12 Kasım 2010 Cuma

Tere çeşitleri
























Çeşitleri

Turpgiller familyasından; bahçe teresi, çayır teresi, kış teresi, su teresi, yaban teresi, yerteresi gibi çeşitleri olan bir bitkidir. Tadı oldukça acı ve nahoş kokuludur.


Faydası :

İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler, öksürük söktürür. Bol miktarda idrar söktürür. Böbrekleri ve idraryollarını temizler. Karaciğer hastalıklarında faydalıdır. Safra ifrazatını arttırır. Grip ve soğukalgınlığının çabuk geçmesini sağlar. Cinsel istekleri kamçılar. Vücudun hastalıklara karşı direncini arttırır. Kansızlığı giderir. Kanı temizler. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sinirleri yatıştırır. Sigaranın zararlarını azaltır. Suyu, saç dökülmesini ve kepeklenmeyi önler.


Terenin İdeal Ekim Zamanı: Toprak ısısı 18 derece.
Terenin Çimlenme Süresi: 6 ila 10 gün
Dikim Sıklığı: Sıra arası 20cm. üzeri 2-3cm.
Terenin Ekim Zamanı: Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz
Terenin Derim (Hasat) Zamanı: Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım


Bahçeye, Saksıya Tere Nasıl Ekilir?


Tohum ekeceğiniz alanı belleyip, yüzeyini tırmık ile iyice inceltin.
Toprağa 20 cm. aralıklarla paralel cizgiler (sıralar) açın.
Hazırladığınız çizgilere, tohumları 1 ila 2 cm. aralıklarla döktükten sonra üzerini kapatıp, hafifçe bastırarak sıkıştırın.
Yapraklar tüketilecek iriliğe ulaşınca, bitkinin köklerini zedelememeye dikkat ederek makas veya bıçak ile günlük ihtiyacınız kadarını kopartın.

Şeytan Teresi
Diğer İsimleri : Hıthıt, Ase fetide, Asa foetida

Botanik Bilgi : İran, Suriye, Afganistan ve Horasan dağlarında yetişen Şeytanotu (Ferula asafoetida) adlı bitkinin köküne yapılan kesiklerden akan koyu bir maddedir. Sarı esmer renkli, yumuşak balmumu kıvamında reçineli zamktır.

Yetiştirildiği Yerler : İran, Suriye, Afganistan ve Horasan dağlarında yetişir.

Şeytan Teresi Faydaları..

- Bağırsak gazlarını giderir.

- Hazmı kolaylaştırır.

- Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.

- Balgam söktürür, isteri ve sinir hastalıklarında yatıştırıcı olarak kullanılır.



Kaz Teresi (Arabis)

ARABİS ( KAZ OTU, KAZ TERESİ ) YETİŞTİRİCİLİĞİ
Bilimsel Sınıflandırma
Alem: Plantae
Bölüm: Magnoliophyta
Sınıf: Magnoliopsida
Takım: Papaverales
Familya: Cruciferae
Cins: Arabis sp.
Genel Özellikleri
Arabistan orijinli bir bitki olduğu düşünülmektedir. Avrupa, Kuzey Asya ve Kuzey Amerika’da 100 kadar türü vardır. Ülkemizde 17 kadar türü doğal yetişmektedir. Çok yıllık bir bitkidir.


Çiçekleri salkım diziliştedir. Çiçeklerin rengi beyaz, kırmızı ya da sarı olabilmektedir. Erken ilkbaharda çiçeklenir. Yapraklar dip kısımlarda rozet şeklindedir. Yayılıcı bir bitkidir. Yabani otların arasında rahatlıkla yetişebilmektedir.
Üretimi
Tohum ve kökten ayırma yöntemi ile üretilmektedir. Yaprakları alaca olanların sadece tohumdan üretilmesi gerekir. Tohumlar ilkbaharda ekilir. Fide dikim zamanı ağustos – kasım aylarıdır. Fideler 25 – 30 cm aralıkla dikilir. Eğer eylül ayında tohum atılırsa ekim sonu kasım başı gibi fideler yerlerine dikilir ve nisan ayında çiçek açarlar. Çiçeklenme bittikten sonra uzun sürgünler dipten kesilerek budanır.
Ekolojik İstekleri
Hafif topraklardan hoşlanır. Her toprakta rahatlıkla yetişir. Fakir topraklarda bile gelişimini sürdürürler. Bol güneşli yerleri sever.
Peyzajda Kullanımı
Bahçede gruplar hâlinde, bordür kenarlarında ve kaya bahçelerinde kullanılır. İlkbaharda açan soğanlı bitkilerle uyum içindedirler.

Hızlı gelişim gösterdiklerinden kapatılması düşünülen yerler için uygundur.
Önemli Türleri
Arabis albida
Kafkasya, Küçük Asya ve Yunanistan’da doğal olarak bulunur. Ülkemizde Bursa, Amasya ve Kastamonu taraflarında doğal olarak görülmektedir. Alpina’ya benzer. Fakat daha alçak boyludur. 10 – 15 cm boy yapar ve daha sık yapılıdır. Toprak üzerinde bir halı konumundadır. Tek bir bitki kısa zamanda 45 cm çapında bir alanı kapatabilir.


Gümüşi gri yapraklı, yaprak kenarları ve uç kısımlara doğru büyük dişli veya parçalıdır. Çiçekleri beyaz, küçük ve sürgün ucunda salkım formundadır. Mart – nisan arasında açar. Bol ışıkta, kuru derince toprakta rahatlıkla yetişmektedir. Dikim aralığı olarak 15 – 20 cm olarak tavsiye edilir. Soğuk iklim bölgelerinde kış aylarında bitkinin toprak üstü kısmı ölür. Üretimleri çok basit olarak yaşlı bitkilerin ayrılması ile veya çelikle yapılabilir. Tohumla da üretilebilir.
Arabis alpina
Avrupa’da ve Kuzey Asya’da doğal olarak bulunur. 15 – 25 cm boylanır. Çiçekleri nisan – mayıs arasında açar. Çiçekler beyaz renkli, küçük ve salkım diziliştedir. Yaprakları gri ve tüylüdür. Yaprakların kenarları dişlidir.



Bol güneşli yerlerde, kuru ve hafif kumlu bahçe toprağında iyi yetişir.
Karşılaşılan Önemli Hastalık ve Zararlılar
Önemli bir hastalık ve zararlı problemi yoktur.
Kaynak :http://www.megep.meb.gov.tr



Kır Teresi
(Lepidium draba)

Iliman iklimlere dagilmis azotca zengin topraklari seven beyaz çiçekli bir bitkidir. Tohumlarıi acimsi tada sahiptir. Eski zamanlarda karabiber yerine baharat olarak kullanilmistir.Bitki halk arasinda haslanarak yara, sivilce ve çocuklarda isilige karşı kullanilmaktadıir.




LATİN TERESİ


Bir-Çok Yıllık
Latin teresi, Kapuzinerkresse, Tropaeoleum majus L.
Latin çiçeği
Peru teresi
Frank teresi
Salata teresi
Türk teresi
Aşk çiçeği
Büyük Latin teresi

Familyası: Latinteresigillerden, Kapuzinerkressengewâchse, Tropaeolaceae

Drugları: Latin tere otu; Tropaeoli herba
Latin teresinin Salatası yapılarak veya sade özel olarak veya suyu çıka-rılabilir, tentürü veya natürel ilacı yapılabilir.

Giriş: Latin teresi Güney Amerika’dan ilk defa 1684’de Hollandalı Bewerling tarafından getirilmiş ve kısa zamanda Avrupa, Afrika ve Asya ülkelerine yayılmıştır. Latinteresigillerin takriben 90 çeşidi mevcuttur ve bun¬lardan en çok tanınan ve kullanılan tür Büyük Latin teresi; Tropaeoleum majus adı ile anılan bu türdür. Ayrıca yöresel olarak Küçük Latin teresi; T.minus, Yumrulu Latin teresi; T.tuberosum (bunu kökleri yenir) ve Renkli Latin teresi;T. Tricolor’u sayabiliriz, fakat bizi bunlardan şimdilik sadece Büyük Latin teresi ilgilendirmektedir.

Botanik: Latin teresi yetiştiği iklime göre farklı şekiller alır, şayet Tür-kiye’nin kışı soğuk geçen İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Ana-dolu bölgelerinde ekilirse ancak bir yıllık ömrü olur. Eğer Akdeniz, Ege ve Marmara’nın sıcak bölgelerinde bir defa ekilirse bir daha ekilmesine gerek kalmaz ve buralarda boyu 5 metreyi bulabilir. Latin teresi bazen sürünen, bazen de tırmanabilen bir bitkidir. Yaprakları kalkan şeklinde büyüklüğü 5-25 cm çapında olabilir, kenarları hafif dalgalı, üst kısmı koyu yeşil, alt kısmı açık yeşil renkte üzerinde beyaz grimsi damarlar ortadan uçlara doğru uzanır ve 10-40 cm uzunluğunda içi sulu saplara sahiptir. Çiçekleri sarı, açık sarı, altın sarısı, açık kırmızı, kan kırmızı ve koyu kırmızı renkte 5 adet taç yapraktan meydana gelir. Üst dudakta 2, bunlar baklaya benzer, alt dudakta 3 adet ve bunlar küre, kalp veya yumurta şeklinde olabilir. Üstteki taç yaprakların dibinden uçlara doğru siyahımsı ışın dalgaları gibi çizgiler yayılır ve ortadan sekiz döllenme tozlukları bulunur ve de taç yaprağı kavrayan çan şeklinde kupa yap¬raklara sahiptir. Meyveleri 3 bölümden meydana gelir ve her bölüm 5-7 ayrı bölümden meydana gelir ve içinde küre şeklinde tohumlar bu¬lunur.

Yetiştirilmesi: Latin teresi Türkiye'nin hemen her yöresinde yetiştirilebilir ve hiçbir problem yoktur.

Hasat zamanı: Mayıs’tan Kasım’a kadar yaprak, çiçek ve sapları topla-narak taze salata olarak yenilebilir veya sıkılarak suyu çıkarılır ve alkolle veya sirkeyle karıştırılarak muhafazası temin edilir. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mah-zurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.

Birleşimi: Otunun birleşimindeki maddeleri önemine göre söyle sırala-yabiliriz;
a) Glucosinolatlar %0,08-0,1 oranında olup en önemlisi ana madde Glukotropaeolin (=Benzilglikosinolat) %90 oranında olup onu çok az miktarda olan diğerleri takip eder; 3-Hydroxybenzylglikosinolat, 4-Hyroxybenzyglikosinolat ve 4-Methoxybenzylglikosinolat
b) Eter yağ türevleri (Uçucu yağ türevleri) %0,03-0,08 oranında olup en önemli bileşiği; Benzylisothiocyanat (=Bentiizotiosiyanat=Benzil hardal yağı) olup takriben Eter yağının %90’ını oluşturur. Uçucu yağlar Glucotropaeolin’in parçalanması ile veya damıtılması sonucu ortaya çıkar.
c) C-vitamini yüksek oranda olup, takriben 100 gr Latin teresi 100-150 mg C-vitamini içerir.
d) Polisakkaritler içerir. bunlardan en önemlisi; Amyloit olup bu da β-O-Galaktozlar ve Xykozlardan meydana gelir.
e) Karotinoitlerden; Lutein, Zeaxanthin, α-β ve γ-Karotinler
f) Enzimlerden; Myrosinazlar, β-Glukosinazlar ve γ-Galaktozidazlar içerir.
g) Flavonitlerden; Quercetinglikozit türleri, Isoquercitrin (=Quercetin-3-O-Glikozit), Kâmpferolglikozit, Cynanidinglikozit ve Pelargonidinglikozit içerir.
h) Minerallerden; Kükürt, Iyot, Potasyum, Kalsiyum ve Magnezyum içerir.
II) Tohumlarında yüksek oranda Erukaasit %50, Ericosenasit %25, Oleikasit %12 ve Linolasit %5 içerir.

Tesir şekli: Antibiyotik (mikropları yok edici), antibakteriyel, antivi¬rüs-tatik (virüsleri zararsız hale getirici), antimikostatik (mantarların gelişimini önleyici), iltihapları önlyeici, kanı temizleyici, vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici ve hafif müshil yapıcı.

Araştırmalar:
1) Prof.Dr.A.G.Winter ve arkadaşı Willeke 1952’de yaptıkları araştır¬ma¬lar sonucunda Latin teresinin mikropları öldürücü bitkisel bir antibiyotik olduğu tespit edilmiştir. (NP.146)
2) İnsanlar ve fareler üzerinde yapılan araştırmalarda Latin teresinin birleşimindeki Benzylglikosinolat’ın Benzylisothiocyanat’a dönüştüğü ve antibiyotik, antiviral, antimikostatik özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir. (ZP.6.95.359)
3) Marion von Schönaich-Carolath-Karl Bademcik iltihaplanması (ton¬silit), Boğaz iltihaplanması (farenjit), Gırtlak iltihaplanması (larenjit), Lenf bezi şişmesi ve bronşitli çocuk hastalıkları üzerinde Latin teresi hapı ile yaptığı tedavi ile büyük başarı elde etmiştir. Latin teresinin pe¬ni¬silin gibi enfeksiyona karşı etkili bir antibiyotik olduğu ve pe¬ni¬silinde olduğu gibi yan tesirinin de olmadığı ispatlanmıştır. (Nhp.12.97.2026)
4) Halbeisen yaptığı araştırmalarda Latin teresinin Beyaz kan hücre¬lerinin (Akyuvarlar) sayısını arttırdığı, ateşi düşürdüğü ve gribi önlediği tespit edilmiştir ve de Wicher yaptığı araştırmalarda Latin tere¬sinin idrar yollarındaki enfeksiyonu önlediğini tespit etmiştir. (NP.1476)

Kullanılması: Araştırmalara göre; Latin teresine bitkisel antibiyotik de diyebiliriz. Bu bitkiden elde edilen Latin teresi suyu, ekstresi ve hapı başta; bademcik iltihaplanması (tonsilit), boğaz iltihaplanması (farenjit), gırtlak iltihaplanması (larenjit), lenf bezi şişmesi, bronşit,, kulak iltihap-lanması, böbrek ve mesane iltihaplanması gibi bulaşıcı enfeksiyon has¬ta-lıkları ve gribe karşı kullanılır. (H.HB.VI.1008). Halk arasında cinsel gücü arttırıcı, saçları kuvvetlendirici, skorbüte karşı immün sistemi kuvvetlen-dirici olarak kullanılır.

Açıklama: Bilindiği gibi kimyasal antibiyotikler bir süre sonra bakterilere karşı etkisini kaybetmekte ve bakteriler ve virüsler antibiyotiklere karşı direnç kazanmaktadırlar (rezistant). İşte antibiyotikler bakterilere ve virüslere karşı etkisini zamanla kaybetmektedir. Bu nedenle sürekli yeni kimyasal antibiyotikler üretilmek zorundadır, oysa bitkisel antibiyotikler her zaman aynı derecede etkilidir.

Çayı: Latin teresinin çayı içilmez zira Latin teresi kurutulacak olursa birleşimindeki etkili maddelerin özellikleri kaybolur ve etkisini yitirir.

Ekstreler: Latin teresinin damıtılması ile birleşimindeki Benzylglukosi¬nolat, Benzylisothicyanat’a dönüşür ve en etkin madde ortaya çıkar.

Sirkesi: Latin teresi otu (yaprağı, çiçeği ve sapı) ince kıyıldıktan sonra bir şişeye konur ve üzerine kaliteli sirkeden doldurulur. 4-6 hafta sonra süzülerek Latin teresi sirkesi elde edilir. Bu Latin teresi sirkesinden gün¬de 3-4 defa bir yemek kaşığı alınır.

Homepati’de: 500 gr Latin tere otu ince ince kıyılarak bir şişeye dol-durulur ve üzerine %70’lik 500 ml Alkol (etanol) ilave edilir. Güneş ışın-larından uzakta 4-6 hafta muhafaza edilir ve iki günde bir çalkalanır. Bu süre sonunda süzülerek Homeopati’de <> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 30-50 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Şayet Latin teresi mikser ile sıkılıp suyu çıkarıldıktan sonra bir kısım Latin teresi suyu bir kısım Alkol (etanol) ile karıştırılır ise daha pratik olur.

Yan tesirleri: Tarife uyulduğunda bilinen bir yan tesiri yoktur fakat aşırı derecede yenirse mide ağrısına neden olabilir.


Adi su teresi özellikleri
* 4-5 çeşit tohumu vardır.
Adi su teresi (kardeme tohumu) faydaları
* Sırt ağrılarına, sancılara iyi geldiği gibi, yakısı da siya tiğe iyi gelir.
* Kulunç ağrıları için 10 gr. İçilir.
* Öksürüğe iyi gelir.
* Mide ve karaciğerin işlevini artırır, dalak için balla ya ki yapılırsa iyi gelir.
* Erkeklik kuvvetini, şehveti ve meniyi arttırır.
* Zeytin ile beraber yenmesi ishal, kavrulup yenmesi ise
kabızlık yapar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Yaptığınız için teşekkürler.Şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şeyi gayesiz, nizamsız göremezsin. Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.