1. Ekonomik Önemi, Anavatanı ve Yayılma Alanları
Havuç ülkemizde belli alanlarda önemli miktarlarda üretilip tüketilen bir sebzedir. Ülkemizin havucun anavatanı oluşu bu bitkinin Anadolu insanınca çok eskiden beri iyi tanıması ve değerlendirilmesine imkan vermiştir. Nitekim 1998 yılı istatistiklerine göre ülkemizde 240.000 ton havuç üretilmektedir. Bu üretim miktarı havucun sebze üretimimiz içinde önemli bir yeri olduğunu ortaya koymaktadır.
Havuç üretiminin gelişimine bakıldığında en büyük üretimin Avrupa ülkelerinde olduğu görülmektedir. Ülkemizde havuç kışlık bir sebze olarak algılanıp üretilirken Dünya ülkelerinde havuç her mevsimde tüketilen bir sebzedir. Ayrıca havuç ülkemizde turşu haricinde hiç konserve edilmezken Avrupa ülkelerinde konserve edilmiş olarak büyük miktarlarda tüketilir.
Havuç üretimi dünya üzerinde geniş alanlara yayılmıştır. Üretimin çok büyük bir bölümü kuzey yarı küresinde yoğunlaşmıştır.
Bugün dünyada üretilen havuçların hemen tamamına yakın kısmı portakal renkli olup, Hindistan’da kırmızı havuçlar üretilmektedir. Sürekli odun ve soymuk dokusunda maksimum karotenoid içeren çeşitlerin seçimi yönünde bir gelişme vardır. Mor havuçların içermiş olduğu renk maddelerinin konserve suyuna kötü bir görünüm kazandırması nedeniyle bu havuçlar sadece taze tüketim amacıyla üretilir olmuştur.
2. Morfolojik Özellikleri
2.1. Kök
2.2. Gövde
2.3. Yaprak
2.4. Çiçek
2.1. Kök
Havuçların çok büyük bir bölümünde yenen kısmın tamamı kazık kökten, bazı çeşitlerde sadece hipokotilden bazı çeşitlerde ise yenen kısmın bir parçası kazık kökte, bir kısmı da hipokotilden oluşmaktadır.
Havuçun şekli çeşitlere göre büyük değişiklik gösterir. Bu nedenle havuçta kök, kök özelliği, kökün gelişmesi ile ilgili devreler ve devrelerdeki çevre faktörleri üretimde olağanüstü önem taşır. Havuç herhangi bir şekilde zarar görmediği ve toprak şartları uygun olduğu zaman 70-80 cm kadar derinlere gidebilen bir kazık kök yapısına sahip olmakla birlikte bazı havuç çeşitlerinde 40-50 cm gibi derinliklerde kalır.
Havuşta tohum çimlenmesinden sonra kök gelişmeye başlar. Kök başlangıçta sürekli olarak boyuna büyür. Enine gelişme belli belirsiz denecek kadar az olur. İşte havucun bu gelişme dönemine birinci gelişme dönemi denir. Bu dönemde havucun gelişmesine herhangi bir şekilde çevre faktörü olumsuz bir etki yapacak olursa kökün kısa kalmasına ve eğri gelişmesine neden olur. Taşlı topraklarda havuç yetiştirilirse bu devrede kök taşı dolaşarak yanlardan uygun bulduğu bir taraftan büyür. Bu eğri büyüme kök gelişmesi devam ettikçe daha belirginleşerek havuç hasadına kadar devam eder. Birinci gelişme döneminde meydana gelecek kuraklık havuç boyunun kısa kalmasına neden olur. İster birinci ister ikinci gelişme döneminde meydana gelen olumsuz iklim faktörleri çeşidin kök gelişmesine ve havuç şekline etkili olarak çeşidin gerçek özelliklerini ortaya koymamasına neden olur. Bu nedenle çeşitlerin karşılaştırılması ve ıslah çalışmalarında çalışmanın yapıldığı yılların çevre faktörlerinin değerlendirmede birinci derecede rol oynadığını, olumsuz etkilerin yanlış değerlendirmelere yol açacağını dikkate almak gerekir. Özellikle çevre faktörlerinin olumsuz etkilerinin belirgin olduğu yıllarda tohum firmaları ile üreticiler arasında büyük anlaşmazlıkların olduğu görülür.
İkinci kök gelişmesi döneminde kök artık depo organı gelişmeye başlar. Boyuna gelişme hemen hemen tamamen durmuş olup kök hızlı bir enine gelişme gösterir. Bu dönemde meydana gelecek düşük sıcaklıklar, yetersiz güneşlenme ve besin maddesi eksiklikleri havuçta yenen kısmın ince kalmasına karotenoidlerce fakir olmasına, renginin sarı renge doğru kaymasına neden olur. Havuç çeşidi kendi havuç özelliklerini kazanamaz. Havuç üzerinde oluşan yan köklerin fazlalığı kaliteyi düşürür, yıkamayı zorlaştırır. Havucun silindirik yapısını bozar. Havuç kökünün çatallaşması da istenmez. Aslında yan kökler havuçtan fazla uzaklaştırılmadan büyümelerini dikine yaparlar.
Havuçta yenen kısım iki dokudan oluşur. Bunlardan birincisi havucun dış kısmında yer alan üzerinde yan saçak kökleri taşıyan soymuk doku, ikincisi ise havucun iç kısmında yer alan odun dokusudur. Soymuk doku daha çok renk maddesi ve vitamin içerir ve daha gevrek yapıdadır. Yan kökler bu dokunun içinden dışarıya çıkarlar. Bu dokunun havucu oluşturan dokular içinden fazla miktarda olması yönünde çalışılır.
Odun dokusu ise daha az renk maddesi içerir, daha açık renklidir. Daha sertlik, yeme esnasında zorluk yaratır, pişme sonrasında soymuk doku içinde farklı rengi ile dikkati çeker. Odun dokularda renk maddeleri birikimine az olur.
2.2. Gövde
Havuç gövdesi havucun hemen üst kısmında oluşan bir rozet yapısındaki yaprakların orta kısmından 2. Yılda gelişir. Çeşide, bakım ve iklim şartlarına bağlı olarak 150-160 cm’ye kadar boy alır ve gövdenin ucu bir çiçek şemsiyesi ile son bulur. Gövde üzerinde aşağıdan yukarıya doğru biraz küçülerek devam eden yapraklar yer alır. Yaprak koltuklarından birincil, bunun üstünden ikincil, ikincillerin üstünden de üçüncül yapraklar ve çiçek demetleri oluşur.
Gövde yan dalların uç kısmından bir şemsiye ile son buluır. Gövde boyuna çizgili ve tüylüdür. Tipik havuç kokusu taşır. Bitkinin gövdesi dayanıklı yapıdadır. Desteğe gerek kalmadan çiçek şemsiyelerine ve tohumlarını rahatlıkla taşır.
2.3. Yaprak
Havuç çok bol miktarda yaprak meydana getiren bir bitkidir. Vegetatif kaldığı 1. Yılda çok yoğun yaprak meydana getirir. Yaprakları 40-50 cm kadar boy alır. Bitki ikinci yılda gövdesi üzerinde bol miktarda yaprak meydana getirir.
Yapraklar bileşik yaprak olup ince iğne şeklindedir. Yapraklar genelde tüylü ve üst kısımları parlaktır. Yaprak saplarıda tüylüdür. Yaprak rengi açık yeşilden koyu yeşile kadar değişir. Hatta mum tabakası taşıyanlarda gri yeşil renkte olabilir.
Geç gelişen yüksek verimli çeşitlerde yaprak miktarı erkenci çeşitlere göre daha fazladır.
2.4. Çiçek
Havuç bitkisi ikinci yılda çiçeklenme gösterir. Çiçekleri şemsiye şeklindedir. İlk çiçeklenme bitkinin en üst kısmındaki ana şemsiyede başlar. Şemsiyeler birincil-ikincil-üçüncül ve dördüncül olmak üzere gruplar haline oluşurlar. Bu oluşum sırasına göre büyüklük kazanırlar. En iri şemsiye birincil şemsiyedir. Daha sonraki gruplarda şemsiye küçülür. Şemsiyelerde çiçeklenme meyve bağlama ve tohum olgunlaştırmada bu sıraya göre oluşur. Her şemsiye dıştan içeriye doğru dizilmiş yüzlerce çiçek sapını ve çiçeği taşır. Başlangıçta bir kadeh gibi uç kısmı kapalıu olan bu şemsiye çiçekler olgunlaşınca açılmaya başlar. Çiçeklerin tamamının açılması safhasında başlangıçta yere dik olan çiçek sapları yere paralel bir hal alır. Yere paralel hal alan çiçek sapları üzerindeki çiçeklerde beyaz renkli yaç yapraklar açarlar. Çiçekte 5 adet taç yaprak bulunur. Bu taç yapraklar genellikle beyaz renkte olmakla birlikte bazı çeşitlerde şemsiyenin iç kısmında ter alan taç yapraklar açık mor renkte olabilmektedir.
Çiçekler erselik yapıda olmakla birlikte aynı şemsiye üzerinde iç kısımlarda yeralan çiçeklerden önemli bir bölümünün sadece erkek organları gelişmiştir. Dıştan içe doğru sadece erkek organı gelişen çiçeklerin yüzde oranı artmaktadır. Bir bitki üzerinde sadece dişi organlı sadece erkek organlı veya erselik çiçeklere rastlanabilmektedir.
Döllenme pek çok böceğin ve sineklerin yardımı ile olur. Çiçeklerde yüksek oranda protandri görülür. Tepecik reseptif hale gelinceye kadar bütün polen tozu keseleri patlayarak tozlarını dökmüş olurlar. Havuçta kendine kısırlık tespit edilmemiştir. Bir bitkinin farklı çiçekleri birbirini kolayca döller ve tohum elde edilebilir. İzolasyon mesafesi en az 500 m olarak verilmelidir.
3. Tohum ve çimlenme özellikleri
Meyve iki parçalı bir yapıdadır. Bu iki parça tohumun olgunlaşması fazında birbirinden orta kımı açılarak ayrılırlar. Uç kısmları ise halen bitişik durumdadır. Meyve yaprağı tohumun üzerinde yer alır ve tohum bir zar tarafından sarılır. Tohumların üzeri boyuna çizgilidir ve bu belirgin çıkıntılar üzerinde tohumların birbirine yumak şeklinde sarılmasına neden olan tüyler taşırlar. Tohumların uç kısımlarındaki tüyler daha uzundur ve tüylerin uç kısımlarında birbirine yapışıp yumak yapmayı kolaylaştıracak şekilde çengellidir. Tohumlar 2-4 mm uzunluğunda ve 1-1.5 mm enindedir. Tohumlarda irilik ilk şemsiyeden diğer şemsiye gruplarına doğru küçülmektedir. 500-800 adet tüyü alınmış tohum 1 gr gelir. Tohumlar iyi muhafaza edilirse çimlenme gücünü 3-4 yıl korurlar. Tüyler tohum ağırlığının %20-30 kadarını oluşturur. Tüyleri ovulmamış tohumların ekimi büyük problemler yaratır. Zira tüylü tohumlar birbirine yapışarak bitkilerin ekim sıklıkları bitki gelişmesi ve kaliteli ürün elde etmede olumsuz rol oynar. Hasat edilen tohumlar hemen ekilebilirler. Tohumlar dinlenmeye ihtiyaç duymadan çimlenirler.
4. Yetiştirilme istekleri
4.1. İklim isteği
4.2. Toprak isteği
4.1. İklim isteği
Havuç bir serin iklim sebzesidir. Özellikle çimlenme ve sonrasındaki erken dönemde soğuklara karşı dayanıklı olması nedeniyle serin bölgelerimizde erken ilkbahar aylarında ılıman bölgelerimizde ise kış aylarında rahatça yetiştirilebilmektedir. Havuç yetiştiriciliğinde yağış ve nem çok olumlu etki yaparsa da sürekli yapış üretimi zora sokar, verim azalmasına neden olur.
Sıcaklık havuçta renk oluşumuna olumlu etki yapar. Soğuk ve yağışlı geçen üretim sezonlarında açık renk havuç elde edilir. 10-15 °C’lik sıcaklıklarda oluşan renk tatmin edici bir havuç rengi olmaz. Sıcaklık kök oluşumuna doğrudan etkili olup yüksek sıcaklıklarda havuç boyukısa kalır. Düşük sıcaklıklarda ise havuç boyu çeşit özelliğini gösterse de bu defa renk ve havucun çapı kötü yönde gelişir. Daha uzun ve açık renkli havuçlar meydana gelir. Toprak rutubeti de havuç gelişmesine etki ederse de etkisi sıcaklığın etkisi kadar olmaz. Özellikle kuraklıkta yüksek sıcaklık ve rutubetle düşük sıcaklık birleşirse havuç üretimimi olumsuz yönde etiler. En iyi gelişme 20°C civarındaki sıcaklıklarda olur. Sıcak bölgelerde yapılan ilkbahar üretiminde bitkilerin önemli bir bölümünün yeterli büyüklükte havuç oluşturmadan generatif faza geçerek çiçeklendiği görülür.
4.2. Toprak isteği
İklim istekleri açısından seçici olan havuç toprak istekleri bakımından da seçici bir bitkidir. Havuç üretiminin başarısında toprak yapısının önemli bir etkisi vardır. Toprağın yapısı toprağın derinliği toprakta köklerde zarar yapan zararlılardan bulunup bulunmadığı başarıyı etkiler. Hafif bünyeli topraklarda havuç üretimi uygun besleme ve bakım şartlarında çok iyi sonuç verir. Böyle topraklarda kültürel işlemler çok kolay ve ekonomik olduğu gibi elde edilen üründe yüksek kaliteye ulaşılır. Havuç derin bünyeli, serin, besin maddelerince zengin iyi işlenmiş toprak ister. İmparator grubu havuçlar derin bünyeli, killi kumlu topraklarda başarıyla üretilirler. Uygun çevre koşullarında killi topraklarda üretilen havuçlarda yüksek verime ulaşılabilmektedir. Ancak killi topraklarda üretilen havuçlarda yıkama önemli zorluklar çıkarır. Bu nedenle bu topraklarda yetiştirilen havuçlar konserve endüstrisinde kullanılır.
Taze olarak değerlendirilecek olan sofralık havuç üretimi ve erkenci havuç üretimi için hafifi karakterli topraklar tercih edilmelidir.
Toprak pH’sı havuç yetiştiriciliği açısından önem taşır. Havuç yüksek asitliğe karşı hassastır. pH 6-6.5 arasında değer taşıyan topraklar havuç yetiştiriciliği için ideal topraklardır. Toprak pH’sı 5’in altında olmamalıdır.
5. Yetiştirilme Şekli
5.1. Toprak hazırlığı ve ekim
5.2. Bakım işleri
5.3. Gübreleme
5.4. Sulama
5.5. Tarımsal Savaşım
5.1. Toprak hazırlığı ve ekim
Havuç yetiştirilmesinde toprak özelliklerinin başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden birisi olması nedeniyle yetiştirme yapacağımız tarlayı çok iyi incelemeli ve havuç yetiştirmeye uygun olduğunu tespit etmeliyiz. Ağı killi topraklardan toprak zararlılarınca bulaşık topraklardan özellikle de nematod ve tel kurdu bulaşık topraklardan mutlaka kaçınılmalıdır. Böyle topraklarda havuç üretimi son derece yanlış olur.
Havuç tohumlarının geç çimlenmeleri nedeniyle yabancı otlar hızla gelişerek yeni çimlenmekte olan havuç bitkilerinin gelişmesini yavaşlatır ve üzerini örterler. Bu nedenle seyreltme ve çapalama işlemleri de zorlaşır. Tarla seçiminde yabancı ot faktörüde çok büyük önem taşır.
Bütün bu hususlar dikkate alınarak havuç ekilecek toprağın çok iyi işlenerek ekime hazırlanması gerekir. Havuç tohumlarının küçük oluşu, geç çimlenmesi gibi özellikleri nedeniyle toprak inceltilerek tohumun toprakla temasının tam olması sağlanmalıdır.
Ekim dikkatli bir şekilde hazırlanarak inceltilen toprağa mibzerle yapılmalıdır. Ekim derinliği 2.5-3 cm olmalı bir dekar alana 600-800 gr tohum atılmalıdır. Ekilecek tohum miktarı sıra arası mesafesi olarak 25-30-40 cm’lik aralıklar verilir. Sıra üzeri seyreltme mesafesi ise 5-12 cm arasında değişir. Havuç tohumunun 10 °C’nin üzerindeki sıcaklıklarda çimlendiğini görüyoruz. Toprak sıcaklığı bu seviyenin altında ise tohum çimlenmez çimlenme süresi yeterli sıcaklık oluşuncaya kadar uzar. Havuç ekiminden sonra meydana gelerek kaymak bağlama da çimlenmeyi önemli ölçüde kötü yönde etkiler. Havuç tohumu zarar görmeden uzun süre toprakta kalabilir ve şartlar uygun olunca çimlenir. Bu uzun çimlenme süresi içinde yoğun yabancı ot gelişmesi olur. Yabancı ot çimlenme ve gelişmenin önüne geçmek için ekim sonrasında çimlenme öncesi yabancı ot ilacı kullanmak başarıyı arttırır.
5.2. Bakım işleri
Çimlenme tamamlandıktan ve bitkiler 2-3 hakiki yapraklı olduktan sonra sıra üzerinde seyreltme yapılır. Çeşit özelliğine bağlı olarak sıra üzeri mesafeleri ayarlanır. Ancak bu seyreltme döneminde tarlada alıkonulacak bitkilerin köklerinin zarar görmemesine özen gösterilmelidir.
Seyreltme işçiliği önemli bir maliyet yükler. Bunun önlenmesi için ekimin pnömatik mibzerle, seyreltme sıklığında ve çimlenme güvü yüksek tohumla yapılması gerekir.
Seyreltme işleminden sonraki bakım işleri kaba otların elle alınması düzenli sulama ve mücadele işlerinden oluşur.
5.3. Gübreleme
Havuç yetiştiriciliğinde azot yanında potasyum da büyük önem taşır. Bu iki besin elementi verim ve kaliteyi önemli ölçüde etkiler. Bitki nitrat formunda azotu tercih eder.
Potasyum ise havuçta şeker oranını arttırır. Havuç özellikle çimlenme ve gençlik döneminde tuza karşı son derece hassastır. Ekimle birlikte gübre verme bu nedenle yanlış olur. Böyle bir uygulama çimlenme aksaklıklarına yol açar. Sıralarda boşluklar oluşur. Havuç yetiştiriciliğinde organik gübreler tercih edilmeli, erken dönem de yoğun inorganik gübreden kaçınılmalıdır. Toprakta tav nedeniyle gübreleme ekimden bir hafta evveline kadar yapılmamışsa gübre vermeden ekim yapıp çimlenme tamamlanıp bitkiler 2-3 yapraklı olduklarında gübreleme yapmak daha doğru olur. Dekara 8-10 kg saf azot, 8-9 kg fosfor ve 12-16 kg potasyumlu gübre hesaplanarak ekimden en az iki hafta önce toprağın 10-15 cm derinliğine karıştırılmalıdır. Azotun yarısı ekim öncesinde diğer yarısı da bitkiler 3-4 hakiki yapraklı olduklarında uygulanırsa yıkanma yoluyla kayıp azalır.
5.4. Sulama
Düzenli sulama havuçta kök gelişiminin primer ve sekonder de çok önemlidir. Primer dönemdeki susuzluk havuç boyunun kısa kalmasına, sekonder dönemdeki susuzluk havucun yeterli ölçüde kalınlaşmamasına ve ayrıca düzensiz sulama isse havucun çatlayarak pazarlanamaz hale gelmesine neden olur. Bu nedenle havuç yetiştiriciliğinde sulama başarıyı en çok etkileyen faktörlerden birisidir.
5.5. Tarımsal Savaşım
Havuçlarda zarar yapan hastalıkları Botrytis, Rhizoctonia ve havuç mildiyösü (Plasmopora) olarak verebiliriz. Havuç yetiştiriciliğinde karşılaşılan önemli zararlılar ise Havuç sineği, Nematodlar ve köstebeklerdir. Yetiştiricilikte bu zararlılara karşı mutlaka önlem almak gerekir.
Havuç yetiştiriciliğinde münavebe de büyük önem taşır.
6. Olgunluk, Hasat ve Depolama
Havuçlarda olgunluk havucun çeşit özelliklerini kazandığı tarihten itibaren başlar ve hasat birkaç hafta sürebilir. Daha erken dönemde hasat edilen havuçlar cılız kalırlar, renkleri açık olur ve düşük düzeyde şeker içerdikleri için yeterince tatlı olmazlar. Çiğ olarak değerlendirilen sofralık havuçlarda hasat bu nedenle olgunlaşma tamamlanmadan yapılmamalıdır. Ancak pazarda boşluk varsa bunu doldurmak amacıyla havuçlar olgunlaşmasını tamamlamadan da hasat edilebilir. Havuçlarda olgunlaşma süresi çeşide göre değişir, erkenci çeşitlerde 8-10 hafta, Nantes gibi orta çeşitlerde 12 hafta, geç çeşitlerde 16-18 haftada hasat olgunluğuna ulaşılır.
Hasat, yetiştirilen çeşide, yetiştirme alanının genişliğine ve pazarlanacak havucun miktarına göre elle veya makineyle yapılır. Sofralık havuçlar birkaç adedi bir demet yapılarak yaprakları ile veya söküldükten sonra yaprakları kesilerek torbalar içerisinde pazarlanırlar. Söküldükten sonra uzun süre kapalı kaplar içinde muhafaza edilen havuçlarda açılaşma görülür. Bu nedenle uzun süreli muhafaza zorunlu ise havuçların temizlenerek dere kumu içinde serin bir ortamda muhafaza edilmesi gerekir.
Muhafaza sıcaklıkları sıfırın üzerindeki 3-50C’lik sıcaklıklardır. Söküldükten sonra muhafaza edilmesi düşünülen havuçlarda hasatın tam olgunlaşama gerçekleştikten sonra yapılması ve hasat sırasında havuçların yaralanmamasına özen gösterilmesi gerekir.
7. Verim
Havuçlarda verim çeşide, ekim sıklığına ve hasat zamanına göre değişir. Orta erkenci çeşitlerde dekara verim 2.5-5 ton, geçci çeşitlerde ise 3-4 ton arasında değişir. Çok başarılı yetiştirmelerde bu değerler her iki grupta da 1 ton daha yüksek olabilir.
8. Tohum Üretimi
Ülkemiz havuç tohumu üretimi için son derece elverişli ekolojik şartlara sahip olan ender ülkelerden birisidir. Ülkemizin bu avantajlarını kullanarak dünyada havuç tohumu üretiminde söz sahibi ülkelerden birisi olabiliriz.
Standart çeşitlerde tohum üretimi için önce pazarlanabilir özelliklere sahip havuçlar üretilir. Bunlar içersinden çeşit özelliklerini taşımayanlar seçilip ayrılır. Diğerleri kışı hafif d geçen yerlerde hemen tohumluk parseline 70-80cm sıra arası, 30 cm sıra üzeri mesafelerde havuçların üst kısmında 2-3 cm’ lik yaprak sapı kalacak şekilde traş edildikten sonra toprak yüzeyine 2-3 cm kalacak derinlikte dikilirler. İlkbaharda gelişen havuç başlangıçta yaprak, daha sonrada gövde ve çiçek özelliklerinde anlatıldığı şekilde gövde ve çiçek demetlerini geliştirerek tohumlarını olgunlaştırır. Havuç tohumu üretiminde potasyumlu gübreler başarıyı arttırır. Havuçlarda çiçek şemsiyeleri kademeli olarak meydana geldiği gibi tohumların meydana gelmesi ve olgunlaşmasıda kademeli olarak olur. Bu sebeple hasadın tohumlarını olgunlaştıran şemsiyelerin hasadı şeklinde kademeli olarak yapılması gerekir. 8-10 cm uzunluktaki sapı ile hasat edilen şemsiyeler gölge havadar bir yerde kurutularak harmanlanır. Bir dekar alandan 80-100 kg arasında tohum alındığı belirtilmektedir. Tarafımızdan yapılan çalışmalarda ise Manisa-Muradiye şartlarında Nantes grubu havuçlarda 1 dekar alandan 130 kg tohum elde edilmiştir. Bu değerler havı alınmamış tohumu ifade etmektedir. Havuçlarda ilk çiçeklerle ondan sonra meydana gelen çiçek gruplarından oluşan tohumların iriliklerinin farklı oluşu nedeniyle bu tohumlar kalibrasyona tabi tutulmadan eklenirlerse çimlenme farklılıkları oluşur. Bu durum üretimde başarısızlıklara yol açar. İşte bu sebeple hasat edilen tohumların hasattan sonra havları alınmalı ve mutlaka kalibrasyona tabi tutularak belli irilikteki tohumların bir grup oluşturması sağlanmalıdır.
Kış mevsimi donlu geçen bölgelerde ise tohumluk olarak ayrılan havuçlar donlu dönem geçinceye kadar kum içinde 3-5 °C sıcaklıklarda muhafaza edilmeli ve don tehlikesi kalktıktan sonra esas yererine açıklandığı şekilde dikilmelidirler.
Saksıda havuç
ALT BAŞLIKLAR
Çeşitleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Yaptığınız için teşekkürler.Şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şeyi gayesiz, nizamsız göremezsin. Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.