Zeolit
Klinoptilolit
Zeolit ve Klinoptilolit Nedir? Nasıl oluşur?
Zeolitler, sulu alumino-silika mineralleridir. Yapıları bal peteği veya kafese benzeyen, değişebilir katyonlar ve su ihtiva eden, 2 - 12 Ao boyutlarında milyonlarca kanal ve boşluklardan ibarettir. Katyonlar zayıf bağla bağlı oldukları için zeolitler iyonlarını kolaylıkla değiştirebilirler. Gözeneklerdeki su molekülleri, ısıtıldığında zeolitik yapıyı kolaylıkla terk ederler veya tekrar adsorblanabilirler.
Uygulama alanları itibari ile bir çok sektörü ilgilendiren zeolitler, gerek bilimsel gerekse ticari uygulamalar açısından yer-bilimleri, kimya, fizik, ziraat, hayvancılık ve inşaat disiplinlerinin hatta tıbbın ilgi alanındadır. Zeolitler, 1756 yılında İsveç’li mineralog Frederich Cronstdet tarafından bulunmuştur. Ticari olarak ancak, 1960’lardan sonra üretilip pazarlanmaya başlanan zeolitin, ülkemizdeki varlığı ise ilk defa 1971 yılında tespit edilmiştir.
Türkiye’de yaygın olarak bulunan zeolit, hayvancılıkta yem katkı maddesi, hayvan altlığı, bitki üretiminde yetiştirme ortamı, gübre katkısı olarak, ayrıca toksik atıkların tutulması, atık ve kullanma suyu arıtımında geniş kullanım alanı bulmaktadır.
KİMYASAL İÇERİK
Sio...69,95
Cao...1,99
Fe2O3...0,99
Mgo...0,671
Na2o...2,69
K2o...0,04
Al2O3+Fe2O3...11,00
Cao...1,99
Fe2O3...0,99
Mgo...0,671
Na2o...2,69
K2o...0,04
Al2O3+Fe2O3...11,00
FİZİKSEL ÖZELLİKLER
Isıya dayanıklılık 1200 oC
Yağ emme 66-72 CM3/100 g
Su emme 95-135 gr %
Katyon değş. kap. 1,5-2,1 meq/100 g
Birim ağırlık 2150-2250 kg/M3
Kızdırma kayıpları 9,42+-0,07%
Beyazlık 85,7-90,7 %
Yağ emme 66-72 CM3/100 g
Su emme 95-135 gr %
Katyon değş. kap. 1,5-2,1 meq/100 g
Birim ağırlık 2150-2250 kg/M3
Kızdırma kayıpları 9,42+-0,07%
Beyazlık 85,7-90,7 %
Öğütülmüş zeolitik tüfler Japon çiftçilerce asidik volkanik toprakları nötralize etmek için yaklaşık 100 yıldır kullanılmaktadır. Günümüzde doğal zeolitlerin en büyük tüketim alanlarından biri konumundaki tarımsal uygulamalar ise; gübre-toprak hazırlanması, tarımsal mücadele ve toprak kirliliği kontrolüdür. Klinoptilolit ve mordenitin yüksek adsorpsiyon ve iyon değişim kapasiteleri, özellikle klinoptilolitin amonyum iyonlarına karşı gösterdiği seçicilik bu tür zeolitlerin toprakların hazırlanmasında, N-bazlı gübrelerde katkı malzemesi olarak veya doğrudan gübre olarak kullanılmasını sağlamıştır. Su tutma özellikleriyle gerek toprağın ekim öncesi hazırlanması gerekse azot kaynağı olarak kullanılan amonyum bazlı gübrelerin toprağa verdikleri aşırı konsantrasyon değerlerindeki toksik etkisinin önlenmesi için amonyum iyonlarının zeolit yapı içerisine alınarak uzun zaman aralıklarında toprağa geri verilmesi ile etkin gübre kullanımı ve birim maliyette tasarruf gerçekleşmektedir. Doğal zeolitlerin katyon seçme ve değiştirme özelliklerinden, sadece besleyici iyonların bitkiye aktarılmasında faydalanılmayıp, aynı zamanda, beslenme zincirinde kurşun, kadmiyum, çinko ve bakır gibi istenmeyen bazı ağır metal katyonlarının tutulmasında da yararlanılabilir. Bu alanda kullanılan klinoptilolitin, radyoaktif kirlenmenin söz konusu olduğu topraklara ilave edilmesiyle, bitki tarafından alınan Sr90 miktarını büyük ölçüde azalttığı da tespit edilmiştir.
BDT ülkelerinde Çernobil kazasından sonra ülke zeolitlerinin büyük kısmı radyoaktif etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla kullanılmıştır.
Doğal zeolitlerin, iyon değiştirme ve adsorpsiyon kapasitelerinin yüksekliğinden dolayı mantar ve diğer bulaşıcı hastalıklara neden olan mikropları öldürücü ilaç taşıyıcı olarak kullanılmaları ve bunları zaman içerisinde toprağa geri vererek sağlıklı ürün eldesi için kullanımları da yaygın tüketim alanlarından biridir.
ZEOLİTİN BİTKİ YETİŞTİRME AMAÇLI KULLANIMLARDA
OLASI ETKİLERİ
► Zeolitin kompoze gübrelerde dolgu maddesi olarak kullanılmasıyla iki
yönlü fayda sağladığı belirtilmektedir. Bunlar;
1. Yavaş yarayışlı gübre olarak etkili olabilmesi,
2. Ürenin bozulması ile oluşan amonyağı kanallarına alarak
bakteriyel azotlama işlemini yavaşlatması, böylece amonyum ve nitratın
toksik etkisini önleyici fonksiyon üstlenmesidir (Mumpton, 1983).
Zeolitin belirtilen her iki özelliğinin de kaplı fidan üretiminin yapıldığı,
aşırı yağıştan ve fertigasyon yöntemiyle yapılan sürekli-yoğun besleme
tekniğine dayalı üretim sisteminden kaynaklanan bazı sorunlara çözüm
olabileceği düşünülmektedir. Yüksek su tutma özelliğine sahip yetiştirme
ortamında biriken aşırı su (yağmur ve gübrelemenin fertigasyon
yöntemiyle yapılıyor olması) nedeniyle fidan köklerindeki çürüme
olasılığına karşı zeolitin nem absorplama özelliği söz konusu çürüme
problemlerini azaltabilir. Ayrıca, yoğun gübrelemeden kaynaklanabilecek
bitkide zehir etkisi yapan besin maddelerinin tutulmasında rol
üstlenebileceği anlaşılmaktadır.
► Türkiye tarım topraklarının organik madde ve özellikle azot yönünden
yetersiz olduğu belirtilmektedir (Ertiftik, 1998) Zeolitin kumlu veya
organik maddece yoksun, açık alan ve dışarıdan beslemeye dayalı fidan
üretim sistemlerinde kullanılmasıyla; özellikle de yoğun gübreleme
rejimi uygulanan dışarıdan beslemeye dayalı üretim sisteminin
uygulandığı fidanlıklarda ciddi gübre tasarrufu sağlayacağı tahmin
edilmektedir. Japonya’da çiftçilerin azotlu gübrelere doğal zeolit
ekleyerek azotun topraktan yıkanmasına engel olmaya çalıştıkları
belirtilmektedir (Mumpton ve Ormsby, 1978). Kum ağırlıklı toprakları
olan fidanlıklarda zeolit kullanımıyla, su ve gübre ekonomisi dışında
ayrıca, kültürlerde kullanılan pestisitlerin toprak içerisindeki yararlı mikroorganizmalara, fidanlık çevresindeki su-karasal ortamdaki canlılara
olabilecek kirletici etkileri düşürücü yönde olumlu etkileri olabilecektir.
Organik maddece yetersiz topraklarda, kompostlaştırılmış organik
maddenin (ahır gübresi, tavuk dışkısı, çay kompostu vb.) toprağa
karıştırılması aşamasında topaklanmalar nedeniyle tarlaya
uygulanmasında güçlüklerle karşılaşılabilir. Yüksek nem ve koku içeren
bu kompostlaştırılmış organik maddenin koku ve nemine karşı büyük
oranda absorb özelliği olan zeolit kullanılabilir. Zeolit öğütüldükten
sonra kompost karışımına alınmasıyla koku ve nem büyük oranda
giderilerek, kompostların toprağa karışımındaki topaklanma bir ölçüde
ortadan kaldırılabilir. Böylece bu kompostların pazarlamasında
olabilecek olumsuzluklar da giderilmiş olacaktır (Ertiftik, 1998).
Aktive edilmiş doğal zeolitlerin katyon değiştirme özelliklerinden
yararlanılarak, bitkisel üretim alanında uygulamalar
gerçekleştirilmektedir. Zeolitler, toprakta kullanılan turba ve kum gibi
diğer maddelere kıyasla en yüksek katyon değiştirme kapasitesine sahip
olanıdır. Bu özellik sayesinde zeolit kullanımı topraktan besin
maddelerinin kaybını önleyerek söz konusu besin maddelerinin kontrollü
olarak salınımı ile en etkin bir biçimde gübre kullanımını sağlamaktadır.
Bu etki, kumlu topraklarda daha da belirgin hale gelmektedir (Kocakuşak
ve ark., 2001; Anonim, 2001c).
Zeolit kullanımı ile değişik toprak türlerinde yağmur suları veya sulama
sularıyla yıkanarak uzaklaştırılan NH4 iyonları, kaybedilmeden uzun
süreler toprakta muhafaza edilmekte ve bitkilerin NH4’ü etkin şekilde
kullanması sağlanabilmektedir (Kocakuşak ve ark., 2001; Anonim,
2001c).
► Ayrıca, zeolitlerin NH4 iyonunu tutmaları ile toprak tamponlanmakta
ve NH4 fazlalığının yaratabileceği sakıncalar da önlenebilmektedir.
Böylece aşırı gübre kullanımı önlenerek tasarruf sağlandığından çevre
kirliliği açısından daha emniyetli bir çalışma gerçekleştirildiği gibi,
gübrenin etkin kullanımı nedeni ile verim de artmaktadır (Kocakuşak ve
ark., 2001; Anonim, 2001c).
► Zeolitin nem absorblama ve desorblama özelliği; yüksek eğimli, fakirkumlu
topraklardaki ve kurak mıntıka ağaçlandırmalarında fidan performansını ve dikim başarısını artırıcı etki yapabileceği kanaatini
oluşturmaktadır. Söz konusu sahalardaki tüplü fidan harçlarında veya
dikim çukuru içerisine zeolitin belirli oranda karıştırılması nem
absorblama / desorblama fonksiyonunu aktif hale getirebilir.
► Yetiştirme ortamı olarak kullanılan perlit ve diğer volkanik kökenli
agregatlar gibi hafif, sıkışma ve ya aşınmaya dayanıklı olması yanında,
tüp içerisinde uzun süreli üretim periyoduna ihtiyaç gösteren orman ağacı
fidanlarında stabilitesi yüksek agregat kullanımı zorunludur
(Ayan, 1999). Buna cevap verecek agregat olarak; amaca uygun tür ve
tane boyutundaki zeolit akla gelmektedir .
► Zeolitin bünyesindeki Na iyonları nedeniyle toprakta alkaliliğe neden
olması pH’ın düşük olduğu fidanlık topraklarında (asidik toprak) pH’ı
dengeleyici/yükseltici etki yaparak ıslah edici bir rol üstlenebilir
SONUÇ VE ÖNERİLER
Zeolit, dünyadaki yaygın potansiyeliyle ZEOPONİX adıyla yeni bir
üretim tekniği ve sektörü haline gelmiştir. Türkiye’de ise bol ve ucuz
olarak temin edilebilmesi ve önemli bir hazırlık işlemi gerektirmeden
yetiştirme ortamı ve toprak düzenleyici olarak kullanılabilecek olmasına
karşın çok kısıtlı ölçüde faydalanılan bir mineral durumundadır. Çoğu
ekonomik, fiziksel ve kimyasal özellikleri, halen kullanılmakta olan
perlite ve diğer mineral bitki yetiştirme substratlerine yakın ve hatta daha
üstün özelliklere sahiptir.
Açık alan ve sera bitki yetiştiriciliğinde zeolitin kullanılmasıyla;
1. Besin maddeleri olan potasyum ve amonyumun kontrollü olarak ve
yavaş yavaş toprağa salınması,
2. Yanlış gübre kullanımından kaynaklanan NH4 zehirlenmesi ve bitki
yanmalarının önlenebilmesi,
3. Gübre olarak toprağa verilen NH4+’un yıkanarak yetişme ortamından
kaybolması başka yerlere taşınabilmesi ayrıca, çevre kirlenmesinin
azaltılabilmesi,
4. Yağış veya sulama rejimindeki yanlışlıklardan kaynaklanabilecek kök
çürümelerine karşı nem içeriğinin kontrolünde kullanılabilmesi,
5. Zeolit kullanımıyla, tarım bitkilerinde kalite ve verim özelliklerinin
artırılabilmesi,
6. Fidan üretimi ve hızlı gelişen tür plantasyonları için olası yoğun kültür
uygulamalarında; maliyette önemli girdi olan gübre kullanımında tasarruf
sağlayabilmesi belirli ölçülerde olanaklı görülmektedir.
Bu sebeple; Zeolitin Türkiye’deki potansiyeli dikkate alınarak geniş
kullanım alanları yanında, açık alan ve sera koşullarındaki fidan
üretimleriyle birlikte orman tesisi uygulamalarında ıslah materyali olarak
kullanılması düşünülmelidir.
Toprağa Zeolit İlavesinin Nitrifikasyon Üzerine Etkisi
Topraklara verilen azotlu gübrelerden yıkanma, amonyak seklinde buharlaşma vb. yollarla ortaya çıkan azot kayıpları ciddi bir tarımsal sorundur.
Bu durum pratikte bazı strateji değişikliklerine gereksinme gösterir. Gübre azot kayıplarının azaltılması için başvurulan yöntemler; gübre verme tekniği ve zamanlamanın doğru seçimi, yavaş serbest hale geçen azot kaynaklarının kullanımı ve nitrifikasyonun kimyasal olarak önlenmesini kapsamaktadır.
Diğer bir alternatif NH4+’un tutulmasını artırıcı çeşitli toprak ıslah materyallerinin kullanılmasıdır.Zeolit bu amaçla kullanılabilecek doğal ıslah materyalleri arasında önemli bir potansiyel kaynaktır.
Zeolitler hidrata alüminyum silikat mineralleridir. Mineralin kristal kafesinde su ve çeşitli katyonların (Na+,K+, Mg++, Sr++ ve Ba++) geçebildiği birbirine bağlı boşluklar bulunmaktadır. Geniş izomorfik yer değiştirme özelliği gösteren zeolit minerali bu özellikleri nedeniyle yüksek bir katyon değişim kapasitesi ve toprak çözeltisinde katyonların adsorbsiyonun da seçicilik özelliğine sahiptir. Mineralde divallant katyonlardan daha çok monovalant katyonlar ve özellikle NH4+’un alıkonulduğu kaydedilmiştir. Tarımda NH4+N’un NO3-N’na nitrifikasyonu, NO3-N’un yıkanarak kaybolması seklindeki azot kayıplarına neden olmaktadır.
Zeolit havalanma, su tutma ve su geçirgenliği gibi fiziksel özellikler yönünden çok elverişli bir ortamdır.
Zeolit kullanımı ile ilgili Araştırmalar ve sonuçları
Zeolit (Klinoptilolit), sahip olduğu yüksek katyon değişimi kapasitesi, su tutma özelliği ve adsorbsiyon özelliği ile mükemmel bir toprak düzenleyicidir.
Çin’de jeoloji enstitüsünün yapmış olduğu bir araştırmada, toprağa belirli oranlarda Klinoptilolite katılması ile çeşitli topraklarda yetiştirilen ürünlerde % 5.8 ile % 14.14 arasında verim artısı elde edilmiştir. Bu denemede patates, mısır, buğday gibi bitkilerin yetiştirildiği bildirilmektedir. Klinoptilolit’in yukarıda belirtilmiş olan özelliklerinden dolayı katyon değişim kapasitesi düşük olan hafif bünyeli topraklarda kullanılması ile toprağın su rejimini düzelttiği, bitki besin maddelerinin yıkanmasını önlediği belirtilmiştir.
Zeolit eklenmesinin ürünlerin yetişmesinde; nitrojen-potasyum-fosfor-kalsiyum iyonlarının toprakta yarayışlı zonda depolanmasında ve bitkiye aktarılmasında yardımcı olarak görev yaptığı, suyun daha iyi kullanılmasını sağladığı, kök çürümelerinden koruduğu, beslenmeyi arttırdığı belirlenmiştir.
Perlit, kum ve zeolit köklendirme ortamı olarak karşılaştırmalı olarak denenmiş ve zeolit ile köklendirmenin tartışılmaz olarak farklı olduğu görülmüştür.
Zeolit ile köklendirilen çiçek fidelerinin kök gelişimlerinin mükemmel, sağlıklı ve bol kök oluşumuna neden olduğu belirlenmiştir. Rusya’da yapılan değişik ürünler üzerindeki araştırma sonuçları Klinoptilolite kullanımı ile % 9 ile % 97 arasında ürün artışları sağlanmıştır.
Ayrıca buğday bitkisi üzerinde yapılan denemelerde (Sibirya’da) 50 kg/da Klinoptilolite ilavesi ile buğdayda ortalama verim % 18-36 artmıştır. Amerika’da Sardunya bitkisinde yapılan denemelerde, dönüme 40 kg Zeolit muadili eklenmesi ile bitkinin canlı ağırlıklarında % 30-40 arasında artışlar belirlenmiştir. Amonyum ihtiyacı % 50 oranında düşerken sardunya canlı ağırlık artısı % 10,7’e kadar (1.64 ton/ha), eter yağı ise % 10,1 oranında (6.31 kg/ha) artışlar göstermiştir.
Amerika’da Cornell Üniversitesinde yapılan denemelerde, seralarda toprağa Klinoptilolite ilave edilerek yetiştirilen domates, biber, salatalık, mısır, brokoli ve turp bitkilerinde % 20-40 arasında ürün artışları bildirilmiştir. Rusya’da seralarda domates yetiştiriciliğinde dönüme 40 kg Klinoptilolite ve mikro elementler (Mn, Zn, Mg 0.5 g/m2 ve Cu 0.3 g/m2) verildiğinde, % 30’a varan ürün artışları, meyve kalitesinde de (kuru ağırlık, şeker ve askorbik asit) artışlar sağlanmıştır. Aynı şekilde pamuk üzerinde yapılan araştırmalarda da önemli sonuçlar alınmıştır.
Gübreleme sırasında gübre miktarı kadar eklenen Klinoptilolite ile pamuk ürününde, dönümde 25-31 kg arasında ürün artışları sağlanmıştır. Bunun yanı sıra sap büyümesinde, dallarda, yumrularda ve tohumda artışlar sağlanmıştır. İtalya’da Zeolite muadili bir ürün ıspanak yetiştiricilişinde denenmiş ve çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.
Dönümde 50-100 kg Zeolite muadili ürün uygulanan ıspanakta, tohumların yerleşmesinde % 55’e varan artışlar sağlanmıştır. Ürün toplamında ise %25’lere varan artışlar gözlenmiştir.
Ayrıca ürünün, gübre ile birlikte veya ayrı olarak toprağa verilmesi durumları gözlenmiştir. Tohumdan fideleme döneminde sadece Zeolite muadili ürün uygulamasında fide oluşumu daha fazla gözlenirken, ürün yetiştirme evresinde ise gübre ile karıştırılarak verilmesi, sonuçlar üzerinde çok olumlu etkiler yapmaktadır. Sonuç olarak, dönüme en az 50 kg Klinoptilolite muadili ürün ilavesinin uygun olduğu belirtilmiştir.
Bulgaristan’da Zeolite kullanılan tarlalarda hiçbir ilaç kullanılmadan yalnızca sulama yapılmış ve bitki yetiştirilmesi süresince toprağın, patojenim organizmalarca ve zehirleyici kimyasallarca diğer tarlalara göre daha fakir olduğu belirlenmiştir. Özellikle mantari hastalıklarda çok büyük başarılar elde edilmiştir.
Zeolite muadili katılan seralarda m2’de 20-30 kilo domates, 17-20 kilo salatalık, 5-7 kilo kavun, 2-3 kilo çilek yetiştirilebilmiştir. Sulama miktarı hemen hemen yarı yarıya düşmüş ve ürünlerin olgunlaşma süresinde 2-14 gün kısalmalar saptanmıştır. Ülkemizde MTA Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü araştırmacılarınca yürütülen çalışmalar sonucunda; şekerpancarı ve fasulye bitkisinde toprağa yaklaşık % 15 civarında Zeolit ilavesi ile bitkilerin kontrol saksısına göre ürünlerde,
* Yağ ağırlıklarında % 25-30,
* Kuru ağırlıklarında % 30-40,
* Azot içeriklerinde ise % 40’a varan artışlar saptanmıştır.
* Kuru ağırlıklarında % 30-40,
* Azot içeriklerinde ise % 40’a varan artışlar saptanmıştır.
Araştırmacılar, bu durumun Zeolit’in toprağın fiziksel özellikleri üzerinde olumlu etkisinin yani sıra bitki besinlerinin yarayışlılığını arttırması ile açıklanabileceğini ortaya koymuşlardır. Ayrıca Avrupa’da yapılan araştırmalarda Zeolit’in ıspanak üretiminde su ve bitki besinlerinin yarayışlılığını arttırılıp, çıkış kolaylaştırdığı da belirlenmiştir. Zeolite eklenmesinin ürünlerin yetişmesinde;
* Azot-potasyum-fosfor-kalsiyum iyonlarının toprakta yarayışlı zonda depolanmasında ve bitkiye aktarılmasında yardımcı olarak görev yaptığı,
* Suyun daha iyi kullanılmasını sağladığı,
* Kök çürümesini azalttığı,
* Beslenmeyi arttırdığı belirlenmiştir.
* Suyun daha iyi kullanılmasını sağladığı,
* Kök çürümesini azalttığı,
* Beslenmeyi arttırdığı belirlenmiştir.
Özellikle buğday bitkisi üzerinde denemelerde, Sibirya’da 50 kg/da Zeolite muadili ilavesi ile buğdayda ortalama verim % 18-36 artmıştır. Bazı bakteri türleri özellikle yetersiz miktarda veya dağılımda oksijen bulunan topraklarda nitratı (NO3-) oksijen yerine ikame edip parçalamakta ve serbest kalan azotun gaz halinde topraktan yitmesine neden olmaktadır. Çeltik üretimi de su altındaki ve havasız koşullardaki topraklarda yapıldığından, bu bakteri türleri nitratin (NO3-) oksijenini kullanarak azotun yitmesine neden olmaktadırlar. Bu bakımdan azot kayıplarının yüksek olduğu çeltik üretiminde klinoptilolit kullanımı önem taşımaktadır. Yapılan araştırmalarda azot etkinliğinin % 50’den az olduğu çeltik üretim alanlarında, klinoptilolit kullanımı ile bu değerin % 63’lere kadar çıkarılabildiği görülmüştür (Minato, 1968). Zeolitin tarımda kullanım özellikleri, EBILTEM (Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi)’nin dikkatini de çekerek klinoptilolitin çeltik üretiminde kullanımının verim ve toprağın yapısına etkisinin saptanmasıyla ilgili bir projeye maddi destek vermiştir. Projenin bir yıllık sonuçlarına göre; araştırmada ele alınan çeltik çeşitlerine ait, tek bitki verimi genel ortalamasının klinoptilolit katkılı tavalarda daha yüksek olduğu, klinoptilolit uygulamasının verim öğelerinden kardeş sayısı ve bitkide dane sayısına etkisinin de istatistiği olarak önemli olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte, çiçeklenme süresinin klinoptilolit katkılı tavalarda 5 gün daha kısa olduğu belirlenmiştir. Bitkilere ait bayrak yapraklarda ve pirinç danelerinde yapılan makro-mikro elementlerin analiz sonuçlarında; değerlerin klinoptilolit kullanılan tavalarda daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Böylece klinoptilolitin söz konusu elementlerin kullanılabilirliği arttırdığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmadan elde edilen bir yıllık veriler ışığında klinoptilolit kullanımının çeltik dane verimi ve kalitesini arttıracağı anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili bir diğer araştırma, Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Toprak Laboratuar Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmiştir. Kızılçam (Pinus brutia Ten) fidanı yetiştiriciliğinde klinoptilolitin etkisi, farklı dozlar uygulanarak araştırılmıştır. Klinoptilolitin % 5 ve % 10 uygulamalarında, % 30 uygulamasına göre daha iyi sonuç alınmıştır. Yapılan çalışmada sonuç olarak, yastıkta yapılan kızılçam fidanı yetiştiriciliğinde, klinoptilolitin kumlu balçık bünyeli bir toprağa karıştırılmasıyla üretilen fidanların, morfolojik özelliklerinin ve beslenme durumunun kontrol grubuna göre daha üstün olduğu belirlenmiştir (Kilici ve ark., 2003.) Tarımsal mücadelelerde zeolitler ilaç taşıyıcı olarak da kullanılmaktadır (Anonim, 2004). Yüksek iyon değişim kapasitesine sahip doğal zeolitler aynı zamanda herbisit, fungusit ve pestisitler için etkin bir taşıyıcı görevi yapabilmektedirler. Doğal zeolitlerden klinoptilolitin çeltik tarlalarındaki yabancı otlarla mücadelede, herbisiditlerin taşıyıcı maddesi olarak kullanılması, diğer ticari ürünlerin kullanımına oranla iki kat etkili olduğu görülmüştür (Hayashizaki ve ark., 1973).
Doğal zeolit mineralleri, organik tarımda da kullanım olanakları bulmaktadır. Zeolit, topraktaki besin maddelerinin etkin bir şekilde kullanımını sağlayarak gübre kullanımı azaltmakta, bu yönüyle de organik tarımda kullanılabilir doğal katkı maddesi durumundadır
Kaynaklar:Derleyen By Eyyupk
Ahmet Ali ISILDAR
Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü,
Isparta-TÜRKIYE
Geliş Tarihi: 01.02.1997
Tr. J. of Agriculture and Forestry23 (1999) 363-368© TÜBITAK 363
Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü,
Isparta-TÜRKIYE
Geliş Tarihi: 01.02.1997
Tr. J. of Agriculture and Forestry23 (1999) 363-368© TÜBITAK 363