GİRİŞ :
Arıcılıkta sonbaharda yapılan bakım ve besleme bir sonraki yılın sigortasıdır. Kış kayıplarını azaltmak tamamen sonbahar bakımı ile ilgilidir. Sonbahar bakımının önemini, ilkbaharda kolonileri sağlıklı ve gelişmeye hazır gördüğümüzde daha iyi anlarız.
Bal hasadı yapıldıktan sonra kolonilerde sonbahar bakımı ve kışa hazırlık işleri başlar. Arılar, doğadan gelen bal,polen durumuna paralel olarak ekolojik şartlara göre kendilerini ayarlarlar. Bizler kolonilerden bal ve arı ürünleri olarak faydalandığımızdan bu faydanın karşılığı olan işlemleri de yapmak durumundayız.
Kışı en az kayıp ile atlatabilmek için, her kolonide kondüsyon (yavrulu petek sayısı-arılı çerçeve sayısı) durumu, ana arının varlığı ve yaşı, koloninin bal miktarı, hastalık ve zararlılar ile ilgili tespitler gibi bilgileri koloni kartına işlemek suretiyle değerlendirme yapılır. Bu değerlendirme ışığında yapacağımız yönetim bakım faaliyetleri önem kazanır.
ANA ARININ YENİLENMESİ :
Bal hasadı yenilendikten sonra, yıl boyunca yıpranmış olan ana arılar değiştirilir. Gezgin arıcılık yapan arıcılar yılda birkaç bölgeye arılarını götürmeleri sonucu ana arıların yumurta bırakma yetenekleri ve sperm kesesindeki sperm sayısı azalır. Her yıl ana arı yenileyen arıcıların daha verimli arıcılık yaptıkları gözlenmektedir.
Yaşlı ve verimsiz ana arılar; verimli, genç, ırk özelliği bilinen ana arılar ile değiştirilmeli, uygulama kovan gücü dikkate alınmak suretiyle tekniğine uygun şekilde yapılmalıdır. Ana arı yenilemede yeni ana arıya, yeni kuşak için işçi arı üretecek kadar zaman aralığı tanınmalıdır. Böylece koloniler güvenle kışa girer, ilkbaharda ana arı kaybı yada bal sezonunda oğul verme eğilimi daha az olur. Bu işlem arıcılıkta çok önemlidir. Üreticiler şunun bilincinde olmalıdır; balı hasat edince her şey bitmemektedir.
Ana arı, bir arı kolonisinin bütün kalıtsal karakterlerine yön veren bireydir. Bütün genetik stok ana arıda bulunmaktadır.
KOLONİ KONDÜSYONUNUN DÜZENLENMESİ :
Bir koloni; ana arısı, 15-20 bin genç işçi arısı ve kovanda yeterli balı bulunursa dengeli bir kışlama yapabilir. İşçi arılar genç değillerse kış süresince ömrü dolanlar ölür ve kolonide çok fazla ergin arı kaybı meydana gelir. Kış salkımını oluşturacak sayıda yeterli işçi arı mevcudu yoksa bu koloniler kış şartlarına dayanamazlar. İlkbahara ulaşmış olsalar bile yeterli gelişme olmaz ve kötü hava koşullarında ölürler.
İyi bir kışlama için genç kuşak işçi arı elde edilmelidir. Bunu sağlamak her yöreye göre değişir. Örneğin, kızılçam ormanlarının bulunduğu bölgelerde arıcılar çam balı hasadı sonrası keçiboynuzu (Harnup) ya da püren çiçeğine arılarını götürmelidirler. Kış şartları uzun geçen bölgelerde arıcılık yapanlar, bal hasadını sezon bitiminde, arılar yağmacılığa başlamadan önce yapmalıdırlar. Arılara kendilerini kışa hazırlama zamanı bırakılmalıdır.
Arıların uçuş yapmadığı zaman diliminde kovan çerçevelerinin kontrolü yapılırsa propolis bağlantıları kopar, arılar kendilerini toparlayamaz. Bu kontrollerin mutlaka aktif dönemde yapılması gerekir.
Yeterli kondüsyona sahip olmayan koloniler birleştirilmeli, zayıflık nedeniyle kışın ölecek iki koloni yerine güçlendirilmiş bir koloni kışa hazırlanmalı, zayıf kolonilerden birisinin ana arısı alınmak suretiyle birleştirilme yapılmalıdır. Bu işlem sırasında arılar birbirlerine alışıncaya kadar ve ana arının feromonu (kokusu) yeni koloniye hakim oluncaya kadar araya elek teli konmalı, 3-4 gün sonra elek teli kaldırılmalıdır.
İyi bir sonbahar hazırlığı yapılmalı, 7 çerçeveye doldurulan arı mevcudu ile koloni kışlatmaya alınmalıdır.
Koloniler çok güçlü ise bal hasadı sonrası bölme yapılmak suretiyle “bölme oğul” elde edilir. Sonbahar döneminde kovanlarda erkek arı bulunmadığı için ana arıların çiftleşme imkânı yoktur. Bu nedenle bölme işleminden sonra çiftleşmiş ana arı kullanmak önemlidir.
BAL MİKTARININ DENGELENMESİ :
Her koloninin kışı rahat geçirebilmesi için kovanda yeterli miktarda bal bulunması gerekir. Konaklanan bölge neresi olursa olsun, kovanda bulunması gereken bal her çerçeve arı için bir çerçeve baldır. Arılarla kaplı çerçevede en az 2 Kg. bal bulunmalıdır.
Bu balların arının salkım kuracağı,çerçevenin orta alt bölümü olan alanın dışında, tamamının sırlı olması gerekir. Kışın arılar tarafından kolonilerde, arıların salkımda olduğu zamanlarda salkım ısısı ayarlanır. Ancak salkım dışında kalan kovan içi ısısı arılar tarafından ayarlanamaz. Açık balla kışlatılan kolonilerde oluşan rutubet açık petek gözlerindeki bal tarafından absorbe olur (emilir). Balda su oranı yükseleceği için ekşime başlar. Bu durumda arıların beslenmesinde olumsuzluk meydana getirir.
Ayrıca kovanda 1-2 adet polenle dolu çerçeve bulunması, arıların erken gelişmelerinde oldukça yararlıdır.
Arıların uçuş yapmadığı, ancak yavru gelişiminin devam ettiği erken ilkbaharda bu polenli ve ballı çerçeveler koloni gelişiminde sürekliliği sağlar.
Kovanda bulunan bala, kış süresince arıların salkımda hareket ederek ulaştıkları ve beslendikleri bilinmektedir. Balı yiyen arılar salkım dışı sıcaklığını 17 derece civarında tutar. Bu ısı, yavrusuz dönemde arıların kışlaması için yeterlidir. İşçi arılar bal yemek suretiyle salkım ısısını korurlar.
Arıların kış süresince yiyeceği balın çiçek kaynaklı olması önemlidir. Petek gözünde granüle olan ayçiçeği, pamuk kaynaklı ballar arı kışlatmak için tercih edilmez. Çam balı ve diğer salgı balları ile kışlatma, arıların kış döneminde polen bulabildiği bölgelerde yapılmalıdır.
Arıların kış yiyeceği olan kaliteli bal, arının çiçekten topladığı ve iki arının bünyesinden geçmek suretiyle olgunlaşmış, içinde polen bulunan sırlanmış baldır.
KOLONİLERDE BESLEME YAPILMASI :
Bal hasadında, yeterli balın bırakılması kesinlikle sağlanmalıdır. Arının balını alıp arıya şurup vermek suretiyle bal stokları sağlamak yöntemi doğru bir uygulama değildir.
Sonbaharda yapılacak şuruplamalarda kullanılan şeker, kovan başına toplam 1-2 Litre civarında olmalı ve bu uygulama 2 gün ara ile 5-6 defada yapılmalıdır. Şurupla besleme, arıların polen getirdiği ve uçuş yaptığı zamanlarda uygulanmalıdır.
Arının çiçekten yada bal çiğinden almış olduğu bal özünün yarısına yakın kısmı sudur. Arı, kendi stoğunda bulunan balı kullanırken sulandırıp yer, doğadan topladığı bal özünü depolarken inverte eder ve su oranını %17’nin altına indirerek bal halinde peteklere depolar, üzerini sırlar.
Aşırı beslemede şekeri bala çevirmek için işçi arılar invertase enzimini kullanır. Bu enzim, işçi arıların kitin tabakasının altında bulunan yağ-protein stokları kullanılarak elde edilir. Doğadan polen gelmiyorsa enzim yapımını sürdüremez, dolayısıyla işçi arılar çok kısa zamanda yaşlanır, yıpranır. Böyle bir uygulama yapıldığında şekeri bala çevirmekten yorulan arılar kış süresince sağlıklı kalamaz ve ölürler. Doğadan yeterli polen gelmiyorsa polenli kek, süt tozu veya arı vitamini ile kek karışımları hazırlanmalıdır. İlkbaharda yeni işçi arılar çıkacağı için bu yöntemle beslemede süreklilik sağlanabilir.
Arılarda beslenme fizyolojisini bilmeyen yada önemsemeyen arıcıların arılarında kış ölümleri fazla olmuştur. Arıların en iyi besini, kendi yaptığı bal, doğadan topladığı polendir. Bilinçli arıcılar, kovanın kuluçkalığında bulunan kendi yaptığı balı arıya kışlık ihtiyaç için bırakırlar. Çünkü; sonraki sezonda bu balı fazlasıyla alırlar.
Arıcıların akılda tutacakları en önemli nokta, arının doğal besinleri olan bal, polen, su haricindeki mayalar, çeşitli unlar gibi maddeleri kullanmamalarıdır.
SONBAHAR BESLEMESİ İÇİN ŞURUP VE KEK KARIŞIMLARI ;
Şurup Karışımları;
a) Şeker şurubu : 1 Kg. şeker +1/2 litre su
b) Bal şurubu : 1 litre su + 4 Kg. bal
c) Bal ve Şeker Şurubu : (Balda %18 su bulunduğu varsayımına göre) 5 Kg. şeker + 20 Kg. bal + 2,5 litre su + 50 gram polen ya da arı vitamini
Kek Karışımları ;
a) Polenli kek : 3 Kg. bal + 1 Kg. polen + 6 Kg. pudra şekeri,
b) Proteinli kek : 3 Kg. bal + 1 Kg. yağsız süt tozu + 6 Kg. pudra şekeri
c) Vitaminli kek : 3 Kg. bal + 6 Kg. pudra şekeri + 400 gr. Yağsız süttozu +20 gr. Arı vitamini.
HASTALIK KONTROLÜ VE VARROA İLE MÜCADELE :
Bir kolonide hastalık şüphesi varsa örnek alınmak suretiyle kesin teşhis yaptırılmalı, buna göre ilaçlı mücadeleye gidilmelidir. Gelişigüzel ilaçlar kullanmak bal mumunda ve arının yiyeceği balda birikme yapacak, bu durum da bal satışında olumsuzluk yaratacaktır.
Tedavide kullanılan ilaçlar reçetesine göre uygulanırsa sonuç alınır.
Varroa ile ilgili yapılması gereken mücadele oldukça önemlidir.
Yaz aylarında arılarda popülasyon (nüfus) artışı olur. Buna paralel olarak varroa paraziti de çoğalır. Bal hasadı yapıldıktan sonra kovanda yaşlı işçi arıların ölmesi ile kondüsyon azalmaya başlar.
Varroa parazitinin ölüm oranı daha az olduğundan kovandaki işçi arı miktarı 60.000’den 20.000’e düştüğünde varroalar 20.000 arı üzerinde yoğunlaşmış olur. Bu dönemde mücadele yapmak gerekir. Eğer mücadele yapılmazsa kışa girecek genç kuşak işçi arılar bu parazitin tahribatına maruz kalır; koloni güçsüz işçi arılar ile kışa girer ve kışlama sağlıklı olmaz. Bunu önlemek için ;
a) Arının ve Varroa’nın biyolojisi hakkında yeterli bilgi edinmek gerekmektedir. Varroa çoğalmasını petek gözlerindeki arı larvalarından beslenmek suretiyle yapar. Ergin varroalardan bir kısmı da arının kanından emgi yapmak suretiyle beslenir. Yavru bulunan bir kolonide parazitin bir kısmı yavru gözlerinde, bir kısmı da arılar üzerindedir.
b) Mücadele zamanını iyi seçmek, kolonide yavru ve bal varken mücadeleyi yapmamak gerekir. Mücadele, yavrunun en az olduğu zamanlarda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan ilaçlarla yapılmalıdır.
c) Mücadele için uygun ilaçları seçmek, bilinçli ilaçlama yapmak ve varroaya %90’ın üzerinde etkili ilaçları kullanmak suretiyle etkili sonuç alınabilir. Kovandaki varroa yoğunluğu %1’in altına düşürüldüğünde rahat arıcılık yapılabilir.
Varroa ile mücadelede kullanılan ilaçlar, arıyı öldürmeyecek, ana arıya zarar vermeyecek, bal ve bal mumunda kalıntı bırakmayacak ve Varroa parazitini öldürecek yapıda olmalıdır.
KIŞLATMA YERİNİN SEÇİLMESİ :
Bal arılarının aktiviteleri (hareket-faaliyet) çevre şartları ile yakından ilişkilidir. Arılar, hava sıcaklığı 14 derecenin altına düştüğünde uçuş yapamazlar. 12 derecede ise salkıma geçerler. Arıların yerleştirileceği yerlere nakli, sıcaklık çok düşmeden önce yapılmalıdır.
Soğuk bir bölgeden sıcak bir bölgeye arıları nakledebiliriz, ancak sıcak bölgeden soğuk bölgeye arı naklini kışın kesinlikle yapmamak gerekir. Çünkü gidilen yerde çevre şartları arı biyolojisine uygun değildir.
Kışlatma, bölgelere göre değişmekle birlikte yer seçimi kadar arının ırkı, kovan tipi, arılığın düzenlenmesi de önemlidir. Kovanların konulduğu yerler, güney ve güney-doğuya bakan, taban suyu düşük, göl ve ana yoldan uzak olmalıdır. Saçak altları, ağaç dipleri, soğuk ve gölgeli yerler seçilmemelidir.
KIŞLATMADA KOVANIN ÖNEMİ :
Kovanların ısı geçirgenliği, arının kış süresince tüketeceği balı etkiler. Altı çerçeveli, iyi izole edilmiş tecritli kovanlarda arılar 40 gr. Bal tüketerek 10 derecelik ısı artışı sağlar, aynı kondüsyondaki koloni ince tahta kovanlarda 85 gr. Bal tüketerek 10 derece ısı artışı sağlarlar.
Kovanın yerleştirilmesi öne doğru hafif eğimli (%10) olmalıdır. Arılı çerçeve sayısına göre uçuş deliği açıklığının her çerçeve arı için l cm. olması uygundur. Kovan içinden üzerinde arı olmayan petekler alınmalı, boşluklar doldurulmalıdır.
Uçuş deliğinin daraltılması, arıların aktif olduğu zamanlarda yapılmalıdır. Arılar uçuş deliğini içten doğal olarak propolis ile daraltırlar. Daraltma işlemi gecikmeli yapılırsa arılarda muhtemelen içten daraltmış olabileceklerinden kovan önü tamamen kapanabilir ve bu durum arıların boğulmasına yol açabilir.
Kovanda rutubet yapıcı etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Arılar kış döneminde havalandırma yapamazlar. Karbondioksit (CO2) gazının kolayca dışarı çıkması gerekir. Bu sebeple kovanda doğal havalandırma sağlanmalıdır.
----Arıcılık Anasayfa