyici olarak, fide harçlarında katkı maddesi olarak ve topraksız tarımda
yetiştirme ortamı olarak başarı İle kullanılır.
ÇİMLENDİRME VE FİDE YETİŞTİRME ORTAMI OLARAK
Perlit sebze ve çiçek tohumlarının çimlendirilmesi için çok
elverişli bir ortamdır. Bu amaçla hazırlanan saksı veya kasalara nemlendirilmiş
Perlit doldurulur. Daha sonra iyice ıslatılır. Bu ortama tohumlar alışıla
gelenden biraz daha derine ekilir. Tohum ekim yerlerinde fideler kotiledon
yaprakları tam açılıp yere paralel bir görünüm alıncaya kadar tutulur.
Bu dönemde tohum kendi bünyesindeki besini kullandığından
dışarıdan bir besin maddesi ilavesine gerek yoktur. Fideler bu görünümünde iken
şaşırtılmasına özen gösterilir. Zira bu dönemden sonra kazık olan kökte
saçaklanmalar başlar. Şaşırtmada gecikme sokum sırasında kök kaybına neden
olur. Sökülen fideler genellikle plastik torbalara şaşırtılır.
Plastik torbalar 1:1 oranında Perlit-Torf karışımından
hazırlanan bir harçla doldurulabildiği gibi, yalnızca Perlit İle de
doldurulabilir. Perlİt-Torf karışımının 1 m3'üne, torbalara konulmadan önce 600
gr. P2O5, 400 gr. K2O, 300 gr. N, 100 gr. Mg ilave edilir. Saf perlitli
torbalardaki fidelerin ise, besin eriyiği ile sulanması koşulu vardır.
Bu uygulama genellikle sera üretimine yönelik fide
yetiştirmek için önerilmektedir. Perlit 'in çimenlendirme ortamı olarak en
büyük üstünlüğü fidelerin şaşırtma sırasında hiç zedelenmeden çıkartılması ile kök
kayıbının olmamasından kaynaklanır Steril olması ve özelliğini koruması ile
yıllarca kullanımı mümkündür. Çimenlendirme ortamı olarak kullanılan Perlit 'in
Süper iri olması gerekmektedir.
KÖKLENDİRME ORTAMI OLARAK
Perlit gerek tek başına gerek ise diğer harç materyalleri
ile.karıştırılarak çiçek, sebze ve meyve çeliklerinin köklendirilmesinde
başarıyla kullanılır.
1. Katlamanın yapıldığı kasalar yanlızca perlit ile
doldurulmuş ise Öncelikle perlitin nemlendirilmesi ve sürgünlerin nemli
perlite sokulmaları, sürekli olarak da perlitin nemli tutulması bu amaç İçin
yeterlidir.
2. Köklendirme ortamı olarak Perlit , bir organik madde ile
1:1'den 9:1'e değin oranlarda karıştırabilir.
3. Ortamda toprağın da bulunması isteniyor İse 5 ölçek
perlit, 1 ölçek organik materyal ve bir ölçek de sterilize edilmiş orta bünyeli
toprak karışımı tavsiye edilir.
4. Katlama ortamının sürekli ve düzenli sulanması, ortamın
sıcak ve nemli olması büyük önem taşır.
5. Köklendirme ortamı olarak kullanılacak perlitin iri
taneli olması ile daha sağlıklı kök elde edilir.
6. Perlit ile harika bir köklendirme ortamı elde edilmesinin
yanısıra, domates ve hıyar sürgünlerin den elde edilen fideler ile üretim yapılmasıyla
çok pahalı olan sebze tohumlarını almaktan bir dönem için de olsa kaçınılarak
büyük karlılık sağlamak mümkündür.
YETİŞTİRME ORTAMI OLARAK Perlit
Perlit 'in gerek topraklı gerekse topraksız kültürde pek çok
yararlarını görmek mümkündür.
TOPRAKLI KÜLTÜRDE Perlit
Topraklı kültürde Perlit toprağın gereksinimine göre toprak
düzenleyici olarak veya su kayıplarını azaltıcı olarak kullanılır. İyi bir
toprak düzenleyicide; yarayışlı su kapasitesi yüksek, baz değişimi ve ısı
kapasitesi fazla, tuz miktarı ve ısı geçirgenliği düşük olma koşulları aranır.
Bunların tümü perlitte bulunan özeliklerdir.
1. Perlit, ağır ve yapışkan topraklara karıştırıldığında
drenaj ve havalanma özelliklerinden dolayı kaymak tabakası oluşmasını, çatlama,
göllenme, şişme ve büzülmeyi engeller.
2. Toprak düzenleyici olarak SERALARDA kulanılan Perlit
toprağa kaba bir yapı kazandırdığı gibi toprağın su tutma gücünü ve besin
maddelerinin yarayışlılığını da arttırmaktadır.
Perlit ile sera toprakları için kimyasal özelliklerinden daha
önemli olan fiziksel özelliklerinin İstendiği yönde değişimi mümkündür. Alttan
sulama ve damla sulama yapılan seralarda yastıkların üzerine 4-5 cm. kalınlıkta
iri taneli Perlit serildiğinde su kullanımı yarı yarıya azaltılabilir.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yapılan bir
araştırmada, sera toprağının üst kısmı 1:4 oranında iri Perlit ile
karıştırılmıştır. Burada yetiştirilen dometeslere 6 defa karık sulaması
yapıldığı halde normal sera toprağın da kiler 21 defa sulanmıştır. Görülüyor ki
Perlit su kaybı ve iş gücü olarak büyük bir tasarrufa neden olmaktadır.
TOPRAKSIZ KÜLTÜRDE Perlit
Giderek yorulan sera topraklarında karşılaşılan sorunları
gidermek için son yıllarda topraksız tarım uygulamaları başlamıştır. Pek çok
dış ülkede %95'lere varan oranlarda topraksız tarım uygulamaları görülmektedir.
Bu uygulamalarda Perlit tek başına kullanılabildiği gibi torf, kum, ağaç,
kabuğu gibi diğer harçlar ile de karıştırılabilmektedir.
1. Topraksız kültürde Perlit veya perlitli harç. Sera
toprağı üzerine serilen siyah bir plastik örtü üzerine 10-15 cm kalınlıkta
yayılmakta ve fideler belli aralıklar ile bu yayılan tabaka üzerine
dikilmektedir. Dikimi yapılan bitkilerin su ve besin maddesi gereksinimleri
besin eriyikleri ile yapılan sulamalar ile karşılanmaktadır.
2. Diğer bir uygulama bitkileri; Perlit yada bir başka
Perlit 'li karışımla doldurulmuş 5-10 litre hacimli torbalarda yetiştirmektir.
Bu yetiştirme şeklide çok kolaydır. Zira üretim; bu torbaları yine toprak
üzerine yayılmış siyah plastik örtüler üzerine belli aralıklarla sıralamak ve
bitkilerin besin eriyikleriyle su ve besin madde gereksinimlerini karşılamaktan
ibarettir.
Topraksız kültürün üstünlüklerini şöyle sıralayabiliriz:
- Besin maddelerinin ve suyun dozu daha iyi
ayarlanabilmektedir.
- Topraklı tarımda önemli olan ekim nöbeti önemsiz hale
gelir.
- Toprak kökenli hastalık ve zararlılar ile yabancı otlardan
kaynaklanan sorunlar büyük ölçüde azaltılabilir.
- Sızma ve buharlaşma kayıpları azaltılabildiği için sudan
büyük ölçüde ekonomi sağlanır.
- Toprak devre dışı kaldığı için, seralarda büyük İşgücü ve
harcama gerektiren toprak işleme, yıkama, dezenfekte etme ve gübreleme
işlemlerine gerek kalmaz.
- Tarım alanları, toprağa gerek kalmadığı için. daha
yaygınlaştırılabilir.
ÇİM SAHALARDA VE TOPRAK SAHALARDA
Perlit bahçeler, parklar, futbol ve golf alanları ile
parkurdaki çim toprakları için eşsiz bir toprak düzenleyicisidir. Dış etkiler
ile veya basılma ile sıkışan topraktaki çim zayıflar, hatta yok olur.
1. Perlit ile çimlerin ömrü uzadığı gibi, balçıklarıma ve
göllenme sorunlarının önüne de geçilebilir.
2. Perlit ile çimin yaprak alanı genişlemekte, yaprak ve kök
sayısı artmaktadır. Çiğnenen toprak lardaki sıkışma yarı yarıya
azaltılmaktadır.
3. Çiğnenen ve çiğnenmeyen çimlerde Perlit uygulaması
aynıdır: 2,5 cm kalınlığındaki toprağa, 2,5 cm kalınlıkta Perlit karıştırılarak
5 cm kalınlığında karışım elde edilir. Perlit uygulama dan önce ıslatılmalıdır.
Karıştırma işleminden sonra çim tohumu ekilir. Üzerine 4-5 kg/m2 yanmış çiftlik
gübresi ile olanak varsa 100 gr/m2 toz kireçtaşı serilir.
Eğer çiftlik gübresi yerine ticari gübre kullanılacak ise 50
gr/m2 % 26'lık amonyum nitrat, 65 gr/m2 %18'lik süper fosfat ve 15 gr/m2
potasyum sülfat karışımı, belirli aralıklar ile uygulanır. Sulama rejiminde bir
değişiklik yapılmaz.
4. Çim sahalarda standart veya süper iri Perlit kullanılmalıdır.
5. Perlit homojen bir şekilde toprağa karıştırılmalı,ilk
biçim öncesinde merdane çekilmeli ve kesim makas ile yapılmalıdır.
6. TOPRAK SAHALARDA uygulama ise toprağa esneklik sağlaması
ve yumuşak bir zemin elde edilmesi amacı ile uygulanmaktadır. Toprak sahada üst
zeminin altına uygulanan Perlit ile amaca ulaşılmaktadır. Saha tanziminde tüm
sahanın %30'unu Perlit oluşturmaktadır.
--------------------------------------------------------------------------------
Mutlaka su içeren perlitin özelliği, ısıtıldıktan sonra
hacminin beklenmedik şekilde artmasıyla ortaya çıkar. Bu hususu biraz genişçe
aktaralım:
Perlitin bünyesi içinde bulunan suyun tamamına bağlı su
denir. Çünkü normal şartlarda taşıyıcı gövdeden ayrılamamaktadır.
Bu suyun %94-98 kadarı, ince kılcal sistemler tarafından
kapiler sebeple tutulmakta olup, serbest su niteliğindedir. Yani camın veya
mineralerin birleşimine girmemiş; ince boşluklara fiziksel nedenlerle
sokulmuştur. Kendiliğinden çıkmaz, ama ısıtılarak veya emilerek yerinden
alınabilir.
Geri kalan %2-6 kadarı ise, perlitin %90-97'sini teşkil eden
volkanik camın içine, perlit oluşurken moneküller halinde girmiş, yani perlit
camıyla birleşmiştir. Buna etkin su denir. Zaten bunun oluşundan ötürü cam
kütle kristallenmemekte, perlit de varlığını korumaktadır.
Perlit ısıtıldığında, sıcaklık 450C iken, serbest suyun
tamamı buhar olup gider. Ama kayada bir değişiklik olmaz. Sıcaklık 700 ila
1200C' a ulaşınca, camın bünyesindeki etkin su, birkaç yüz derecelik buhar
haline dönüşerek kayayı patlatır ve kaybolur. Bu olayla perlitin hacmi en az 4
misli artar; cinsine göre bu artış miktarı 20 kat kadar olabilir.
Birleşim olarak, perlitin %90-97' sinin volkanik cam olduğu
yukarıda söylenmiştir. Geri kalan kısmı kristallenmiş feldispat ve
biyotit(siyah mika) dır. Az miktarda kuvars, apatit ve manyetit içerir. Bir ham
perlitin birleşimi şöyledir:
Silisyum dioksit: %73.8 (Serbest silis en çok %4 tür)
Alüminyum oksit: %13.9
Sodyum oksit: %4.7
Potasyum oksit: % 4.3
Demir oksit: %0.9
Kalsiyum oksit: %0.9
Magnezyum oksit: %0.3
Su: %0.5
Not: Buradaki yüzdelerin toplamı %99.3 etmektedir. Geri
kalan %0.7'lik fark ise, çok az bulunan manganez, kükürt, baryum, titanyum,
nikel, galyum, bor, krom, bakır, molibden, kurşun, klor, zirkonyum ve arsenik
gibi elementlerle oluşur.
Aslında bu tablo tipik bir granitporfirin birleşimidir.
Demek oluyor ki, sadece bileşenleri onun granit magmasının yüzey kayası
olduğunu göstermektedir.
Perlit çoğunlukla açık gri renklidir. Bazen siyaha kadar
koyulaştığı gibi, açık yeşil ve kahverengi de olur. Ama renk ne olursa olsun,
genleşen perlit beyaz renge dönüşür.
Perlitin özgül ağırlığı 2.2-2.4 gr/cm3' tür. Isıtıldığında,
cinslerine göre, 840 ile 1100C arasında yumuşar; 1315 ile 1332C arasında erir.
Tuvönan perlitin bir metrekübü, ısıtılmadan önce, 2200 ila
2400 kg' dır. Ani ısıtılınca hacmi en az 4, en çok 20 kat arttığına göre, bu
halde iken 110-600 kg/m3' tür. Böylece elde edilen büyük hacimli ve hafif
kütle, asitlere ve diğer güçlere karşıda dayanıklı olunca, inşaat sektörü için
vazgeçilemeyecek bir hammadde kaynağı haline gelir.
Perlit, doğada çok ince boşlukları haiz süngerimsi yapıda ve
iç içe soğan zarlı bir bünyede bulunur;bazen de granülerdir. Suyu her zaman
yüksek nispette içermez. Fazla içerenler iyi perlit sayılır. Çünkü büyük hacim
artışı vererek kolay genleşirler. Bunlara aktif perlit denir.
Suyu az içerenler iyi cins sayılmayıp, pasif perlit veya
yüksek ısı perliti diye adlandırılırlar.
Bir perlit formasyonunun cinsini anlamak için, ondan alınan
ufak bir numunenin pürmüz alevinde teste tabi tutulması gerekir. Şayet numuna
bir aktif perlit türü ise, pürmüz alevinin sıcaklığında bile kolayca ve fazla
oranda genleşme gösterir. Pasif perlit ise pürmüzden hiç etkilenmez.
Etkin suyun perlitin içerdiği en önemli su olduğu yukarıda
söylenmişti. Perlitteki oranının bulunması için, numune önce 370C dolayında
ısıtılarak, içindeki serbest suyun gitmesi sağlanır. Soğuyan ve sabit konumunu
kazanan numunenin, bu defa 1100C' a kadar ısıtılarak , kızdırma kaybı ölçülür.
Bu kayıp, kaybolan monekül suyun, yani etkin suyun miktarıdır.
Perlit rezervi yönünden Türkiye, dünya ilkeleri arasında en
başta gelendir. (Toplam 4.489,0 x milyon ton)
Genç volkanizma yönünden çok zengin olan Türkiye' de, bu
volkanizmaya paralel olarak, Batı, Orta ve Doğu Anadolu' da geniş perlit yatakları
oluşmuştur. MTA' nın 1970 ve sonraki yıllara ait yayınlanmış raporlarında,
Türkiye' nin perlit rezervi 6 milyar tondan daha fazladır. (6.016,6 x milyon
ton) (Kars/Sarıkamış, Van/Erciş, Bitlis/Tatvan, Adilcevaz, Nevşehir/Acıgöl,
Derinkuyu, Erzurum/Pasinler, Çankırı/Orta Kalfat, Ankara/Çubuk, Kızılcahamam,
İzmir/Cumaovası, Fıça, Dikili, Bergama, Erzincan/Mollaköy, Balıkesir/Sındırgı,
Savaştepe, Manisa/Saruhanlı)
Kükürt
Kükürt toprakta 3 °C toprağın ısısını arttırır. Özellikle don tehlikesini önlemek için narenciye bahçelerine toz
kükürt atınız.
Toprak Düzenleyiciler
Klinoptilolit.
Leonardit.
Humas.
Kompost.
Biohar.
Çay posası.
Kuru üzüm çöpü.
Kükürt.
Odun kömürü.
Doğal Organik Gübreler
Yanmış keçi gübresi.
Fermante tavuk gübresi.
Yarasa gübresi.
Solucan gübresi.
Kompost
Kompost Nedir ? :
Kompost veya diğer deyişle komposto, bitkisel mutfak atıklarının, otların, dal, yaprak parçalarının kısacası tüm bitkisel artıkların ve hayvan gübrelerinin bir yere yığılarak çürütülmesinden meydana gelen, doğal bir gübredir.
Kompost Yapımı :
Kompost yapmak için herşeyden önce size küçük bir bahçe gerekmekte. Sonra aşagıdaki işlemleri sırasıyla uygulayın,
Doğru kabı seçin, en doğrusu, yere açacağınız uygun büyüklükteki çukurdur, ya da tuğla, ahşap veyatel kafesten yapılmış olan kompost kutusu yapabilirsiniz, tabanı toprak olmalıdır. Bunlardan başka hazır kompost kutuları da satılmaktadır onları da kullanabilirsiniz.
Yeşil malzeme (azot içeriği fazla olanlar)
Çim biçim artıkları,
Taze sebze meyve kabukları, artıkları,
Yaş taze otlar,
Çay atıkları,mutfak atıkları.
Yapraklar,
Taze çiftlik gübresi.
Kahverengi malzeme (Karbon sağlayanlar)
Dal parçaları,
Ağaç kabukları,
Testere tozu, talaş,
Çam ibreleri,
Kuru yapraklar,
Gazete kağıdı,
Saman, sap. vs.
Komposta neler konmaz?
Et, et ürünleri,
Süt ve süt ürünleri,
Kedi köpek dışkısı,
Yağlı yiyecek artıkları, yağ,
İşlenmiş kuşe, naylonlu, aluminyumlu vs. kağıtlar,
Tıbbi atıklar, çocuk bezleri, hijyenik pedler,
Gazete ve dergi kağıtları ( matbaa kimyasallarından dolayı),
Hastalık ve zararlı içeren bitki artıkları,
Üzerinde tohum olan yabancı otlar.
İyi bir kompostun sırrı Karbon /Azot oranının dengelenmesidir. Bunu basitçe kompost yığınınızı yaparken ayarlayacaksınız.
Yığınınızı kat kat hazırlamalısınız.
Yığını yapmaya kahverengi malzemeyle başlayın,
Hazırladığınız karışımı katlar halinde koymaya başlayabilirsiniz, 15 cm. yüksekliğinde kahverengi materyal, üzerine yine 15 cm. yüksekliğinde yeşil materyal koyunuz. Bir dirgen yardımıyla iki katı birbirine hafifçe karıştırın, düzeltin. Azotlu bir kimyasal gübreden elinizle tuz serper gibi üzerine serpin (bu fermentasyonu hızlandırır)
Sonra 3 cm. kadar bahçe toprağı koyun. Hazırladığınız katmanı sulayın.
Sonra yine bitkisel materyal ve yine toprak..., en üstüne ise toprak gelecek şekilde yığınınızı bitirin.
4 - 5 ay sonra gübreniz kullanıma hazır olacak. Bu arada ellemeniz de gerekmez. Gübrenizi doğanın ellerine bırakın.
Bitkisel artığınız çok bile olsa, yapacağınız yığının yüksekliği 1.2 m den fazla olmamalıdır.
Burada yığına koyacağınız dal, kabuk vs. parçalar mutlaka küçük parçalara ayrılmalıdır.Ülkemizde de artık dal ve bahçe çöpü parçalayıcıları satılmakta. Eğer, büyük bahçeli bir evde oturuyorsanız işinize çok yarayacaktır.
Kükürt
Kükürt toprakta 3 °C toprağın ısısını arttırır. Özellikle don tehlikesini önlemek için narenciye bahçelerine toz
kükürt atınız.
Toprak Düzenleyiciler
Klinoptilolit.
Leonardit.
Humas.
Kompost.
Biohar.
Çay posası.
Kuru üzüm çöpü.
Kükürt.
Odun kömürü.
Doğal Organik Gübreler
Yanmış keçi gübresi.
Fermante tavuk gübresi.
Yarasa gübresi.
Solucan gübresi.
Kompost
Kompost Nedir ? :
Kompost veya diğer deyişle komposto, bitkisel mutfak atıklarının, otların, dal, yaprak parçalarının kısacası tüm bitkisel artıkların ve hayvan gübrelerinin bir yere yığılarak çürütülmesinden meydana gelen, doğal bir gübredir.
Kompost Yapımı :
Kompost yapmak için herşeyden önce size küçük bir bahçe gerekmekte. Sonra aşagıdaki işlemleri sırasıyla uygulayın,
Doğru kabı seçin, en doğrusu, yere açacağınız uygun büyüklükteki çukurdur, ya da tuğla, ahşap veyatel kafesten yapılmış olan kompost kutusu yapabilirsiniz, tabanı toprak olmalıdır. Bunlardan başka hazır kompost kutuları da satılmaktadır onları da kullanabilirsiniz.
Yeşil malzeme (azot içeriği fazla olanlar)
Çim biçim artıkları,
Taze sebze meyve kabukları, artıkları,
Yaş taze otlar,
Çay atıkları,mutfak atıkları.
Yapraklar,
Taze çiftlik gübresi.
Kahverengi malzeme (Karbon sağlayanlar)
Dal parçaları,
Ağaç kabukları,
Testere tozu, talaş,
Çam ibreleri,
Kuru yapraklar,
Gazete kağıdı,
Saman, sap. vs.
Komposta neler konmaz?
Et, et ürünleri,
Süt ve süt ürünleri,
Kedi köpek dışkısı,
Yağlı yiyecek artıkları, yağ,
İşlenmiş kuşe, naylonlu, aluminyumlu vs. kağıtlar,
Tıbbi atıklar, çocuk bezleri, hijyenik pedler,
Gazete ve dergi kağıtları ( matbaa kimyasallarından dolayı),
Hastalık ve zararlı içeren bitki artıkları,
Üzerinde tohum olan yabancı otlar.
İyi bir kompostun sırrı Karbon /Azot oranının dengelenmesidir. Bunu basitçe kompost yığınınızı yaparken ayarlayacaksınız.
Yığınınızı kat kat hazırlamalısınız.
Yığını yapmaya kahverengi malzemeyle başlayın,
Hazırladığınız karışımı katlar halinde koymaya başlayabilirsiniz, 15 cm. yüksekliğinde kahverengi materyal, üzerine yine 15 cm. yüksekliğinde yeşil materyal koyunuz. Bir dirgen yardımıyla iki katı birbirine hafifçe karıştırın, düzeltin. Azotlu bir kimyasal gübreden elinizle tuz serper gibi üzerine serpin (bu fermentasyonu hızlandırır)
Sonra 3 cm. kadar bahçe toprağı koyun. Hazırladığınız katmanı sulayın.
Sonra yine bitkisel materyal ve yine toprak..., en üstüne ise toprak gelecek şekilde yığınınızı bitirin.
4 - 5 ay sonra gübreniz kullanıma hazır olacak. Bu arada ellemeniz de gerekmez. Gübrenizi doğanın ellerine bırakın.
Bitkisel artığınız çok bile olsa, yapacağınız yığının yüksekliği 1.2 m den fazla olmamalıdır.
Burada yığına koyacağınız dal, kabuk vs. parçalar mutlaka küçük parçalara ayrılmalıdır.Ülkemizde de artık dal ve bahçe çöpü parçalayıcıları satılmakta. Eğer, büyük bahçeli bir evde oturuyorsanız işinize çok yarayacaktır.